“Türkiye'de yerli otomobil için “babayiğit” aranmasından çok önce biz bu adımları atmıştık” diyen Ağaoğlu ve Türkiye'ye ilk gelen Tesla'nın başına gelenleri şöyle aktardı:

“2010'da Tesla Roadster elektrikli otomobili Türkiye'ye ilk ben getirdim. Daha birkaç ay kullanmıştım ve çok sevmiştim ki, İTÜ'nün Makina Fakültesi dekanı aradı. Aracı bir haftalığına öğrencilerinin incelemesi için benden istiyordu. Teklifini reddettim. Birkaç gün sonra dönemin İTÜ Rektörü Muhammed Şahin hocayı ben aradım. ‘Hocam bu aracı üniversitenize hibe ediyorum. Bir tek şartım var. Bundan daha iyisini yapın. 500 aracı ben alacağım' dedim. Kabul ettiler ve ben de aracı İTÜ'ye hediye ettim.”

6 YIL HİÇ SES ÇIKMADI

Tesla'nın teslim töreninde, “Ben bu aracı yurtdışından farkındalık yaratmak için getirttim. Aracın Ar-Ge çalışmalarına ciddi katkı sağlayacağını düşünüyorum” dediğini hatırlatan Ağaoğlu şöyle devam etti: “Ancak aracın teslim edilmesinin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen otomobille ilgili çalışmalar hakkında hiçbir bilgi sahibi olamadık. Tesla'nın başına ne geldiğini anlamak için arkadaşlarımız üniversiteye gitti. Tesla'yı teslim ettiğimiz tarihte İTÜ'de rektör değişti ve araç rektörlük binasının otoparkında çürümeye terkedildi. Araca el sürülmediğinden pilleri tükenmiş, şarj sistemi de arızalanmıştı. Araca 50 bin dolar masraf çıkarıldı.”

ABD'li ünlü bir üniversiteden İTÜ'yü ziyarete gelen heyetin Tesla'yı görünce imrendiğini aktaran Ağaoğlu, bunun üzerine üniversite yönetiminin aracın kıymetini anlayıp mekatronik atölyesine taşıdığını aktardı. Ancak bu kez de tamiri için bütçe bulunamadığı için aracın yine kaderine terk edildiğini ifade eden Ağaoğlu, “Biz bu durumu tespit edince bir dilekçeyle aracın iadesini istedik. Yönetim sıcak baktı ama İTÜ'nün hukuk servisi, ‘envantere hibe olarak giren aracın iadesinin imkânsız olduğunu' söyledi” dedi. (Sözcü)