BOLU (AA) - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Ergenekon, askeri casusluk, Oda tv, şike, Selam Tevhid ve "17-25 Aralık" soruşturmalarında FETÖ mensubu hakimlerin adalet ülküsünden uzaklaştıklarını belirterek, "Sadece ve sadece kendi örgüt menfaatleri ile hareket ederek, kendi rakiplerini yargı yoluyla tasfiye yöntemini seçtiler." dedi.

HSYK tarafından, Abant'ta bir otelde "Türkiye'de Yargı Etiğinin Güçlendirilmesi" projesi konusunda toplantı düzenlendi.

Toplantının açılışında konuşan Yılmaz, yargı tarihine bakıldığında 2007’ye kadar Türk yargısının tüm eksikliklerine rağmen çok onurlu ve güvenilir yargı hizmeti verdiğini söyledi. O tarihe kadar kamuoyu yoklamalarında güvenilirlik oranının yüzde 80’in altına düşmediğini kaydeden Yılmaz, yargı sisteminde 2007'den itibaren sorunların baş gösterdiğini belirtti.

Yılmaz, şunları söyledi:

"Ben hep o tarihi, 2007 tarihini defalarca konuşmalarımda zikrediyorum. İleride yargı tarihi yazılırken bu döneme özellikle işaret edilecek zaten. Bütün imkansızlıklara rağmen 2007 yılına kadar yüzde 80 güvenilirliği tutturan, Türk toplumu nezdinde çok saygın yeri olan Türk yargısı, o tarihten itibaren yavaş yavaş tartışılır hale gelmeye başladı. Ne oldu da böyle oldu? Hakim ve savcılarımız arasına 40 yıldır sürdürülen bir sinsi teşkilat, 40 yıl boyunca sıza sıza 2007 yılına ulaşıldığında teşkilatın büyük bir çoğunluğunu, büyük bir ağırlıklı grubunu oluşturur hale geldi."

-"Yargıyı, kendi örgütlerinin silahı haline getirdiler"

Bu tarihte yargının en kilit noktalarını bu örgütün ele geçirdiğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu çete başının, o örgütün çete liderinin direktifleri doğrultusunda gizli gizli örgütlenerek, saklanarak, her kurumda olduğu gibi yargı kurumunda da personel, teftiş gibi önemli yerleri elde ederek yargıda örgütlendiler. Yargının en kilit makamlarını ele geçirerek 2007'den itibaren yargıyı kendi örgütlerinin silahı haline getirdiler. O dönemde açılan 'Ergenekon', 'Askeri casusluk', 'Oda tv', 'Fenerbahçe şike', 'Selam Tevhid', '17-25 Aralık' gibi soruşturmalarda adalet ülküsünden uzaklaştılar. Sadece ve sadece kendi örgüt menfaatleri ile hareket eder, kendi rakiplerini yargı yoluyla tasfiye yöntemini seçtiler. Nereden mi biliyoruz? Bugün artık elimize ulaşan birçok itirafta gerçek bir hukukçunun tüylerini ürpertecek beyanların yer almasından biliyoruz."

Yılmaz, Avrupa Yargı Ağı yöneticilerinin kendi ellerindeki ifadeleri okuduğunda tüylerinin ürpereceğini ve hukuk adına utanacaklarını söylediğini anımsatarak "Ben hukukçu olarak çok utanıyorum. Utanmayanlar düşünsün. Öyle beyanlar var ki orada. Benden önceki başkanvekilinin kendi beyanı, çeteye ne zaman girdiğini, ne zaman örgüt üyesi olduğunu ve örgüt menfaatlerine nasıl çalışmalar sergilediğini açıkça anlatıyor." şeklinde konuştu.

Kendisinden önceki HSYK Başkanvekilinin Yargıtay’a üye seçimi konusundaki ifadelerini de anlatan Yılmaz, "Açıkça o güçlenen ve şımaran örgüt diyor ki, 'Liderimizden talimat aldık. Pensilvanya’daki liderimiz 140 üyeden aşağı Yargıtay üyeliği kabul etmiyor.' Şuna bakar mısınız? Yargıtay üyeliği liyakat ve ehliyete göre seçilmiyor. Pensilvanya’daki bir liderin dayattığı bir listeye göre Yargıtay üyesi seçiliyor. Bu tüyler ürpertmiyor mu?" diye sordu.

-"Türk yargısı maalesef bu çete elemanları tarafından kuşatılmıştı"

Yılmaz, ellerinde bulunan yüzlerce hakim ifadesinin tüylerini diken diken ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

"Yargıdaki etik kodları konuşuyoruz ya nerede kaldı hakimin tarafsızlığı, nerede kaldı hakimin adalet ülküsüne bağlılığı? Türk yargısı maalesef bu çete elemanları tarafından kuşatılmıştı. Batılı dostlarımıza bir türlü anlatamadığımız bu. İş başına geldiğimiz 2014’ten itibaren Türk yargısını tekrar ayağa kaldırma çabası içindeyiz. Türk yargısını, tekrar o tarafsız konumuna, adalet dağıtan, huzur veren, birleştiren o konumuna yükseltmek istiyoruz. O nedenle de çetelerden her türlü çeteden arındıralım yargıyı ki gerçek hakim ve savcıların görev yaptığı yer haline gelsin diyoruz."

Batılı yargıçların "Neden bu 3 bin 4 bin hakim birdenbire çete mensubu çıktı?" diye sorduklarını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"2014 seçiminde biz aday olduğumuzda yargının tüm bileşenleri bir araya geldik. Kendilerini bağımsız grup diye adlandıran ve bağımsız aday olan 11 kişi bu teşkilattan 3 bin 500’e yakın tam oy aldı. Bunu hiçbir şey başaramaz. İşte size örgüt. 11’de 11 bağımsız adaylara oy verildi. Ve onlar o kadar kendilerine güveniyorlardı ki seçimi alacaklarına o kadar inanmışlardı ki hiç kimse ile dayanışmadan tek başlarına yürüdüler. Çünkü yargıdaki teşkilatlarının ne hale geldiğini onlardan daha iyi bilen kimse yoktu. Sonuç ne oldu? Bütün bileşenler bir araya gelmemize rağmen 300 oy farkıyla seçimi alabildik. İşte yargıda o kadar güçlülerdi. Biz Batılı dostlarımıza bunu anlatamıyoruz."

Yılmaz, yargıdaki bu çetelerin temizlenmesinden sonra el birliği ile tekrar yargıyı görev gereklerinin gerektirdiği kimliğe büründüreceklerini ifade etti.