AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - Amasya'nın Taşova ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki Durmuş Özer, belediye başkanlığı yaptığı dönemde bir müzede tanıtmak istediği Anadolu kültürünü yansıtan eşyaları, belde köy statüsüne dönüştürüldükten sonra evinin bahçesinde sergilemeye başladı.

Alpaslan köyünün belde olduğu dönem, 2009-2014 yıllarında belediye başkanlığı yapan Özer, beldesine Anadolu kültürünü yansıtan bir müze kazandırmak ve müzede yaklaşık 40 yıldır topladığı eşyaları sergilemek istedi.

Nüfus kriterleri nedeniyle belde köy statüsüne dönüştürülünce Özer, bu hayalini evinin bahçesinde hayata geçirdi.

Geçmişi 250 yılı bulan ev eşyaları ve tarım aletlerini bahçesinde sergilen Özer, ziyaretçilerine ise hem keyifle "müzesini" gezdiriyor hem de çeşitli ikramlarda bulunuyor.

- 40 yılda yüzlerce antika eşya topladı

Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hobi olarak toplamaya başladığı eski eşyalara ilgisinin yıllar geçtikçe arttığını, 40 yılda yüzlerce antika eşya topladığını anlattı.

Belediye başkanlığı yaptığı dönem Anadolu kültürünü yansıtan eşyaları bir müzede toplamak istediğini söyleyen Özer, bu hayalini belde köy statüsüne dönüşünce gerçekleştirdiğini aktardı.

İnsanların modern yaşamda karşılaştıkları sıkıntılardan dolayı geçmişe özlem duyduğunu belirten Özer, "Kasabamız 2014 yılında nüfus kriteri nedeniyle köye dönüştürüldü. Ben de eşimle hayalim olan müzeyi evimin bahçesine kurdum. Kendi tarihimize sahip çıkmaya çalıştık. Vatandaşlarımızda geçmişe bir özlem var, geçmişini özlüyor merak ediyor biz de bu özlemi eski eşyaları sergileyerek gidermeye çalıştık. İnsanların bu müzede zamana yolculuk etmesi beni mutlu ediyor." dedi.

- "Ülkemizin bu seviyeye gelene kadar ne zorluklar çektiğiniz anlatmaya çalışıyorum"

Bahçesinde sergilediği eşyalara vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini aktaran Özer, şöyle konuştu:

"Vatandaş buraya geldiğinde ilk önce burayı bir kafe gibi, bir ticari işletme gibi görüyor ancak biz köyümüze kim gelirse bahçemizde, evimizde misafir etmeye hazırız. Müzemizi gezmeye gelen misafirlerimize çay, kahve ikram ediyoruz, karınları açsa ikramlarda bulunuyoruz. Bizim tek isteğimiz vatandaşların bu eşyaları görerek geçmişini unutmaması, geçmişe olan özlemlerini biraz olsun dindirmek."

En büyük mutluluğun bahçesini gezmeye gelenler olduğuna işaret eden Özer, şunları söyledi:

"Bazı zamanlar okullardan öğrenciler müzeyi ziyarete geliyor, hiçbiri bu aletleri, eşyaları bilmiyor, bilmemeleri de normal ancak biz anlatıyoruz hangi işlerde kullanıldığını öğretiyoruz. Çocuklarımıza atalarımızın ne zor şartlarda üretim yaptığını anlatmaya çalışıyoruz, ülkemizin bu seviyeye gelene kadar ne zorluklar çektiğiniz anlatmaya çalışıyorum."

Özer'in eşi Rukiye Özer ise hayatı boyunca eşine hep destek olduğunu vurgulayarak "47 yıllık evliyiz bu zamana kadar ne yaptıysak beraber yaptık. Başkanlık döneminde hem ona yardımcı olmaya, yanında olmaya çalıştım. Şimdi bu müzeyi kurarken hep yanında oldum, müzenin tasarımı konusunda yardımcı oldum." ifadesini kullandı.