Ukrayna ve Rusya arasında önce siyasi olarak başlayan ardından çeşitli bölgelerde silahlı çatışmalara dönen kriz, şiddet sarmalıyla bugüne kadar bin 500 insanın hayatına mal olurken 100 binlerce kişi de evlerinden olup göç etmek zorunda kaldı. Bölgede çözüm ve barışın sağlanması için Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından geçen Nisan ayında Ukrayna Özel Misyonu’nun başına getirilen Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) eski Daimi Temsilcisi Yaşar Üniversitesi Akdeniz Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Büyükelçi Ertuğrul Apakan, barış için umutlu konuştu.
Ukrayna’da, 57 ülkeden oluşan AGİT Daimi Konseyi’nin onayladığı, 41 ülkeden 300’den fazla uzmana liderlik eden Türk diplomat Ertuğrul Apakan, görüş ayrılıkları ve çatışmalara karşın Ukrayna’da barışın kısa süre içinde hakim olacağı inancı taşıdığını belirterek şunları söyledi: “Özellikle Ukrayna Devlet Başkanı Poroşenko’nun önerdiği barış planı çerçevesinde, uzlaşı yolunun açık tutulacağına inanıyorum. Görüş ayrılıkları da çatışmalar da olabilir, ancak bölge ülkelerinin de barış ve sağduyudan yana bir tutum alacaklarını düşünüyorum. Ayrıca, ilgili ülkelerin kabul ettikleri Cenevre Anlaşması, Berlin Bildirisi gibi siyasi metin ve deklarasyonlar da çözüm çerçevesinin oluşmasına yardımcı olacaktır. Uzun vadeli bir barışın, Ukrayna’da hakim olacağına ve önümüzdeki aylarda adım adım buraya gidilebileceğine inanıyorum.”
Dışişleri’ndeki görevinin ardından Yaşar Üniversitesi’nde Akdeniz Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanlığı yaptığını ve üniversitede dersler verdiğini kaydeden Ertuğrul Apakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ukrayna’da barış için katkı sağlamak amacıyla görevi kabul ettim. Başka ülkelerden de adaylar vardı, ancak AGİT’teki seçim ve istişareler sonucu göreve uygun görüldüm. Geçen 13 Nisan’dan bu yana Ukrayna’da görev yapıyoruz.”

TERCİHİN BARIŞTAN YANA OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Apakan, bütün ülkelerle görüştüklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Herkes barış olup olmayacağını merak ediyor. Birçok nokta var. Önümüzdeki süreçte seçim var, anayasa reformu, ademi merkeziyetçilik öngörülüyor. Çoğulcu toplum, demokratik yapının oluşturulması, sivil toplumun güçlendirilmesi, kadın ve gençliğin öne çıkarılarak güçlendirilmesi barış için atılacak olumlu adımlar. Kiev’de, son bir yılda meydan etrafında oluşan bir siyasi hareketlenme ve tartışmalar da var. Ülke siyasal dönüşümünü sağlayacak adımları tartışıyor. Bölgeler ve Kiev arasında uzlaşı ve diyalog geliştiriliyor. Ukrayna’da çatışma ve barış arayışları aynı anda yürüyor. Ama her şeyden önce ateşkesin sağlanması lazım. Ateşkes sağlanırsa, diyalog ve müzakere için zemin ortaya çıkmış olacak. Şu an görünen bütün karamsar tabloya rağmen, diyalog ve müzakereler yoluyla, taraflar arasında ortak alan oluşturulabileceğine inanıyorum. Zaman zaman farklı yaklaşımlar sergileseler de Ukrayna’nın tarihsel bir bütünlüğü var. Ukraynalıların birbirini anlayacağını, ülkenin, daha demokratik, çoğulcu bir topluma, normalleşmeye, istikrara giden bir yola girmesine kapıyı açık tutacaklarına inanıyorum. Bu süreç kolay olmayacak, zaman alacak. Ancak son tahlilde, toplumun yapacağı temel tercihin barıştan yana olacağını düşünüyorum.”

