BİTLİS (AA) - AHMET OKUR - Bitlis'te İngilizce öğretmeni Fatma Cemre Oğuz, okuldan arta kalan zamanlarda ve hafta sonları ziyaret ettiği barınaklardaki hayvanların mama ihtiyacını karşılıyor, bakımlarını yapıyor, tedavilerine yardım ediyor.

Yaklaşık 2 yıl önce Bursa'dan Bitlis'teki Dideban İlkokuluna atanan Tokatlı öğretmen Oğuz'un hayvan sevgisi ilgi çekiyor.

Oğuz, okuldan arta kalan zamanlarda ve hafta sonları sahipsiz hayvanlarla ilgileniyor, sokaklara kapların içerisinde mama bırakıyor ve barınakları ziyaret ediyor.

Boş zamanının büyük kısmını barınaklarda geçiren Oğuz, hayvanlara mama veriyor, bakımlarını yapıyor ve tedavilerine yardımcı oluyor.

Oğuz AA muhabirine yaptığı açıklamada, havyan sevgisinin çocuk yaşta başladığını, öğrencilik yıllarında da sokaklarda sürekli hayvan beslediğini söyledi.

Yaklaşık 4 yıl önce sokakta bulduğu iki yavru kediyi biberonla beslediğini ve hala bu kedilere evinde baktığını anlatan Oğuz, "Ben onlarla yaşadıktan sonra hayvan sevgim daha da pekişti. Onlar benim yanımda, bakıyorum 'Ama ya dışarıdakiler ne yapıyorlar?' diye sürekli dertlenmeye başladım. Daha sonra sokaklara mahalle aralarına ve kapımın önüne yemek kapları bıraktım. Her gün kapları mama ile doldurdum." dedi.

Oğuz imkanı ölçüsünde maaşının bir kısmı ile barınaklara bağış yaptığını ve sokak hayvanlarına mama aldığını ifade etti.

Özellikle barınaklarda çok fazla mama ihtiyacı olduğunu dile getiren Oğuz şöyle konuştu:

"O kadar çok bakılması gereken hayvan var ki belediyelerin hepsine yetişmesi gerçekten çok zor. Barınaklara özellikle yuva ve kulübe yapılması için insanların yardım etmesini istiyoruz. 5-10 liranın kimseye zararı olmaz. Bunu hayvan barınaklarına bağışlayabilirsiniz. Onun yanında barınak ziyaretleri çok önemli. Bu hayvanların öncelikle sevgi ve merhamete ihtiyaçları var. Hayvanlar dünyanın en masum canlıları."

Oğuz en büyük amacının öğrencilerine hayvan sevgisini aşılmak olduğunu dile getirerek, "Bu, Türkiye'de büyük bir eksiklik. Maalesef aileler bu konuda çocuklarını yeterince bilgilendirmiyor. Ben de elimden geldiği kadar öğrencilerimle konuşup onlara hayvan sevgisinin nasıl güzel bir duygu olduğunu anlatmaya çalışıyorum." dedi.

İnsanların her gün tonlarca yiyeceği çöpe atmak yerine sokak hayvanlarına vermeleri durumunda önemli bir sorununun çözümüne katkı sunacağını vurgulayan Oğuz, şöyle devam etti:

"Bu sayede birçok canlı hayata tutunacak. Bir canlının hayatını kurtarıyorsun. Köpek ya da hiçbir hayvandan da korkmamak lazım. Sevginin açamayacağı hiçbir şey yoktur. Ben barınak görevlilerinin 'çok hırçın' diye yanaşmadığı köpeklerin kafesine girdim. Biraz sevdikten sonra baktım yere yattı yuvarlanmaya başladı. O kadar mutlu oldu ki çünkü o 'hırçın' diye dışlanmış. Çocuk gibi aslında. Bir çocuğu ne kadar dışlarsanız o kadar hırçın ve sert olur. Biri eğer hırçınsa, sevgi görmemiştir. Eğer onu severseniz o hırçınlığı geçecektir çünkü sevginin eritemeyeceği hiçbir şey yok. Sadece birazcık sevgi lazım."