“Madem ki hepimiz bir vücudun iç organlarıyız, o halde birilerinin yüzümü siyasetle tokatlamasına ve yanak kızarıklığımın da utanç aynaları olmasına, müsaade etmemelisin muhterem…”




Olay ulusal basına sızınca, yerel gündemi de, CHP Trabzon İl Başkanı Yavuz Karan belirledi.
Karan, “Trabzon’da 735 CHP’linin vatandaşlık numaraları çalınarak, AK Parti’ye üye yapıldı” dedi.
Karan’ın verdiği bu küsuratlı rakamdan işkillendim.
Tam kimliğimi çıkartıp Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sitesindeki ilgili alana...
T.C numaramı girecektim ki, olaya deneyimli meslektaşım Serkan Kılınç müdahale etti.
Ver T.C.’ni ben bakayım” dedi.
Olur” dedim ve ekledim:
Ama ben önce şu Muhterem’in tanıdıklarına bakayım…

***

Önce kendime limonlu bir çay söyledim.
Sonra da bilgisayarı kucağıma aldım.

Girip şöyle bir göz attım.

Bizim şu Hayri Dayı…
Devrimin burnundan kıl aldırmazdı

Meğerse adam liberalmiş.


***


Sonra Elektrikçi Rıza abi…

Ülkücüyüm diye geçinirdi,

Ulusalcıymış…

***


Kapı komşum Cemil Usta!

Ne zaman bir konu açılsa, ucunu her zaman siyasete bağlardı.

Bu denli siyasetle ilgili bir adamın kaydının çıkmaması, benim açımdan anormal bir durumdu.

Sosyalist bilirdim, Apolitik çıktı.


***


Sonra Necati Dede!

Ne zaman bir ölüm tüccarı türese, Saadet Partisi’nin bayrağını eline alır, Meydan Parkı’nın yolunu tutardı.
Göğün şerefine yumruğunu sıkar, mazlumlar için bold sloganlar atardı.

Ama gel gör ki o da ser verip, sır vermeyenlerdenmiş.

Baktım!

Necati dede, kırk yıllık komünistmiş.


***


Sıra bana gelince, aklımın rejisinden geçen replikleri düşünerek, ferasetime elimden geldiğince hâkim olmaya çalıştım.

Malum, biz gazetecilerin siyasi partilere üye olması, etik açıdan nahoş karşılanıyor.

Çünkü atacağınız konforlu manşetlerin fileden dönmesi, yüksek bir ihtimaldir.

***


Velhasıl bizim Serkan T.C numaramı girince, AK Parti Trabzon teşkilatına üye olduğumu öğrendim.
Ekranda, Trabzon Merkez Teşkilatı 2003/1 dönem aktif üyesi ibaresi yer aldı.
Önce şaşırdım, sonra da tebrik ettim!
Benim gibi bir adamın T.C numarasını araklamak, öyle her baba yiğidin harcı değildi.

***

Madem ki gazeteciyiz,
Madem ki zulasına istiflediği ağaçları keserek, beyninde eksilttiği tahtalara döşeyen, puantiyeli kalem tüccarlarından farklıyız,
O halde objektifliğin de dibini boylamamız gerek.
Bunun için de yapacağımız ilk hamle, siyasi partilerden arınık bir şekilde, mesleğimizi icra etmektir.

***

Bu nedenle şimdi AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Adnan Günnar’dan birikmiş üyelik aidatlarıma bir kolaylık göstermesini ve bu durum karşısında beni aydınlatmasını bekliyorum.
Madem ki hepimiz bir vücudun iç organlarıyız, o halde birilerinin yüzümü siyasetle tokatlamasına ve yanak kızarıklığımın da utanç aynaları olmasına, müsaade etmemelidir.

***

Hırsızlara gelince!
Bilin ki, benim üzerimden zihin boşluklarını doldurmak isteyenlerin çoğu, koordinatlarımdan geçerken, türbülansa girdiler.
Aynı akıbete sizin de uğramamanız için, Telekom’un reel değerini kullanmanızı öneririm.
Hadi bana bir “alo” deyin de, oturup baş başa şu sizin kara kutunuzun şifrelerini çözelim.
Ne dersiniz?