UKRAYNA BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ ALANI OLACAK
Avrupa’nın ortasında barışa ihtiyaç olduğunu vurgulayan Apakan, Doğu ile Batı arasında bir uzlaşı sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu, tarihinde çatışmaların üstesinden gelebilmiş bir Ukrayna’nın, önümüzdeki dönemde de Avrupa için, Doğu ile Batı için barış ve işbirliği alanı olacağı inancını yineledi.

BARIŞ İÇİN ÇALIŞIYORLAR
Kırım ve Doğu Ukrayna gibi bölgelerde, yerlerinden edilmiş kişiler, azınlık, insan hakları gibi konuları izlemeye ve rapor vermeye devam ettiklerini belirten Apakan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu raporları AGİT üyesi 57 ülkenin bilgisine getiriyoruz. Zaman zaman yerlerinden edilmiş insanlar gibi belirli konular öncelik alıyor. BM Mülteciler Komisyonu ile de yakın çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken 10 bölgede görev yapan 300 gözlemci, her türlü riski alarak çalışıyor. Silahsız olarak kendi hayatlarını hiçe sayıp silahlı kişilerin arasına giriyorlar. Kaçırılma olayları var. Arkadaşlarımız kaçırıldı ve ilgili ülkelerin yoğun girişimleriyle serbest kaldı. Ancak, görevimizi layıkıyla yapabilmek için olayların geçtiği bölgelerde, çatışma alanlarında bulunmak gerekiyor. Her türlü zorlu ortamda, bölgesel düzeyde diyalog, ateşkes ve uzlaşı yollarını aramak için çalışıyoruz. Yoğun bir çaba sarf ediliyor, riskler alınıyor. Bütün bu gayretlerin iyi sonuç vereceğini umut ediyoruz.”

MALEZYA UÇAĞININ DÜŞÜŞÜ
Malezya uçağının düşürülmesinin uluslararası toplumda büyük bir travma oluşturduğunu ifade eden Ertuğrul Apakan, şöyle konuştu: “Özellikle Hollanda, Avustralya ve Malezya birçok insanı kaybetti. Kayıpların oradan alınmaları ve durum tespiti açısından çalışma başladı, ancak uçağın düştüğü alan çatışma bölgesinin tam ortasındaki Torez’de olduğu için ulaşmak zaman aldı. Bu ülkeler ekip gönderdi, biz ekiplerle birlikte sahada olduk, onların güvenliğini sağlamak için çaba sarf ettik. Üç haftadır çabalarımız sürüyor. Bu bir insani süreç. Hukuksal boyutu ayrı bir soruşturma olarak sürüyor.”
AGİT temsilcisi olarak 57 ülkenin ortak kararıyla bu göreve geldiğini belirten Apakan, şunları söyledi: "Ekipçe, ülkelerin desteğini ve işbirliğini görüyoruz. Dönem Başkanı İsviçre makamları da destek oluyor. Ayrıca, görevimi yaparken Türkiye’den gelmem nedeniyle saygı var. Ukrayna makamları ve halkından da yakın ilgi, destek ve yakınlığı görüyorum” dedi. Apakan, görev süresi 20 Eylül 2014 tarihinde dolan ancak süresi 6 ay daha uzatılan misyona, 20 Mart 2015 tarihine kadar başkanlık yapmaya devam edecek."

ERTUĞRUL APAKAN
İzmir Bornova doğumlu. Bornova Anadolu Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi sonra Ege Üniversitesi’nde Ekonomi alanında yüksek lisans yaptı. 1971 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. KKTC’nin Türkiye Büyükelçiliği görevini yürüttü. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı da yapan Ertuğrul Apakan, BM Türkiye Daimi Temsilcisi olarak görev yaptığı 2009-2012 döneminde, Eylül 2010’da Güvenlik Konseyi dönem başkanlığı görevini üstlendi. Aynı dönemde Güvenlik Konseyi Terörizm ile Mücadele Komisyonu Başkanlığı ve Kuzey Kore Yaptırımlar Komitesi Başkanlığı yaptı. BM gündemindeki önleyici diplomasi, arabuluculuk ve barış girişimlerinde etkin rol oynadı.
(İHA)