Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve beraberindeki heyet, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Başbakanlık yeni binada gerçekleşen görüşmede Memur-Sen Konfederasyonu’nun taleplerini içeren kapsamlı bir çalışma dosyası, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu tarafından, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na sunuldu.
Olumlu geçen görüşmede Memur-Sen tarafından sunulan taleplerin yer aldığı dosyada şu ifadelere yer verildi:
“Merkez Teşkilatı Birimlerine Yönelik Servis hizmeti, 2014-2015 yıllarını kapsayan 2. Dönem toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda imza altına alınan toplu sözleşmenin ’Büro Bankacılık ve Sigortacılık Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme’ başlıklı birinci bölümünün 6’ncı maddesinde; ’Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarının merkez teşkilatında görev yapan personele mesaiye geliş ve gidişleri için servis hizmeti sağlanması konusunda çalışma yapılacaktır’ hükmüne yer verilmiştir. Ancak, toplu sözleşmenin imzalandığı tarihten bu yana 13, yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 9 ayı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen, sözleşme hükmünün gereği yapılmamıştır. Toplu sözleşme hükmünün uygulanmaması, kamu görevlilerine yönelik mağduriyet oluşturmak yanında, toplu sözleşmeye dayalı sorumlulukların ihlali sonucunu da oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlarının merkez teşkilatı birimlerinde görev yapan personele yönelik servis hizmeti sunulması sorumluluğunun bir an önce yerine getirilmesi açıktır. Servis hizmeti sunulmasına yönelik süreç tamamlanıncaya kadar 1 Ocak 2014 tarihinden geçerli olmak üzere söz konusu personele ulaşım tazminatı ödenmesi ya da toplu taşıma kartı verilmesi yönünde tedbir uygulaması yapılması mağduriyetin giderilmesini sağlayacaktır. Kamu Personeli Danışma Kurulu Toplantısı Kararları; 2014 Nisan KPDK toplantısında, toplu sözleşme sürecinde varılan karar doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Kanun Tasarısı Taslağı, Kurul tarafından değerlendirilmiş ve taslağın Başbakanlığa sunulması hususu da kamuoyuyla paylaşılmıştır. Kamu Personeli Danışma Kurulu’nda uzlaşılan ve aşağıda yer verilen konuların; yeni yasama yılında ivedilikle kanunlaştırılması kamu personel sisteminin güçlendirilmesine ve kamu görevlilerinin beklentilerinin karşılanmasına katkı sağlayacaktır.”
KPDK’da Uzlaşılan ve Kanun Tasarısı Hazırlığı Tamamlanan Talepler ile ilgili, "Disiplin cezalarının affedilmesi, kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affına yönelik son düzenleme 2006 yılında yapıldı. Bu düzenlemeyle, 14 Şubat 2005 tarihine kadar işlenmiş olan fiillere dayalı disiplin cezaları affedildi. O tarihten bugüne aradan geçen 8 yıllık süreçte, kamu görevlilerinde disiplin cezalarının affına ilişkin düzenleme yapılması yönünde üst düzeyde bir beklenti oluştu. Bu kapsamda; 14 Şubat 2005 tarihinden sonra işlenen fiillere bağlı olarak verilen disiplin cezalarının affına yönelik bir düzenleme yapılmasını talep ediyoruz. (Kamuoyu gündeminde yer alan hakim ve savcılara yönelik 14 Şubat 2005 ila 1 Eylül 2013 tarihine kadar işlenmiş fiillere yönelik sicil/disiplin affına ilişkin düzenleme yapılacağına ilişkin husus da dikkate alınarak bütün kamu görevlilerine yönelik bir disiplin affı düzenlemesi yapılması yönünde tercihte bulunulması daha uygun olacaktır.) Emekli ikramiyesinde 30 yıllık süre sınırının kaldırılması, kamu görevlilerinin emekli ikramiyeleri, çalıştıkları süre daha uzun olsa da maksimum 30 yıl üzerinden ödenmektedir. Diğer taraftan, ikramiye ödenmediği halde 30 yıllık çalışma süresini tamamlayanlardan sosyal güvenlik primi kesintisi yapılmaya devam edilmektedir. Bu ise kesinti yapılırken 30 yıl sınırının uygulanmaması, ikramiye ödenirken 30 yıldan fazla sürenin dikkate alınmaması çelişkisini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle, emekli