TRABZON (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlere 16 Nisan'da "dur" deneceğini, aynı günün şehitlerin katilleri için bir fermanın da yazılacağı gün olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Alanı'nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak, vatandaşlara hitap etti.

Şenol Güneş Stadı'nın açılışını Aralık 2016'da gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, bugün stadın ulaşım sorununu çözecek bağlantı yolları, kavşaklar ve tünelin de aralarında bulunduğu yatırımların toplu açılışını yaptıklarını söyledi.

Trabzon'a hiçbir dönemde son 14 yılki kadar yatırım yapılmadığını anlatan Erdoğan, ilin, Akçaabat, Sürmene gibi bazı ilçelerine bu yıl, bazı ilçelere de gelecek yıl doğal gaz ulaştırılacağını, Trabzon'da doğal gaz olmayan yer kalmayacağını vurguladı.

Bugün bir kısmı açılan Kanuni Bulvarı'nın bir bölümünün 2019'da, bir bölümünün ise 2020'de tamamlanacağı bilgisini paylaşan Erdoğan, Trabzon-Maçka yolunun eksik kalan bölümlerinin ise 2018'e kadar bitirileceğini dile getirdi.

- "Trabzon'a 24 yeni tesis kazandırıldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zigana Tüneli projesinin 2019'da hizmete gireceğine dikkati çekerek, buradan istifade eden herkesin bu rahatlığı göreceğini bildirdi.

Trabzon-Erzincan arasında yapılacak demir yolu proje ihalesine bu yıl çıkılacağına işaret eden Erdoğan, Trabzonluların artık başka yerlere gitme ihtiyacı duymadan bu cennet topraklarda çalışıp, hayatını sürdürebileceği imkanları sağlama yolunda önemli bir adım atıldığını anlattı.

Erdoğan, Trabzon'a birçok bakanla gelmesinin bu ile verdikleri önemin bir ifadesi olduğuna işaret etti.

Sağlık alanında bugüne kadar Trabzon'a 24 yeni tesis kazandırdıklarını, sırada çalışmaları süren şehir hastanesi olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her ne kadar Of Sürmene Yaylası 15 doktora bedel olsa da biz, Trabzon'u en güzel sağlık hizmetleriyle buluşturmakta kararlıyız. Bu şehir hastanesi öyle bir efsane ki bir kapıdan girdiğin zaman her şey hastanenin içinde bitiyor... Modern bir kalkınma, modern bir şehircilik ancak böyle olur, modern bir ülke böyle olur.

Kılıçdaroğlu'nun, SSK'ya Genel Müdür olduğu döneme bakın. Savaş Ay'ın programlarını izliyordunuz değil mi? O programlarda, beyefendinin genel müdür olduğu dönemleri biliyorsunuz değil mi? O yavrularımızın ne çileler çektiğini görüyorsunuz değil mi? Ne diyor? 'On sene önce bugünden daha iyiydi' diyor. Ula sen ne işe yaraysun?"

- "Ayağımızdaki prangalardan kurtulmak istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim, ulaşım, adalet, emniyet, enerji ile gıda ve tarımda bir çok adım attıklarına değinerek, bundan sonra çok daha farklı adımlar atacaklarını ifade etti.

Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"Bize durmak yok ama benim sizden bir isteğim var, 16 Nisan bizim için bir devrimdir, devrim. Ayağımızdaki prangalardan kurtulmak istiyoruz, mesele bu. Önümüzü kesmek isteyenlere, bizi durdurmak isteyenlere, ikide bir prangaları tutarak çekmek isteyenlere 16 Nisan'da 'dur' demeye var mıyız? 16 Nisan'da bu ülkenin gidişini engellemeye çalışanlara 'dur' demeye var mıyız? 16 Nisan'da bu Batı'nın Türkiye üzerinde yamanmış asalaklarını söküp atmaya var mıyız? 16 Nisan'da bu hizmetlerin çıtasını yükseltmek için 'evet' demeye hazır mıyız? 16 Nisan'da tüm Karadeniz'e, tüm Türkiye'ye örnek olacak bir 'evet' oyuyla, 'evet' oranıyla sandıkları patlatmaya var mıyız?"

Bu millete sevdalı ve aşık olduklarını belirten Erdoğan, "Bu aşkın, bu sevdanın önünde kimse duramaz. Hani 'Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim' diyorsunuz ya biz de milletimizi sevdiğimizi, Trabzon'u sevdiğimizi buradan dünyalara bildiriyoruz." dedi.

