İSTANBUL (AA) - Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "Fonlama tarafına baktığımız zaman özellikle mevduat tarafında yabancı paraya eğilim hala devam ediyor. Burada Türk lirasına olan güvenin yeniden hep birlikte tesis edilmesi gerekiyor. Türk lirasındaki son gelişmeler de değerlemenin yeniden ivme kazanacağı noktasında çok önemli sinyaller verdi." dedi.

Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Business sponsorluğunda bu yıl online olarak CEO Club Bankacılık Zirvesi kapsamında "Bankacılık 2021 Ajandası" başlıklı bir panel düzenlendi.

Arslan, panelde yaptığı konuşmada, bankacılık sektörünün özellikle 2001 krizinden sonraki yapılanmalar ve atılan adımlarla tüm zorluklara rağmen oldukça güçlü ve sağlıklı bir seviyede olduğunu dile getirdi.

2020 yılında öne çıkan gelişmelere değinen Arslan, "Bu gelişmelerden bir tanesi de artık ekonomide dolarizasyon dediğimiz yabancı paraya erişimden ziyade Türk lirasına yönelik finansman imkanlarının arttığını görüyoruz. Özellikle biz kamu bankaları olarak buna oldukça önem veriyoruz, finansmanın Türk lirası cinsinden yapılmasına... Özellikle döviz geliri olmayan firmalara bu anlamda bir yabancı para finansman noktasında oldukça hassas davranıyoruz, bu kur riskini yönetme anlamında." diye konuştu.

Arslan, Türk lirasının yeniden finansman anlamında önem kazandığını belirterek, "Fonlama tarafına baktığımız zaman özellikle mevduat tarafında yabancı paraya eğilim hala devam ediyor. Burada Türk lirasına olan güvenin yeniden hep birlikte tesis edilmesi gerekiyor. Türk lirasındaki son gelişmeler de değerlemenin yeniden ivme kazanacağı noktasında çok önemli sinyaller verdi. Biz buna inanıyoruz." yorumunu yaptı.

Türkiye'nin hem sağlık hem de ekonomi alanında pandemi sürecini dünyanın diğer ülkelerine, gelişmiş ülkelerine kıyasla oldukça başarılı bir şekilde yönettiğini dile getiren Arslan, bu kapsamda yeni çalışmalar da yapıldığını ve pandeminin etkileri ekonomik anlamda yavaş yavaş ortadan kalktığını söyledi.


- "Orta ve uzun döneme baktığımız zaman sektörümüz gerçekten çok güçlü"


Arslan, 2020 yılında özellikle Türkiye'nin bölgesel anlamdaki politik gelişmeleri de iyi yönettiğini, burada avantajlı duruma geçtiğini ve geçmeye devam edeceğini düşündüklerini belirtti.

Bankacılık sektöründeki beklentilere değinen Arslan, "Orta ve uzun döneme baktığımız zaman sektörümüz gerçekten çok güçlü ve ekonomik büyümenin, ekonomik güvenliğin de sigortalarından biridir. Elbette ki bankacılık sektörünün dışındaki finansman imkanlarında da sermaye piyasaları başta olmak üzere gelişmeler olması gerekiyor. Biz bu noktada elimizden geleni yaptığımızı düşünüyoruz." dedi.

Özellikle Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) öne çıkan hususları dikkate alarak bir politika geliştirdiklerini aktaran Arslan, bu kapsamda hem döviz kazandırıcı hem de ithalata bağımlılığı azaltıcı ve yerli/milli üretimi destekleyici bakış açısıyla hareket edecek bir strateji belirlediklerini kaydetti.

Arslan ayrıca dijitalleşme konusunun da kendileri açısından önemli olmaya devam edeceğini ve bu kapsamda bankacılık dijital dönüşüm ofisi kurduklarını sözlerine ekledi.


- "Daha TL ağırlıklı bir bilanço yönetiyoruz"

Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, pandemi döneminde, odağı insan olan yaklaşımla, performansı yönetmenin öneminin çok daha öne çıktığını ve bu dönemin insan kaynağına bakışı değiştirdiğini söyledi.

Gür, pandemi döneminde çalışma ortamını farklılaştırmanın, iş yaşam dengesini gözetmenin ve performansı belli bir seviyede tutmanın kritik bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, "Bu sebeple de Alterflex adını verdiğimiz yeni hibrit bir çalışma modeline geçtik. Alterflex, bugün sektördeki en kapsayıcı uygulamalardan bir tanesi." dedi.

İki yıldır, temel göstergelere bakıldığında, özel bankalar arasında büyümeye devam ettiklerini kaydeden Gür, "Özellikle 2020 yılında bu strateji bizi aktif rasyosu olsun, zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemeler olsun pozitif ayrıştırdı. Daha TL ağırlıklı bir bilanço yönetiyoruz." ifadelerini kullandı.

Gür, aktif büyüklüklerinin yüzde 18 arttığını, yaklaşık 35,5 milyar TL civarında aktif büyüklüklerinin olduğunu belirterek, “Öz kaynaklarımız da ciddi bir atış var, yüzde 22 civarında. Sermaye tarafında da yüzde 20’yi aşan bir sermaye yeterlilikle esasında bu yılı tamamlıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek yıl sektörün üzerinde bir büyümeyi hedeflediklerine işaret eden Gür, "Yüzde 20’ler civarında bir büyüme mutlaka bizim bütçemizde yer alacak. Katma değer yaratan her türlü üretimin, finansmanın dış ticaretin, ihracatın var olduğu noktada bu ticaret ağına değmek istiyoruz. Dış ticareti, özellikle ihracatı, buradaki büyümeyi, iştahı korumaya devam edeceğiz." açıklamasını yaptı.


