KONYA/DÜZCE (AA) - METİN BOLAT/ÖMER ÜRER - Konya'da boşanma davası açtıkları kocaları tarafından öldürülen Dilber Yılmaz ve Havvanur Çartı'nın aileleri ile Düzce'de öldürülüp cesedi yakılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Hatice'nin annesinin acıları, üniversite öğrencisi Özgecan'ın öldürülmesiyle bir kez daha tazelendi.

Mersin'in Tarsus ilçesinde Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle adeta tüm Türkiye tek yürek oldu. Aslan'ın ailesinin yaşadığı acıya herkes olundu. Fakat Özgecan cinayeti, belki de en çok kadın cinayeti mağdurlarını etkiledi.

Konya'da boşanma davaları süren eşleri tarafından öldürülen Havvanur Çartı ile Dilber Yılmaz'ın ailesinin acısı, her kadın cinayetiyle tekrarlanıyor. Aileler, duygularını AA muhabiriyle paylaştı.

- Annesi öldürüldüğünde henüz üç aylıktı 

Merkez Meram ilçesindeki evinde, 22 Mart 2011'de kocası Yalçın Çartı tarafından boğularak öldürüldükten sonra cesedi annesi tarafından bulunan Havvanur Çartı'nın (19) olay tarihinde 3 aylık olan oğlu Ali Ekrem'e, anneannesi Sultan Özçelik (40) sahip çıktı.

- "İnsan erkek çocuğu olduğuna utanır mı, ben utandım" 

Özçelik, torununa sarılarak acısını hafifletmeye çalıştığını söyledi. Ancak Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle gözyaşlarının yine hiç durmadığını aktaran Özçelik, "İnsan erkek çocuğu olduğuna utanır mı, ben utandım. Özgecan'ın ailesiyle aynı acıyı ben de bir kez daha yaşadım. Acımızın o aileyle bir farkı yok. Allah sabır versin" diye konuştu. Ali Ekrem'in velayetini üzerine almak için dava açtığını belirten Özçelik, torununun kendi soy adını taşımasını istediğini aktardı.

- Kızının mezar taşına kızlık soyadını yazdırdı 

 Merkez Selçuklu ilçesinde iki çocuk annesi Dilber Yılmaz'ı (29) 20 Mayıs 2012'de kocası Mehmet Yılmaz (32), vücudunun çeşitli yerlerinden 11 bıçak darbesiyle öldürmüştü. Yılmaz, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Kızlarının acısıyla her gün gözyaşı döken baba Fikret Keskin, kendisini de bıçaklayan Yılmaz'ın sadece 40 gün aynı evde yaşadığı kızına sürekli şiddet uyguladığını söyledi. Kızının hiç suçu yokken öldürüldüğünü dile getiren Keskin, "Özgecan cinayetiyle yaramız tekrar kanadı. Benim kızım yeniden ölmüş gibi üzüldüm. Artık anneler, babalar ağlamasın. Kızımın mezarına kızlık soyadını yazdırdım ki katilin soyadıyla anılmasın diye" dedi. 

- Düzce'deki acılı aile

Özgecan cinayetiyle yeniden sarsılan ailelerden biri de Düzce'de ikamet ediyor. Düzce'de 5 yıl önce başı gövdesinden ayrıldıktan sonra yakılarak gömülen 14 yaşındaki lise öğrencisi Hatice Arı'nın ailesi, büyük acılarını tekrar yaşadı.

Arı ailesi, kızları 5 Ocak 2010 günü okula gitmek üzere evden ayrıldıktan sonra bir daha ona ulaşamayınca polise başvurdu. Arı'nın kaybolmasından yaklaşık 5 ay sonra cesedi, Akçakoca ilçesine bağlı Subaşı köyünde ormanlık alandaki bir fındık bahçesinde, başı kesilip yakıldıktan sonra gömülmüş olarak bulundu.

Kızlarını gözyaşları içinde toprağa veren Mehmet-Nurşen Arı çiftinin acısı, olayın faili olarak gözaltına alınan polis memuru A.M.T'nin iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasıyla da dinmedi. Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle yeniden sarsılan anne Nurşen Arı, hemen her gün aynı acıyı yaşadığını, Özgecan'ın ailesinin acısının kendilerinin yaşadığının aynısı olduğunu söyledi.

"O aileyi izlerken aynı duyguları yaşıyoruz, onların acısını paylaşıyoruz" diyen anne Arı, şöyle devam etti:

"Suçlulara en ağır cezaların verilmesini istiyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizim yavrularımızı geri getirmezler, hiçbiri geri gelmeyecek. Bunu yapanlar insan değil, insan olsa böyle yapmaz. Canavar bile parçalayıp bırakıyor. Bunlar yakıp bırakıyor. Benim yavrumun ölüsü bile aylar sonra bulundu. Kanunları, neyi yapıyorsa yapsınlar. İdam mı edecekler, öldürecekler mi, asacaklar mı onlar bilir. Assalar bu tür olaylar yaşanmaz, gündeme gelmez."