TRABZON (AA) - DUYGU AVUNDUK - Trabzon'da 670 gram olarak dünyaya gelen ve 140 günlük tedavisinin ardından sağlıklı şekilde taburcu edilen "Hatice Nida" bebek, ailesinin 8 yıllık bebek özlemini sona erdirdi.

Haydar Demirci ile 2010 yılında evlenen Ayşe Demirci, evliliğinin ilk yıllarında hamile kaldı ancak hamileliğinin 4'üncü ayında bebeğini kaybetti.

O günden sonra uzun süre bebek sahibi olamayan çift, doktor tavsiyesiyle tüp bebek tedavisine başladı.

İlk tüp bebek denemeleri olumsuz sonuçlanan çift, iki yıl boyunca bebek sahibi olamadı. Normal yollardan üçüncü kez hamile kalan Ayşe Demirci'nin 14 haftalık dünyaya gelen bebeği de yaşamadı.

Kan pıhtılaşması nedeniyle gebeliklerinde sorun yaşayan anne Demirci, 2 yıl sonra yeniden tüp bebek yöntemiyle hamile kaldı.

Bebeklerini büyük heyecanla bekleyen Demirci çiftinin sevinci, kızlarının kasım ayında 25 haftalık doğmasıyla yerini kaybetme korkusuna bıraktı.

"Hatice Nida" adı verilen bebek, 140 günlük yaşam mücadelesini kazanarak ailesine büyük mutluluk yaşattı.

35 yaşındaki anne Ayşe Demirci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 yıl boyunca zorlu bir süreçten geçtiklerini söyledi.

Demirci, "Son hamileliğimde hiçbir sıkıntımız yoktu. Tansiyon hastası olduğum için doktorlar 'Gününden önce doğabilir' dediler ama onlar da 25 haftalık doğabileceğini düşünmüyorlardı. Diğer bebeğim gibi kızımı da kaybedeceğimi düşünüyordum, çok korktum çünkü çok küçüktü." dedi.

Demirci, doktorların kızı için "Yüzde bir ihtimalle yaşayabilir" dediklerini ifade ederek, "O, çok dirençli bir bebekti. Bugünlere kadar geldi. Geçen süreç çok zor. Prematüre nedir bilmiyorduk. İnternetten araştırıp öğrendim. Bu olayı yaşayan annelerin hikayelerini okudum ve kendimi cesaretlendirdim." diye konuştu.

Yaşadıklarından, dua ve sabrın ne kadar önemli olduğunu anladığını dile getiren Demirci, "Allah'a dua ettim ve mucizemi bize verdi. O kuvözdeyken ne lohusalığımı ne doğumumu ne de anneliğimi yaşayabildim. Her şey yarımdı ta ki onu kucağıma alana kadar." ifadesini kullandı.

Demirci, bebeğini ilk kez kucağına aldığı zaman anneliğin ne demek olduğunu öğrendiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Onun sıcaklığını ve kalp atışını hissettim. Allah'ım o yolu gözleyen herkese bebeklerini kucaklarına almayı nasip etsin. Bebeğimizi eve getirdiğimizde mutluluğumuz kat kat arttı. Şimdi bir dakika bile başından ayrılmıyorum. Gece uyurken 'Nefes alıyor mu?' diye kontrol ediyorum çünkü içimde bir korku var. Bu da kızım normal yaşıtlarını yakalayana kadar devam edecek."

Demirci, prematüre bebek sahibi olan annelerin sabırlı olmaları gerektiğini vurgulayarak, "Bebekler anneleri duyuyor ve hissediyor. Onlar ne kadar güçlü olursa bebeklerin de o kadar güçlü olacağını bizzat yaşayarak öğrendim. Sabır ve dua etmeleri gerekiyor." dedi.

- "Bizim için bu mucize bebek"

Özel sektörde çalışan 36 yaşındaki baba Haydar Demirci ise eşinin tüp bebek yöntemiyle hamile kalmasına çok sevindiklerini ancak daha önce yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle hamilelik sürecinde tedirgin olduklarını anlattı.

Erken doğum nedeniyle bebeği kaybetme korkusu yaşadıklarını dile getiren Demirci, şöyle devam etti:

"Bizde bir korku oldu. Doktorlar da erken doğum olduğu için çok umut veremediler, zamana bıraktıklarını söylediler. Allah'ın yardımı, doktorların ve çevremizin desteğiyle bugünleri gördük. Kızımız doğduğunda 670 gram 32 santimetre boyundaydı. Şu anda ise 3 kilogram oldu. Bizim için bu mucize bebek. Mutluluğumuz tanımlanamaz."

Demirci, bebeğini doğduktan 130 gün sonra ilk kez kucağıma alabildiğini belirterek, "Tutmaya korktum ama aldıktan sonraki o mutluluk her şeye değer. İlk defa baba oluyorum. Onun hasretiyle uzun süre bekledik. Anlatılmaz bir duygu. Bunu ancak yaşayan bilir." diye konuştu.

Aile büyüklerinin tavsiyesiyle kızlarının ismini Hatice Nida koyduklarını aktaran Demirci, şunları kaydetti:

"Hatice isminin manasının sonradan erken doğan kız çocuğu olduğunu öğrendik. Bu da bizi farklı bir duyguya sevk etti. Prematüre olduğu için kontrolleri var ve özel bakım isteyen bir bebek. Kızımız sayesinde aynı durumda olan birçok aileyle tanıştık. Bebeklerin içlerinde en küçüğü bizimki. Aynı kaderi paylaştığımız arkadaşlarımız arttı. Anneler WhatsApp grubu kurdu, devamlı irtibat halindeyiz."