Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, “Türkiye Cumhuriyeti (T.C.)” ifadesinin kamu kurumlarının isimlerinin başından kaldırılmasına ilişkin iddialarla ilgili olarak, “Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti değilse nedir?” dedi.

Bostan konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Milli bütünlüğümüzün simgesi olan Türkiye Cumhuriyeti ‘T.C.’ ifadesinin kamu kurumlarının isimlerinin başından kaldırılmasına dair sendikamıza bilgiler ve resimler ulaşmaktadır. Nitekim bu pazar günü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının Taksim’de yaptıkları kadro talebi eyleminden dönerken Şişli-Mecidiyeköy arasındaki Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası’nın tabelalarının bir kısmından ‘T.C.’ ibaresinin kaldırıldığını üzülerek gördüm. Yaşanan badireler, çekilen büyük acılar, toprağa verilen gencecik fidanlarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek için fırsat kollayan hainler yıllar boyu sinsice uyguladıkları planlarını artık aşikar bir şekilde ortaya dökmekte ve Cumhuriyetimizi yıkma hedeflerine ulaşmak için pervasızca saldırılarını her geçen gün biraz daha şiddetlendirmektedirler” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmeye çalışan bazı çevrelerin olduğunu ileri süren Bostan, “Büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarının, aziz şehitlerimizin, gazilerimizin kurarak bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimiz 90. yaşında hiç de hak etmediği bir saldırının odak noktasındadır. Son 10 yıldır bir takım çevrelerin Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmeye yönelik gizli ajandası artık resmen gün yüzüne çıkmıştır. Kerameti kendilerinden menkul bazı kendini bilmezler, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve hürriyetini sembolize eden bayrağımıza bile dil uzatma cüretini kendilerinde hak görerek Türk bayrağının adının devlet bayrağı olarak değişmesini bile teklif edecek cesareti kendilerinde bulmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bostan, “Son günlerde milli değerlerimize yapılan haince saldırılar bu denli artmışken vatanımızın ve devletimizin timsali olan ve tüm kamu kurumlarımızın isminin hemen başında yer alan Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) ifadesi de siyasi iktidarı ve yandaşlarını rahatsız etmiş olacak ki, gururla ifade ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) simgesi utanmadan ve sıkılmadan kaldırılmıştır” dedi.

Hanefi Bostan, “Başta Sağlık Bakanlığı ve Türkiye’nin en eski bankalarından olan ve kuruluşunda Büyük Önder’in imzası bulunan T.C. Ziraat Bankası’nın bu ifadeyi kaldırmaları kamuoyunda büyük tepki toplamıştır. Kurumların devletimize ait olduğunu ifade eden bu kısaltma kimleri rahatsız etmiştir. Söz konusu kurumlar bu devlete ait değil midir? Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti değilse nedir? Son dönemde açılım zırvası ile milletin gözünü boyamaya çalışan siyasi iktidar, acaba her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti’nden rahatsızlığını dile getiren bölücü çevrelerle yaptığı pazarlıklar sonucunda mı T.C. ibarelerini tabelalardan kaldırmaktadır? T.C. ibaresinin kaldırılması talimatını kimler hangi gerekçe ile vermiştir?” dedi.

Hükümetin söz konusu iddialara karşın herhangi bir açıklama yapmadığına dikkat çeken Bostan, “Hükümet tarafından bu iddialar karşısında resmi bir açıklama yapılmamıştır. Başbakanlık bu konuda resmi açıklama yapmalı ve adından T.C. ibaresini çıkaran tüm kurum ve kuruluşları, valilikleri uyarmalıdır. AKP iktidarı ile Cumhuriyetimize ve değerlerimize yapılan her türlü saldırılar büyük Türk milletini son derece rahatsız etmektedir. Bu toplumun dokusu ve genleri ile oynamak kimseye fayda getirmez, aksine bu oyunlar Türk milletinin birbirine olan bağını daha da güçlü kılmaktadır. T.C. ifadesi başlayan ve milli bağımsızlığımızı simgeleyen, bize devlet hüviyetini kazandıran simge derhal layık olduğu şekilde kamu kurumlarının başına konulmalı ve yapılan bu yanlıştan dönülmelidir” ifadelerini kullandı.

