15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaralanan İkran Tutal, ateş eden darbeci askerlere, “Etmeyin eylemeyin, gelin vatanımıza sahip çıkalım, birbirimizi vurmayalım, öldürmeyelim” dediklerini anlattı.
15 Temmuz gecesi darbeyi önlemek ve demokrasiye sahip çıkmak için abdestlerini alarak bayrakları ile sokağa çıkan ve yaralanan 49 yaşındaki İkran Tutal ve 17 yaşındaki oğlu Emre Tutal’ın Ankara Numune Hastanesi’nde tedavileri sürüyor. O gece yaşadıklarını anlatan İkran Tutal, teras kattaki evlerinde otururken bir anda üzerlerinden uçakların geçmeye başladığını kaydederek, “Baktım uçaklar geçiyor, ‘pek hayra alamet değil’ dedik. Haberleri açtık, pek bir şey çıkmadı. Sonra baktık tank geçmeye başladı. Haberlerde filan da çıkınca hemen bayraklarımızı aldık, oğlumla birlikte Türk bayraklarını sırtımıza bağladık, ‘Gün bugündür’ dedik. Ben şimdiye kadar ne mitinge gitmiştim ne böyle şeylere gitmiştim ama dedim bu da olursa artık Türkiye biter. O nedenle oğlumu da aldım çıktım, yürüyerek Dışkapı Köprüsü’ne gittik. Oradan bir arabaya bindik, Sıhhiye’de indik, Kızılay’a yürüdük, baktık tanklar bütün araçları ezmişler. Bu kadar canilik olur mu? Baktık tank geliyor, önüne çıktık, taş attık, ‘Siz kimsiniz? Bu ülkenin maaşlı evladı, bizim evladımızsınız, nasıl böyle bir şey yaparsınız?’ diye bağırdık çağırdık. Sesimizi duydu, tankı kenara çekti, ondan sonra bir şey yapmadı, böyle şeyler de vardı yani” ifadelerini kullandı.

“ONLAR BİLİNÇSİZ CAHİL OLARAK YAPTILAR, ONLAR NE YAPTIKLARINI BİLMİYORLAR”
Baba Tutal, “Tabii askerler silahı bıraktı, halk orada çıktı, ondan sonra ‘zarar vermeyin’ dedik. Onlar bilinçsiz cahil olarak yaptılar, onun için ‘zarar vermeyin’ dedik. Neticede onlar bizim vatan evladımız. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. Yürümeye başladık, tekrar savaş uçakları geçmeye başladı. ‘Ne oluyor? Siz şehit olmaya mı gidiyorsunuz gebermeye mi? Siz ancak gebermeye layıksınız, böyle bir şey yaparsanız geberirsiniz. Şehitlik bambaşka bir olay, Allah’ın vermiş olduğu en büyük hazine. Onu yapamayacaksınız ki siz gebereceksiniz’ diye bağırdık” şeklinde konuştu.

“OĞLUM HERHALDE BİZ ÖLECEĞİZ, ŞEHİT OLACAĞIZ”
Daha sonra kulakları sağır eden bir sesle tankların geçtiğini belirten İkran Tutal şöyle devam etti:
“Biraz daha ilerledik, baktık arabaları hep ezmişler, belediyenin yaptığı çiçeklikleri, havuzları filan hep yıkmışlar, darmadağın etmişler. Bu kadar ileri gidilir mi? Genelkurmay kavşağına gittim, orada yeni yapılan bir köprü vardı. Orada tanklara bağırıp çağırıyorduk ‘Etmeyin eylemeyin, gelin vatanımıza sahip çıkalım, birbirimizi vurmayalım, öldürmeyelim’ diye. Bazı askerler hiç yaklaşmıyorlardı, ateş açmıyorlardı. Ateş açan olduğu zaman halk taşlıyordu, bu sefer onlar da bırakıyorlardı. Sonra oraya yaklaştık, baktım tankın birisi her şeyi eze eze geliyor, bir tane taksiyi aldım, polis taksisi miydi ticari taksi miydi artık bilemiyorum. Oğlum da benim yanımdaydı ‘Oğlum, herhalde biz öleceğiz, şehit olacağız’ dedim. Çünkü önüne geçeni silip süpürüp götürüyordu, kurtulmamız mümkün değildi, öyle yaklaşmıştı ki. Biz iyice kenara çekildik ama sıyırıp geçiyor, ne var ne yok alıp aşağı atıyor. Orası da öyle yüksek bir yer ki oradan fırladım, havada uçtum, sonrasını hatırlamıyorum. Hastanede gözümüzü açtık, duydum ki Elhamdulillah vazgeçmişler ama olan insanlarımıza oldu, ölenler, yaralananlar oldu, şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Allah onların yardımcısı olsun ama olması gereken bir şeydi. Yapmasaydık, bizler yapmasaydık, onlar yapmasaydı bu vatan batmaya mahkumdu. Gidemeyiz, biz vatanımızı terk edemeyiz, vatan bizim. Yıllardır bunu söylüyoruz Türk’ün Türk’ten başka dostu yok. Onun için vatanımıza sahip çıkacağız.”
Yıllardır hiçbir mitinge katılmadığının altını çizen İkran Tutal, “Gittim oyumu verdim, tamam benden bu kadar diyordum ama bu son olayda artık lafın bittiği yer. Bunu da yapamazsak artık öldük demektir, bundan sonra ülkemizden başka yerde mi oluruz, burada oluruz gelip başkaları mı bizi yönetir onun hesabını yaptık. Bir an bile tereddüt etmedik, çıktık gittik” dedi.

“ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞEY YAPTIĞIMIZI SONRA FARK ETTİK”
Muhammed Emre Tutal ise yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Darbe olduğunu televizyondan öğrendik zaten. Sonra vatan, millet, bayrak dedik çıkmamız gerektiğini düşündük. Genelkurmay’ın oraya kadar yürüdük, sonra zaten bir anda ortalık karıştı, savaş meydanına döndü. Askerler ateş ediyordu, bir sürü kişi öldü gözümüzün önünde. Çok kötüydü gerçekten, anlatılmaz. Allah kimseye yaşatmasın. İlk önce bir tane tank gördüm, o ara F-16’lar çok yakın uçuyordu zaten hiçbir ses duyamıyorduk. Tankın geldiğini anlayamadım, gördüğümde milleti eze eze geçti, ondan kurtuldum. Sonra ikinci tank bir polis arabasını köprünün köşesine sıkıştırdı, kürek misali sürükleye sürükleye herkesi attı aşağı. Sonra bende babam düştükten sonra atlamam lazımdı, yani asker tankın içinden ateş ediyordu. Atlamam gerekti, atladım ben de. Ya tankla ölecektim ya atlayarak, o anki psikolojiyle atlamayı tercih ettim, atladım. Uyandığımda hastanedeydim, sonra olayları öğrendim, darbe bitmiş. Sonra çok önemli bir şey yaptığımızı fark ettik. Bütün olanlar buydu.”
(İHA)