Yıllarca tiyaro sahnesinin tozunu yuttu. Ama yolu şöhretle kesiştiğinde 45 yaşındaydı. Hatice Aslan bu gecikmeden rahatsız değil. 56 yaşın verdiği olgunlukla, 'Her şey hayat 'Ol' dediğinde olur" diyor. Ve önümüzdeki günlerde 'Adı Zehra' dizisinde Şule olmaya hazırlanıyor.

56 yaşındaki başarılı oyuncu Hatice Aslan Post'dan Oyna Çınar'a verdiği röportajda şiddet-aşk ve hırs üçgeninde ilginç açıklamalarda bulundu.

İşte  röportajın o bölümü:

İlk evliliğinizi üniversitedeyken yapmışsınız. Şimdi olsa yine aynı yaşta evlenir misiniz? 
Konservatuardan mezun olmuştum. 19-20 yaşındaydım. Kesinlikle evlenirdim. Benim için her zaman önce aile, sonra iş gelir. 

İnsanın akimdan hiç 20 yaşmda neler yapabilirdim diye geçmez mi? 
Vallahi geçmedi (gülüyor). Zaten, "Önce kariyer sonra çocuk" laflan da bizim zamanımızda yoktu. Aşık oldum. Önüme evlilik gibi bir seçenek çıktı ve evlendim. Hatta ilk eşim Hakkı Ergök ile bu dizide beraberiz. İlk göz ağrım, birinci eşim. 

Dostsunuz yani? 
Tabii. İkinci eşim Renan (Kaleli) ile de dostluğumuz devam ediyor. Düşman olmayı başarmak daha enteresan. Çünkü insanlar sahtekar. Gerçekten severek evlenmiyorlar. Seven insan sevdiğine nasıl zarar verebilir ki! Fatih Aksoy yıllar önce bir sohbette, "Kadınlar sevmez hırs yapar" demişti. Kafamda kalmış o. Aslında kadın da, erkek de fark etmiyor. İnsanın karakteriyle ilgili. Sen kendini ne kadar sade ve gerçek bir insan olarak koruyabilirsen o kadar düzgün bir hayatın oluyor. 

Sevmek yerine hırs yapan bir kadın mutlu olabilir mi? 
Olamaz elbette. Zaten arzu nesnesinden uzaklaşmadığın sürece acı çekmeye devam edersin.

Arzu nesnesinin içinde ne var? 
İçinde seks de var, aşk da var, çikolata da var. 

Yani asla vazgeçememek, zarar verse de terk edememek gibi mi? 
Öyle. Gündüz dayak yiyen kadın gece hâlâ neden kocasıyla yatar? Kocası iyi sevişiyor diye mi? Ama dayak yiyor! Neden? Sırf o arzudan uzaklaşamadığı için... Böyle olduğu sürece de dayak yemeye devam edecek ve bu şiddet bitmeyecek.