Trabzon'un, Türkiye'nin huzurunun, güvenliğinin ve geleceğinin kilit taşı olduğunu ve tarihinin hiçbir döneminde devlete küstüğünün görülmediğini vurgulayan Erdoğan, "Trabzonlu yanlış yapan devlet görevlisine kızar, hiddetlenir ama devletine asla toz kondurmaz." ifadesini kullandı.

İçişleri Bakanlığını Trabzonlu Süleyman Soylu'ya emanet ettiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleriyle mücadele konusunda başarılı çalışmalarından dolayı Soylu ve ekibini tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

"Gerçekten silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle, korucularımızla şu son dönemde hakikaten Tendürek Dağları'nda, Gabar'da, Cudi'de, Besler Deresi'nde, bütün oralarda çok büyük bir mücadele veriliyor, şehitlerimiz var ama onlara kan kusturduk, inlerine girdik. Şehirlerin altında, evlerin altında bunlar şehir kurdular, oralara girdik. Silahlı kuvvetlerimiz büyük işler başardı, polisimiz büyük işler başardı, korucularımız büyük işler başardı ve şu anda onlardan da binlerce terörist öldürüldü. DEAŞ'lı aynı şekilde üç bine yakın Suriye'de öldürüldü. Tabii ki şehitler oluyor, olmasa İstiklal Marşımız, Akif, 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek, vatanımdan beni dünyada cüda' der miydi?"

Vatandaşların "Şehitler ölmez vatan bölünmez" şeklindeki tezahüratları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O, sıradan bir makam değil, Rabbimiz ne buyuruyor? 'Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyiniz, onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz.' Bitti, mesele bu. Onların gıdası Allah'tan, makam Allah'tan, o makamdan yüce makam yok. Peygamberimize en yakın makamda onlar. Onların annesi olmak, onların evladı olmak, onların eşi olmak bambaşka bir mükafat. Ne mutlu onlara. Rabbim bizleri de bu makamla inşallah taltif etsin." dedi.

- "Ah alçaklar ah"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trabzon'un terörle mücadelede iki yıllık süre içinde asker ve polis 21 şehit verdiğini anımsatarak, "Özel harekatçı Ahmet Çamur kardeşimizin cenazesine bizzat katılmıştım, Allah rahmet eylesin. Daha sonra bu kardeşimizin şehadetinde PKK'yla birlikte Feto'nun da parmağı olduğunu öğrendim, ah alçaklar ah. Bu işe karışanların hepsi de hak ettiği cezayı buldular." diye konuştu.

Biri Ankara'da diğeri İstanbul'da olmak üzere 15 Temmuz gecesi iki Trabzonlu vatandaşın darbeciler tarafından şehit edildiğini hatırlatmasının ardından vatandaşların, "İdam" tezahüratı yapmaları üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu 16 Nisan aynı zamanda şehitlerimizin katilleri için bir fermanın da yazılacağı gündür. 16 Nisan'dan sonra Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'Ben idama varım', Sayın Bahçeli zaten hükmünü vermişti, açıkladı kanaatini, Sayın Yıldırım'ın kanaatini de biliyorum dolayısıyla 16 Nisan'dan sonra parlamentoya bu katillerle ilgili idam teklifi geldiği zaman bu parlamentodan geçtiğinde, onaya bana geldiğinde ben bunu tereddütsüz onaylarım. 'Avrupa Birliği ne der, George ne der, Hans ne der, Helga ne der' beni enterese etmez. Beni 'Ahmet ne der, Mehmet ne der, Hasan, Hüseyin ne der, Ayşe, Fatma, Hatice ne der, Allah ne der' o ilgilendirir. Onun için onaylarım. Şimdi öyle diyorlar, 'Ama siz idamdan yanaymışsınız' diyorlar. 'Evet, idamdan yanayım' dedim. Bunu kim diyor? Batılılar diyor. Ne olacaktı? Benim 249 şehidimin kanını kim geri getirecek? Onları kim geri getirecek? Onların anaları, babaları, eşleri, çocuklarının gözyaşlarını kim dindirecek? Var mı bunun bir cevabı? Yok. Ama siz Amerika'da ne yapıyorsunuz? Hemen anında yatırıyorlar ve hallediyorlar, dünyanın birçok ülkesinde var. Kaldı ki o ayrı mesele, güven meselesi ayrı, ondan sonra çıkar meydanlarda gereğini yine söyleriz."

Erdoğan, gerekirse konuyla ilgili bir halk oylaması da yapabileceklerini belirterek, "Millet ne diyor? Millet 'idam' diyorsa mesele bitmiştir. Milli iradenin üstünde beşer planında bir irade yoktur." dedi.

(Sürecek)