- "2021 yılının en önemli konularından biri, aktif kalitesi ve kredi risk maliyeti olacak"

Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, "Garanti olarak, aktifimizi 480 milyar TL’ye, kredilerimizi 300 milyar TL’ye getirdik. Yılın 9 ayını 5 milyar TL kar ile bitirdik. Ama buna rağmen sermaye yeterliliğimiz yüzde 18,5’in üzerinde." ifadelerini kullandı.

Baştuğ, pandemi döneminde önceliklerinin çalışanların ve müşterilerin sağlığı olduğunu belirterek, "Bu dönemde kısa sürede büyük tedbirler aldık. Alışık olmadığımız çalışma düzenlerine girdik. Dijitalleşmeyle alakalı önümüzdeki 10 sene içinde gelişim planı olarak gördüğümüz şeylerle 1 ay içerisinde karşı karşıya geldik. Bunlara da süratle adapte olduk." şeklinde konuştu.

Gelecek yıl içinde banka olarak büyüme odaklarının devam edeceğini belirten Baştuğ, "2021 yılının en önemli konularından biri, aktif kalitesi ve kredi risk maliyeti olacak. Bankacılık sektörü için en önemli gelir kaynağı da tahsilat ve sorunlu krediler olacak." yorumunda bulundu.

Baştuğ, Merkez Bankası’na bağımlılıklarının devam edeceklerini dile getirerek, "Yurt dışı swap piyasaları dün yapılan regülasyonla biraz açılacak gibi görünüyor. O güzel bir haber. Dolayısıyla bütün bankacılık TL üstüne odaklanacak. Biz de burada yaygınlaşarak büyümeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

- Bankalar birinci ve ikinci çeyrekte net faiz gelirlerini güzel bir şekilde realize ettiler"

Citibank Türkiye Genel Müdürü Emre Karter ise pandeminin etkilerini azaltmak amacıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de alınan hem teşvik hem de tedbir kararlarının beraberinde ciddi bir kredi büyümesini getirdiğini ifade etti.

Karter, "Özellikle faiz ve fonlama maliyetindeki düşüş eylül ayına kadar karlılıkları, kredi büyümesiyle beraber karlılıkları olumlu yönde seyrettirdi. Bankalar birinci ve ikinci çeyrekte net faiz gelirlerini güzel bir şekilde realize ettiler." değerlendirmesinde bulundu.

Yabancı para fonlama tarafında, bütün zorluklara rağmen, bankaların kendi dış yükümlülüklerini, sendikasyonlarının çevrilmesini gayet tatminkar oranlarda çevirmeyi başardıklarını anımsatan Karter, "Hem birinci yarı hem ikinci yarıya baktığımız zaman sendikasyonlarda ki çevrim oranında yüzde 90- 95’lere varan oranlar elde edildi. Bu bize göre gayet iyi bir performans. Hızlı kredi büyümesine rağmen bankaların şu anda sermaye ihtiyacı gözükmüyor. Sermaye yeterlilik oranları, yine dünya ortalamalarının çok üzerinde." dedi.


- "Her sektörün ihtiyacına uygun çözümlerle onları geleceğin dünyasına hazırlıyoruz"


Panelin açılışında konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin de pandemiyle birlikte dünya çapında milyonlarca insanın iş, eğlence, alışveriş ve daha fazlası için dijital araçlara ve yöntemlere yönelmesiyle işletmelerin dijital dönüşüme yatırım yapmasının her zamankinden daha acil bir hal aldığını dile getirdi.

Türk bankacılık sektörünün dijitalleşmeye öncülük eden sektörlerin başında geldiğini belirten Meltem Bakiler Şahin, şunları kaydetti:

"Yeni dünyada bütün sektör ve segmentlerde iş modelleri daha fazla dijitalleşecek ve şirketlerin her ölçeğe uyarlanabilen teknik çözümlere ihtiyacı olacak. İşletmeler maliyetleri azaltmak ve verimliliği artırmak için iş süreçlerinde gerekli dijitalleşme ve otomasyonu sağlamaya odaklanacak. Öte yandan Nesnelerin İnterneti sayesinde işletmelerin gelirlerinde, pazar paylarında, müşteri deneyimi ve çalışan üretkenliğindeki sağladıkları artış önümüzdeki dönemde de devam edecek.

Biz de Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonumuz kapsamında finanstan perakendeye her sektörün ihtiyaçlarına uygun çözümlerle onları geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. Dijital çözümlerimizle verimlilik ve tasarruf imkanı sunarken bir yandan da en doğru kanalları kullanarak müşteri memnuniyetinin korunmasını sağlıyoruz. Türkiye’de banka ve finans kuruluşlarının da ‘dijital iş ortağı’ olarak, Nesnelerin İnterneti'nden bulut uygulamalarına, bina içi ağ çözümlerinden mobil iletişime, datacenter’dan siber güvenliğe kadar geniş bir alanda katma değerli çözümler sunuyoruz."