Ağrı'da, Ramazan Bayramı'nın ilk günü olan 15 Haziran tarihinde kaybolan, dün, 18 gün sonra ise cesedi bulunan Leyla Aydemir'in cenazesi, sabahın erken saatlerinde gözyaşları arasında Bezirhane köyünde toprağa verildi.

Dün gece yarısı otopsi işlemleri için Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirilen Leya Aydemir'in cenazesi, yapılan otopsinin ardından saat 03.30'da amcası tarafından teslim alındı. Erzurum'dan ambulansla Ağrı Devlet Hastanesi Ek Binası'ndaki morga götürülen minik Leyla'nın cenazesi, burada annesi ve babası ile yakınları tarafından karşılandı. Bir saat kadar morgda bekleyen Leyla'nın cenazesi, Ağrı Belediyesi'ne ait cenaze nakil aracıyla alınarak, Ağrı kent merkezindeki baba evine getirildi. Cenazeyi karşılayan yakınları, gözyaşlarına boğuldu. Ardından cenaze, kaybolduğu merkeze 15 kilometre uzaklıktaki dedesi Zeki Aydemir'in yaşadığı Bezirhane köyüne götürüldü. Burada sabahın erken saatlerinde, minik Leyla'nın cenazesi gözyaşları ve ağıtlarla son yolculuğuna uğurlandı.

BABASI CENAZE TÖRENİ İSTEMEDİ

Baba Nihat Aydemir'in bugün öğle yapılması planlanan cenaze için tören istemediğini belirtmesi üzerine, Leyla Aydemir'in sabah defnedildiği belirtildi. 

TÜM TÜRKİYE'Yİ YASA BOĞDU

Ağrı’da 18 gün önce, kaybolan Leyla Aydemir’den (4) dün acı haber geldi. Leyla’nın cansız bedeni, Bezirhane köyüne yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiindeki daha önce arama yapıldığı belirtilen yerde dere yatağında yüz üstü suya atılmış şekilde bulundu. Tüm Türkiye, yürek dağlayan gelişmeyle gözyaşı döktü.

Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran-Nihat Aydemir çiftinin 3’ü erkek, 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, bayramın ilk günü merkeze 15 kilometre uzaklıktaki 300 nüfuslu Bezirhane köyüne gitti. Aile, yakınlarıyla bayramlaştıktan sonra Nihat Aydemir’in babasının evine geldi. Aydemir çifti içeri girerken, küçük Leyla kapı önünde oynamaya başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra dışarı çıkan çift, kızlarını bulamadı. Jandarma, AFAD, güvenlik korucuları, UMKE, STK’lar ve gönüllüler tarafından oluşturan ekipler, eğitimli köpekler ve drone eşliğinde aradığı Leyla bir türlü bulunamadı.

Tüm aramalara rağmen Leyla bulunamayınca köye Avrupa’nın en iyi arama birliği olarak gösterilen Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma Özel Harekat (JÖH) ekipleriyle, Jandarma At Köpek Eğitim Merkezi’nden (JAKEM) getirilen kadavra arama köpekleri ‘Modül’ ve ‘Mavi’ de çalışmalarda kullanıldı.

Dere yatağında bulundu

Valilik tarafından Leyla’nın kaybolmasının ardından yapılan yazılı açıklamada, “Kent merkezi ve ilçelerdeki tüm MOBESE kameraları incelendi. Merkez ve ilçelerdeki tüm MOBESE kayıtlarına bakılmıştır. Köyde kayıp olan çocuğun düşebileceği su birikintileri ve artezyen kuyuları vidanjörler aracılığıyla boşaltılarak arama yapılmıştır. Ayrıca köyde bulunan yüksek otlar kesilerek daha detaylı arama yapılması sağlanmıştır. Olay bölgesine daha geniş ve kapsamlı arama yapmak maksadı ile arama köpekleri ve havadan Drone ile köy ve civarında arazi taraması yapılmıştır. Emniyet Müdürlüğü Balık Adam Ekibi su birikintileri ve dere yataklarının aranması sağlanmıştır” denildi.

Leyla’nın cansız bedeni, daha önce didik didik edilen Bezirhane köyüne yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiine ot biçmek için giden bir köylü tarafından bulundu.

Ekipler, köye giriş çıkışları kapattı. Küçük kızın bulunduğu yere kimseyi yaklaştırmayan jandarma, olay yerinde inceleme başlatarak delil aradı. Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca görevlendirilen iki savcı, bölgeye gelerek inceleme başlattı.

Mavi boncuklu kolyesi boynunda bulundu

Ağrı'da, Ramazan Bayramı'nın 1'inci günü ailesiyle ziyarete gittiği dedesinin köyünde kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunarak tüm Türkiye'yi yasa boğan Leyla Aydemir'in cenazesi saat 23.40 sıralarında Erzurum Adli Tıp Kurumu'na getirildi. Cenazeyle birlikte aileden sadece amcası Yusuf Aydemir geldi. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre çıplak halde bulunduğu belirtilen Leyla'nın üzerinde sadece fotoğraflarda boynunda takılı olan mavi boncuklu kolyesinin bulunduğu ifade edildi.

‘Yara izi vardı’

Acı haberi alan Leyla’nın ailesi, sinir krizi geçirdi, gözyaşlarına boğuldu. Dede Zeki Aydemir, “Torunumu bugün ot biçmek için bölgede giden bir köylü bulmuş. Bize haber verdi. Gidip baktığımızda yüzü suya basılmış şekilde duruyordu. Sırtında yara izleri vardı. Yüzüne bakamadım. Mavi gözlümü bu hale getirenlerin bulunup adalet önünde hesap versin” dedi.