SAMSUN (AA) - Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Giresun'da yaşanan sele ilişkin, "Görünen o ki tarımsal hasar beklediğimizden daha az ama buradaki hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor." dedi.

Pakdemirli, bölgedeki incelemelerin ardından, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile gazetecilere açıklama yaptı.

Bakan Pakdemirli, yaraların hızlı şekilde sarılması için tüm imkanların seferber edildiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın emriyle üç bakanın bölgeye geldiğini ve günün ilk ışıklarından itibaren çalışmaya başladıklarını ifade eden Pakdemirli, amacın sel bölgesinde yaraların biran evvel sarılması ve normal hayata dönülmesi olduğunun altını çizdi.

- "Fındıkta hasar beklenenden az"

Selden 5 ilçenin etkilendiğini belirten Pakdemirli, üç bakan ağırlıklı olarak Dereli, Doğankent ve Yağlıdere ilçelerinde çalışmaları sürdürdüklerini anlattı.

Bölgenin fındık bölgesi olması sebebiyle bu konuda da hasar tespit çalışmaları başlatıldığına işaret eden Bakan Pakdemirli, "Ama görünen o ki tarımsal hasar beklediğimizden daha az ama buradaki hasar tespit çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.

- "Meteorolojik uyarılara mutlaka uymamız gerekiyor"

Selden en çok etkilenen ilçelerden Dereli'de yaşanan soruna dikkati çeken Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Konunun aslında çıkış noktası, Dereli'de Akkaya Deresi'nin membasında, yani akış yönünde oluşan bir heyelanın Dereli'deki merkez deresini tıkaması kaynaklı oluşan ciddi bir problem var tabii ki burada. Sürekli bunları söylüyoruz ama bir defa daha tekrar etmek istiyorum. Meteorolojik uyarılara mutlaka uymamız gerekiyor. Özellikle kendimizi korumamız gerekiyor. Elbette ki devlet vatandaşını koruyacak ama vatandaşın birincil sorumluluğu kendine mukayyet olmak ve mümkün mertebede bu uyarıları dikkate almak hususunda da meteoroloji uyardığında lütfen dinleyelim diyorum."

Bugün itibarıyla Trabzon, Rize ve Artvin'de çok kuvvetli ve yer yer kuvvetli yağış beklendiğini vurgulayan Pakdemirli, vatandaşların tedbirlerini buna göre almasını istedi.

- "Bu şehrin, Dereli'nin bundan sonra bunu bir daha yaşamasına müsaade edemeyiz"

Giresun özelinde önemli bir yağış beklenmediğini aktaran Pakdemirli, şunları dile getirdi:

"Bu saatten sonra olmayacak gibi gözüküyor ama Giresun özelinde de özellikle böyle bir olaydan sonra vatandaşlarımızın da yine teyakkuz içinde olmaları önemli olur diye düşünüyorum. Sayın Bakanlarımız özellikle sahadaki insan gücü, makine, teçhizat bunlarla ilgili rakamları verdiler. Gerek DSİ'nin gerek Orman'ın gerekse de tüm kurumların makine ve teçhizatı sahada çalışmaya devam ediyor. Diğer iş makineleri de bölgeye sevk ediliyor. Bu konuda inşallah yarından itibaren burada yaraların sarılması ve çarşı merkezinin açılması konusunda çok daha hızlanabileceğimizi görüyorum açılan yollarla beraber. Biz özellikle DSİ olarak Dereli özelinde yüksek kesimlerde heyelan önleyici bentler yapmayla ilgili bir çalışma yaptık. Bunu çok hızlı bir şekilde ihalesini tamamlayıp bunu yapacağız. Bu şehrin, Dereli'nin bundan sonra bunu bir daha yaşamasına müsaade edemeyiz. Şehir merkezinde de taşkın koruma ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Zarar tespit çalışmalarımız tarım ve orman alanında başladı. Bunlar devam ediyor. Şunu da söylemeden geçmek istemiyorum. Ormanlık alanlarda köklü olan bitkilerin sökülüp yerine köksüz olan bitkilerin dikilmesi maalesef heyelanları tetikleyebiliyor. Bu konuda da ileriye yönelik bir bilinçlendirmeye ihtiyacımız var gözüküyor."

- "ORKÖY desteği kapsamında bölgeye 5 milyon lira destek sağlamaya karar verdik"

Bakan Pakdemirli, bölgede yaraların sarılmasıyla ilgili olarak ise "Tabii ki yaraları sarmaya yetmez ama böyle bir dönemde bir miktar yaraya merhem olması maksadıyla da ORKÖY desteği kapsamında bölgeye 5 milyon lira destek sağlamaya karar verdik. Bunu da şartlarımızı zorlayarak ama bölgenin de içinde olduğu konumu görerek 5 milyon lira özellikle bölge köylülerine hasarları karşılığında ödeme yapılmasına ORKÖY desteği kapsamında karar verdik." ifadesini kullandı.

Geçmiş günlerde Ordu'da Boloman Havzası Projesi'ni açıkladıklarını hatırlatan Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Çok büyük bir proje ama bugün özelinde de şu çalışmayı da yaptık ve talimatını da verdim. Bu havza projesinde komşu havzalarla beraber genişletiyoruz. Yani Aksu, Harşit ve Yağlıdere havzaları dahil olmak üzere Bolaman havzası projesini genişletiyoruz. Bolaman Havzası Projesi de önemli bir kısmı taşkın koruma ve kırsal kalkınmayla ilgili bir proje. Özellikle bu bölgede bu afatı yaşadıktan sonra bu projenin dışında tutulmasını doğru bulmadık. Bunu da değerlendirdik. Doğankent Belediye Başkanımız bana yaklaşık bu olaydan iki ay önce gelmişti ve bu olaya da engel olabilecek çalışma istemişti. Biz kendisine sözümüzü iki ay önce verdik ve ihale hazırlıklarımızı da yapmıştık. 5 milyon lira da ödenek hazırlamıştık. Bunu da hızlı bir şekilde tamamlamak için şimdi bu ödeneği 10 milyon liraya çıkardık. Doğankent'te de bir daha taşkın yaşanmamasını sağlamak maksadıyla DSİ olarak ihalemize çıkacağız."

- " Meteorolojik olaylar günlük hayatımızı daha fazla etkilemeye başladı"

Bir gazetecinin küresel ısınma ve alınacak önlemlerle ilgili sorusu üzerine Pakdemirli, Karadeniz'in harika bir coğrafyaya sahip olduğunu ancak 120 bin deresiyle çok da zor bir coğrafya olduğunu vurguladı.

Karadeniz'in bu yönüyle başa çıkılması zor bir coğrafyaya sahip olduğuna işaret eden Bakan Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Mümkün mertebe dere yataklarında yerleşim alanının uzak durması. Bu konu da son derece önemli. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanımız gerekli çalışmaları yapıyor. Taşkın korumayla ilgili bizim Bakanlığımızın da çalışmaları devam ediyor. Bizim de bu konuda özellikle Karadeniz ile ilgili genel bir master eylem planımız var. Bütçe dahilinde hızlı bir şekilde bu yatırımlara da devam ediyor olacağız. Çünkü gerçekten iklim değişiyor. İklim değiştikçe yağışların daha sert, kuraklıkların daha kurak olduğunu hep birlikte görüyoruz. Meteorolojik olaylar özellikle günlük hayatımızda çok daha fazla yer almaya başladı ve çok daha fazla etkilemeye başladı. Bu konuda hem vatandaş hem devlet olarak daha tedbirli olmamız gerekiyor."