Uygulamayı yapanlara günü geldiğinde hesap sorulacağını belirten Bostan, “Türk milleti bu yapılanları gün be gün bir köşeye not ederken zamanı geldiğinde bu yanlışları yapanlara gereken dersi verecektir. Bilinmelidir ki, T.C. ifadesi tabelalardan kaldırılabilir ancak Türk milletinin yüreğinden kaldırmaya kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir. Bu tür girişimlerin halisane niyetler taşımadığı, bu eylemleri icra eden güruhun beyninin kıvrımlarındaki Türk ve devlet düşmanlığını bizler çok iyi biliyoruz. Nitekim geçtiğimiz yıl Ulusal Bayramlar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle milli bayramlarımızın coşku ve heyecanla kutlanmasının önüne geçilmek istenmiş, devletimizin varoluşunun kutlandığı bayramlarımız sokaklardan kapalı spor salonlarına hapsedilmeye çalışılmıştır. Bu ülkenin kurtuluş mücadelesinin sembolleri olan bu günler, Kurtuluş Savaşı ruhunu ve milletimizin bütünlüğünü pekiştirmesi açısından son derece önemlidir. Ancak her nedense AKP iktidarı milli bayramlarımızdan da rahatsızlık duymuş ve yaşanan coşkunun önüne geçmek için türlü oyunlar oynanmıştır. Bayram yönetmeliğinde yapılan değişiklikle statlarda, sokaklarda, caddelerde, ellerinde bayraklarla çocuklarıyla bu sevince ortak olan insanlarımız kapalı spor salonlarına ve alışveriş merkezlerine hapsedilmeye çalışılmaktadır” dedi.

Bostan, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın en hoş sahnelerinden, bu ülkenin geleceği olan evlatlarımızın devlet büyüklerinin koltuklarına oturmaları bile yasaklanmış ve gerekçe olarak bu çocukları seçen öğretmenlerin strese girdiği ve bu nedenle uygulamanın kaldırıldığı belirtilmiştir. Böyle bir zihniyetin bu ülkenin geleceğine yönelik bakış açısı bu uygulamayla gözler önüne bir kez daha serilmiştir. Kendilerine has demokrasi anlayışıyla ülkeyi yönetmeye çalışan siyasi iktidar toplumsal olarak ciddi bir gerilime neden olmaktadır. Ne yazık ki, Türk bayrağını açanların üzerine biber gazı ve tazyikli su sıkılmakta, diğer tarafta ise bölücü başının paçavraları ve posterleri el üstünde tutulmaktadır. Bütün bu yasakların yürürlüğe konulduğu dönemde ileri demokrasiden söz etmek ne kadar gerçekçi olabilir? AKP iktidarı derhal aklını başına almalı, Atatürk ve silah arkadaşlarının canları pahasına kurarak bizlere emanet ettiği bu ülkeyi daha fazla gerilime sürüklemeden yaptığı yanlışlardan geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.

Hanefi Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir kez daha ve kararlılıkla ifade ediyoruz ki, bu devlet birkaç çapulcunun tabelalardan çıkardığı T.C. ifadesiyle yıkılmayacak kadar güçlü, bu millet birkaç kendini bilmezin milli bayramlarımızı kapalı alanlara hapsetmekle coşkusunu kaybetmeyecek kadar feraset sahibidir. Bu güruh bilmelidir ki, ne yaparsa yapsın milletimizin yüreğindeki vatan aşkını, ülkesine bağlılığını ve bayram coşkusunu yok etmeye gücü yetmeyecektir. T.C. ibaresinin devlet kurumlarından kaldırılıp kaldırılmadığına dair bugüne kadar hükümet tarafından resmi bir açıklama yapılmamıştır. Başbakanlık bu konuda resmi açıklama yapmalı ve adından T.C. ibaresini çıkaran tüm kurum ve kuruluşları, valilikleri uyararak isim tabelalarında T.C. kısaltmasının mutlaka olması gerektiği talimatını vermelidir.”