Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Altay Projesi’nin seri üretim noktasında hangi aşamada olduğu ve uçak gemisi yapımı ve tedariki noktasındaki Türkiye’nin ne noktada olduğuna ilişkin konuştu.
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 31. kuruluş yıldönümünde, savunma sanayii alanında gelinen noktayı, mevcut projeleri ve yeni dönem stratejilerini değerlendirmek üzere basın mensupları ile Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda düzenlenen kahvaltıda bir araya geldi.
2030 yılında Türk Hava Kuvvetleri filosunun tamamının yerli uçaklardan oluşup oluşmayacağı ile ilgili soru üzerine Demir, "2030’da Türk Hava Kuvvetleri’nin filosunun tamamı yerli uçaklardan oluşmayacak. Şu anda F-35 projesine ortak ülkelerden birisiyiz ve çok sayıda F-35 uçağımızın filoda olacağını tahmin ediyoruz. 2030’da beklentimiz, Türk yapımı bir uçağın, Silahlı Kuvvetlerimiz bünyesinde hizmet veriyor olacağı. Bu uçakların şu kadar adet olacağından bahsetmiyoruz ama tam fonksiyonel, Silahlı Kuvvetlerimizin arzu ettiği hizmeti görebilecek niteliklere sahip uçağın filoda olacağından bahsediyoruz. Bahsettiğimiz bir dizi proje, bunlar adım adım yapılacak projeler, 2030’da bunlar gerçekleşecek demiyoruz ama her bir proje için bu bir yolculuk, yolculuğa çıkmak önemli. Yolun daha başındayız, iyi yürüyoruz diyebiliriz ama koşmamız gerektiğini biliyoruz, koşar adımlarla gitmek için de bazı alt yapı asli unsurları, insan kaynağı, sanayileşmenin yaygınlaştırılması gibi konuların önemli olduğunu düşünüyoruz" cevabını verdi.

"SAVUNMAYA YAPILAN HARCAMALARIN ARTMASI GEREKİYOR"
Demir, son dönemde Türkiye’nin istediği ülkeden istediği silahı alıp almadığı ile ilgili ve savunma sanayiine yapılan harcamanın artması ile ilgili sorulan sorular üzerine de, "Savunmaya yapılan harcamaların zaten artması gerekiyor. NATO’nun bu konuda belirli politikaları var, bir NATO ülkesi olarak daha Türkiye o limite bile erişmedi. Türkiye belirli konularda hala savunma harcamalarını arttırma durumunda. Bizim şu anda artış olarak gördüğümüz rakamlar aslında NATO üyesi ülkelerindeki artışın altında kaldığını söyleyebiliriz. Her türlü savunma ürününü aldığımızda belirli bir müsaade süreciniz var bu müsaade süreci dünyanın en stabil olduğu durumlarda da söz konusu, karmaşık olduğu zamanlarda da söz konusu. Bazen bu süreçlerin belli ülkelerde uzayabilir ama ’biz şu ürünü size asla vermeyiz’ diye bir tavırdan ziyade belirli geciktirmelere ve sorular söz konusu" diye konuştu.

ALTAY PROJESİ VE UÇAK GEMİSİ
Altay Projesi’nin seri üretim noktasında hangi aşamada olduğu ve uçak gemisi yapımı ve tedariki noktasındaki Türkiye’nin ne noktada olduğuna ilişkin sorular üzerine ise Demir, "Sözleşme gereği geliştirme yapan firmadan seri üretim teklifleri almamız gerekiyordu onu yaptık. Sonrasında tekrar yenilenmiş bir teklif istedik, onun değerlendirilmesi şu anda tamamlanmak üzere, o değerlendirme aşamasından sonra bir şey söyleyebiliriz. LHD gemimizin şu anda imalatına devam ediliyor, helikopter gibi kalkabilecek bir gemi. Uçak gemisi olarak adlandırılıyor kamuoyunda. Şu anda öncelikli olarak helikopterin iniş kalkış yapabileceği bir gemi olarak düşünülüyor. Genel olarak Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaç ve gelecek planlamaları bazında bize bir uçak gemisi siparişi gelirse Türkiye bunu yapabilecek kabiliyette midir? Ben bu kabiliyette olduğumuza inanıyorum" ifadesini kullandı.
Demir, bir gazetecinin, "Fethullahçı terör örgütü mensuplarının Türkiye’nin stratejik savunma projelerinde özellikle Silahlı Kuvvetler içindeki unsurlarında pozisyon aldığı, bunlara nüfuz ettiği, bunların yerli ve milli karakterini büyük ölçüde bozduğu şeklinde değerlendirmeler var, sizin herhangi bir tespitiniz oldu mu bu konuda?" sorusu üzerine, "Biz, şu spesifik olayda şöyle bir şey oldu demek yerine bazı projelerimizin kabulü, araştırma aşamalarında arkadaşlarımızın bazen anlamlandırmada güçlük çektiği konular olmuştu geçmişte. Geriye dönüp baktıklarında acaba bu anlamlandırmada güçlük çektiğimiz konular bununla ilgili midir? Bu yapılanmanın bir yavaşlatması mıdır? diye soruların aklımıza geldiği oluyor ama somut olarak şu veya bu olaydan bahsetmemiz gerekirse o hususta bir şey söylemem çok doğru olmaz" şeklinde konuştu.

15 TEMMUZ VE FIRAT KALKANI OPERASYONU NEDENİYLE DOĞAN ACİL ALIMLAR
Demir, 15 Temmuz ve Fırat Kalkanı operasyonu dolayısıyla hazır alımların, acil ihtiyaçların neler olduğu ilişkin soru üzerine ise, "Acil alımlar, operasyonel ihtiyaçlar neticesinde gündeme gelebiliyor. Operasyonun gerektirdiği çeşitli şartlar var, bazen zaten olan ürünün sayısı artabiliyor bazen yapabileceğiniz bir ürünü çok hızlı vermeniz gerekebiliyor" dedi.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yeniden yapılanması konusunda, aslında bir yürüyüşten bahsettiklerini kaydeden Demir, "Artık sanayi derinliğini önceleyen, araştırma ve geliştirme projelerini bir fiil başlatabilen çeşitli yarışma projeleri belki ortaya koyabilen, belirli şirketlere ortak olabilen bie Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndan bahsediyoruz ki bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor, bir kısım düzenlemeler yaptık, bir kısmı da yolda" değerlendirmesinde bulundu.
Dizel motor ve güç grubunu geliştirme sürecinde gelinen son aşamaya ilişkin değerlendirmede bulunan Demir, "Motor öncelikli konularımız arasında başta yer alan bir mesele. Hem dizel motor hem jet motorları, çeşitli boylardaki motorlar gündemimizde dizel motor ihalemiz yapılmıştı, geliştirme projesi verildi. Yabancı teknik destek sağlayıcı konusunda firmanın ilk öngördüğü teknik destek sağlayıcı ile mutabakat sağlanamadı, ikinci bir yerle görüşmeler devam ediyor. Savunma Sanayii ürünlerinde, bir ürünü sattığınızda sizin kullandığınız bir ürün olsa dahi, sizin kullanımınızla ilgili bir durum olmadığında bile başka ülkeye satacağınız zaman bir müsaade alma söz konusu. Ülkeler arasındaki ilişkilere ve çeşitli değerlendirmelere göre müsaadenin verilmesi veya verilmemesi söz konusu" açıklamasını yaptı
(İHA)