İSTANBUL (AA) - İbn Haldun Üniversitesinde (İHÜ) düzenlenen konferansta Türkiye'nin Rusya'dan almayı planladığı S-400 hava savunma sistemleri ile giderek ısınan Türk-Amerikan ilişkileri değerlendirildi.

İHÜ'nün açıklamasına göre, sosyal bilimler alanında uluslararası araştırma odaklı eğitim anlayışıyla ön plana çıkan üniversite, dünya ve Türkiye gündeminin sıcak gelişmelerine ışık tutan tartışma platformlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Bu kapsamda, İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından üniversitenin Başakşehir Yerleşkesinde "Türk-Amerikan ilişkilerinde kritik durum. S-400 ve F-35 Krizleri: Washington'da ne konuşuluyor? Türk-Amerikan ilişkilerinin normalleşmesi için ne yapılmalı?" başlıklı konferans düzenlendi.

Moderatörlüğünü İHÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü araştırma görevlisi Enes Tüzgen'in yaptığı konferansa, İHÜ İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Hakkı Öcal, SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, SETA Washington DC Koordinatörü Kadir Üstün konuşmacı olarak katıldı.

SETA Washington DC Koordinatörü Kadir Üstün, yaptığı konuşmada, Türk-Amerikan ilişkilerinin son yıllarda önemli aşamalardan geçtiğini belirterek, krizin teorik planda "küresel bir güç ile bölgesel bir gücün dış politika belirleme, strateji geliştirme, öncelik tespit etme gibi alanlardaki farklılıklarından" kaynaklandığını bildirdi.

S-400 krizinin arka planını 4 nedene dayandıran Üstün, "Bunlardan birinci teknik mesele: Silahların NATO sistemi ile entegrasyonu. İkincisi ABD iç siyaseti ile ilgili mesele: Kongrenin Trump'ı sıkıştırmak için aldığı tavır. Üçüncüsü NATO meselesi: Bir NATO ülkesinin ittifak harici bir ülkeden silah alması. Dördüncüsü silah endüstrisi ile alakalı mesele: F-35'ler ile S-400 aynı ülkede bulunursa, F-35'lerin değeri düşecek." ifadelerini kullandı.


- "ABD ideolojik bir çelişki içerisinde"



SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat ise, her krizde "bundan daha kötü olmaz, ilişkiler dip seviyede" denildiğini ancak sonrasında daha kötü bir seviyeye inildiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Krizin asıl nedeni ABD'nin net bir strateji oluşturamaması. İkili ilişkilerde yaşanan sorunların üç temeli var. ABD'nin politikalarına Pentagon nüfuz ediyor. Bu da dış politikanın askerileşmesine neden oluyor. Ayrıca 11 Eylül'den itibaren terörle mücadeleyi sadece askeri politika konseptine dayalı bir anlayışla ele aldılar. Son olarak ABD'nin yaşadığı büyük bir ideolojik yanılgı var. Türkiye'nin Rusya, İran, Çin gibi liberal dünya düzeni dışında konumlanan aktörler ile ilişkileri ABD'de hep eleştiri konusuyken, kendisi bu çizgide tutarlılık sergilemiyor. ABD, işine geldiğinde İran ile iyi, işine gelmediğinde kötü olabilirken, Türkiye dahil diğer ülkelerden İran'a tutarlı bir şekilde mesafeli olmalarını bekliyor."

İHÜ İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Hakkı Öcal da, ABD hakkında konuşurken "Hangi ABD?" sorusuna cevap bulmaları gerektiğini belirterek, "İstihbarat, Pentagon, dışişleri, Beyaz Saray, senato ve benzeri gibi aktörler yeknesak bir profil çizmiyor." ifadesini kulandı.