GİRESUN (AA) - Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun,"Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde camiler sadece ibadet edilecek mekanlar olarak düşünülmemiş, aynı zamanda toplumun sosyal ve bedensel ihtiyaçlarını da görebileceği mekanlara dönüştürülerek, camiler etrafında şekillenen bir şehir dinamiği oluşmuştur." dedi.

Coşkun, Güre Yerleşkesi'nde 18-20 Kasım tarihlerinde düzenlenen "Çağımızda Cami Mimarisinde Arayışlar" konulu sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, tarih boyunca dinlerin, kamusal alanda taleplerini ve mesajlarını çoğunlukla mabetler üzerinden verdiğini söyledi.

Mabetlerin hem o dinin taraftarlarını bir arada tutan bir yapı, hem de ötekine mesaj veren sembolik yapılar olduğunu ifade eden Coşkun, "Bu öteki dediğimiz şey, bazen farklı bir dinin mensupları olabileceği gibi bazen de aynı dinin farklı bir inanç grupları olabilmektedir. Mabetlerin şehre ve topluma aidiyet bilinci vermesi, cemaat şuurunu nakşetmesi şüphesiz büyük önem taşımaktadır." diye konuştu.

Rektör Coşkun, mabetlerin inşasında bazen kamusal taleplerin ötesinde geçen sosyolojik ve siyasi taleplerin de ağır bastığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Öyle ki bazı mabetler şehre bir üst kimlik kazandırmak ve o bölgeyi bir ziyaretgaha dönüştürme kaygısıyla inşa edilmekte, hatta bazen şehrin önüne bile geçerek mabetlerin araçsallaştırılması gibi bir sorunun doğmasına neden olmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde camiler sadece ibadet edilecek mekanlar olarak düşünülmemiş, aynı zamanda toplumun sosyal ve bedensel ihtiyaçlarını da görebileceği mekanlara dönüştürülerek, camiler etrafında şekillenen bir şehir dinamiği oluşmuştur. Öyle ki, bugün içinde bulunduğumuz şehrin eski mahalleleri, camiler etrafında gelişmiş, kimlik kazanmıştır"

Giresun Valiliği, Giresun Üniversitesi ve Giresun Müftülüğü tarafından "Çağımızda Cami Mimarisinde Arayışlar" sempozyumunda akademisyenler, araştırmacılar ve ilgililer iki gün boyunca din, islam sanat ve mimarisi ile günümüzde cami mimarisini inceleyecek.