ikramiyesinin ödenmesinde 30 yıl sınırının kaldırılmasını talep ediyoruz. Fazla mesai ücretine yönelik mağduriyetlerin giderilmesi, başta Adalet ve Maliye Bakanlığı personeli olmak üzere birçok kamu kurumunda, fazla mesai ücreti kaynaklı mağduriyet yaşanmaktadır. Mağduriyetin nedenini 666 sayılı KHK’nin fazla çalışma ücretiyle ilgili sınırlayıcı ve sonlandırıcı hükümleri oluşturmaktadır. Fiilen yapılan fazla çalışmayla ilgili olarak; fazla çalışma karşılığı ücretlerin hemen ödenmesi ve buna ilişkin sınırlayıcı hükümlerin mevzuattan çıkarılması yanında fazla çalışma ücreti tutarının arttırılması yönündeki beklentileri karşılayacak bir düzenleme yapılması uygun olacaktır. Torba Kanun’da yapılan düzenlemeyle, iş yoğunluğu fazla olan mahkemelerde görev yapan personele fazla çalışma ücreti ödenmesi öngörülmüş ancak fazla çalışma ücreti ödenecek personelin söz konusu düzenlemede mahkemelerde görev yapan toplam personelin yüzde 10’undan fazla olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Hakim ve savcıların maaşlarında seyyanen zam yapılmak suretiyle ilave artış yapılmasının gündemde olduğu ve diğer adalet personeline yönelik maaş iyileştirmesinin düşünülmediği de dikkate alındığında fazla çalışma ücretinden bütün adalet çalışanlarının yararlanması yönünde bir düzenleme yapılması daha uygun olacaktır. 4/C kapsamında istihdam edilen personelin kadroya geçirilmesi, kamu görevlileri bağlamında son dönemin en önemli gündem maddelerinin başında 4/C statüsündeki personelin kadroya geçirilmesi yer almaktadır. Torba Kanun’da yapılan düzenlemeyle, 4/C’li personelin yaşlılık veya malullük aylığına hak kazanıncaya kadar istihdam edilebilmesine imkan sağlandı. Ancak, bu durum 4/C’li personelin kadroya geçiş beklentisini karşılamamaktadır. Bu çerçevede, 4/C’li personelin; kadrolu 4/A veya sözleşmeli 4/B statüsüne geçirilmelerine yönelik düzenleme yapılması daha uygun olacaktır. Bu yönde bir düzenleme yapılması kararı oluşturulmazsa; TÜİK’te görev yapmakta olan 4/C’li personel ile diğer 4/C’li personelin (Torba Kanun’la son yapılan düzenleme dahil) aynı mevzuat ve uygulamalara tabi olması yönünde bir karara varılması da önemli bir eksikliğin giderilmesine katkı sağlayacaktır. 2005 yılından sonra göreve başlayan memurlara 1 derece verilmesi, Şubat 2005’te Resmi Gazete’de yayımlanan 5289 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerine Bir Derece Verilmesi Hakkında Kanun ile 15 Ocak 2005’te görevde bulunan memurlara bir derece verilmişti. Ancak 15 Ocak 2005 tarihinden sonra göreve başlayan memurlara ek derece verilmedi. Bu eşitsizliğin giderilmesi için 15.01.2005 tarihinden sonra göreve başlayan/başlayacak devlet memurlarına da ilave bir derece verilmelidir. Yüksek öğretim mezunu işçilerin memur kadrosuna geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarında işçi kadrosunda görev yapmakla birlikte yürüttükleri görevler ağırlıkla memurlar tarafından yürütülen görevlerle aynı özellikleri taşıyan yükseköğretim mezunu (mühendis, avukat, doktor vb.) işçi personelin bulundukları kurumlarda memur kadrolarıyla ilişkilendirilmesi uygun olacaktır. Bu şekilde statü ve kadro değişimi kamu maliyesine ek külfet getirmemekte hatta bu konumdaki personelin bu işleme bağlı olarak maaşlarında düşme meydana gelmektedir" denildi.
KPDK’da üzerinde değerlendirme yapılan ve büyük oranda uzlaşmaya varılan konular ise şöyle:
“Yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmesi, yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi, KİT sözleşmeli personelin yıllık izinlerinin memurlarla paralel hale getirilmesi, özel sektörde geçen (işçilikte) hizmet sürelerinin tamamının kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi, öğretim elemanlarına mahsus ilave maaş artışı (akademik zam), sağlık çalışanlarının yıpranma payı (fiili hizmet zammı) kapsamına alınması, kamu görevlilerine yönelik lisans tamamlama programları açılması.”
(İHA)