Çocuksuz Bırakılan Babalar ve Çocuk Hakları Derneği Başkanı Ali Selman Işık, Türkiye’de 30 bine yakın çocuğun anne-babalarını haciz yoluyla görebildiğini belirterek, “Bir kişinin evinde iki tane televizyon varken, haciz yapılmazken bizler çocuklarımızı haciz yoluyla görmek zorunda kalıyoruz” dedi.
Eşinden ayrılan çocukların velayetlerinin annelere verilmesini babalara haksızlık olarak değerlendirdikleri için Çocuksuz Bırakılan Babalar ve Çocuk Hakları Derneğini kurduklarını belirten Dernek Başkanı Ali Selman Işık, ortak velayetin yasalaşması için çalışma yürüttüklerini ifade etti. Maddiyatı yetersiz olan babalara velayet verilmediğine dikkat çeken Işık, "Yerel mahkemeler çocuklarla ilişkiyi kısıtlayacak derecede ayda 8-9 saatlik babalık yapmamızı söylemektedir. Bu kadar saatlik görüşmede nasıl bir babalık yapabilirim soruyorum size? Bizlerin kötü bir baba olduğuna dair kanıtları, belgeleri var mı? Mahkemelerde sadece anne şefkati dikkate alınırken, babanın şefkati, sevgisi yok sayılmaktadır. Tarafımca almış aldığım sosyal inceleme raporunda çocuğumuzla kişisel ilişkimin kısıtlanmaması maddesi olmasına rağmen hala çocuğumla kısıtlı görüşmekteyim. Ayda 1-2 gün görmekte olduğumuz gibi sağlık bilgileriyle, eğitimiyle hiçbir şekilde ilgilendirilmiyoruz. Sadece nafaka ödeyen ATM babaları olmuş durumundayız. Bizler ziyaretçi değiliz, babayız. Anneler kadar da babalık hakkımızdır ve haklarımızı istiyoruz” dedi.
Türk mahkemelerinde haciz tutanaklarında haciz cinsi olarak “çocuk teslimi” yazdığını ve bunun büyük bir zulüm olduğunu dile getiren Işık, “Çocuk haciz tutanaklarında cinsi olarak çocuk teslimi görülmektedir. Bu zaten ayrı bir zulümdür. Bunu toplum vicdanına bırakıyorum. Bir kişinin evinde iki tane televizyon varken, haciz yapılmazken bizler çocuklarımızı haciz yoluyla görmek zorunda kalıyoruz” diye konuştu.

"ORTAK VELAYET HAKKI İSTİYORUZ"
Ortak velayet hakkının yasalaşmasının boşanmış çocukların psikolojileri açısından olumlu sonuçlar doğuracağına değinen Ali Selman Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt dışında boşanan anne babaların çocukları üzerindeki hakları eşit. Çocuk haczi diye de bir izlenim yok ve insanlar çocuklarını görmek için belirli bedeller ödemiyorlar ama biz Türkiye’de icra, pedagog ve polis eşliğinde gitmek zorunda kalıyoruz. Çocuklarımızın haklarını savunmak için çabalıyoruz. Çocuklarımızın babalarıyla veya anneleriyle kişisel ilişkilerinin sınırlandırılmamasını istiyoruz. Konuyla ilgili olarak Aile Bütünlüğü Koruma Komisyonuna katıldık ve buradaki ortak velayet konusuna vurgu yaptık. Bu komisyon raporumuzun bir an önce yasalaşmasını istiyoruz. Türkiye’de tek taraflı velayetle kişisel ilişkinin kısıtlanmasında örnek emsal teşkil edecek Anayasa kararları mevcuttur. Anayasa’nın 20. maddesine atıfta bulunarak bazı arkadaşlarımız burada haklı görülmüştür ve aynı zamanda AİHM’de de haklı görülmüştür. Geç gelen adalet adalet değildir, biz çocuklarımızla eşit şekilde görüşmek istiyoruz. Üyelerimizden bir kişi Anayasa Mahkemesine başvurusunda davasını kazanmıştır. Bir arkadaşımız ise İnsan Hakları Kurulunda çocuk haczinin insan hakkı ihlali olduğuna dair kararlar almıştır. Aynı zamanda Kamu Denetleme Kurulu tavsiye kararları vermiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’yi bu tutumundan dolayı tazminatla cezalandırmıştır. Bizim derdimiz para değil, yalnızca babalık görevlerimizi yapmak istiyoruz. Ziyaretçi değiliz, çocuklarımıza babalık yapmak istiyoruz.”
(İHA)