Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kanal 24'de katıldığı canlı yayında referandum krizine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Barzani'nin temsilisine Türkiye'ye gelme diye telefon açtıklarını belirten Çavuşoğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle: Biz aşama aşama adımlarımızı atacağız. Aşama aşama atarken bir,  bundan sonra bizim muhatabımız Bağdat'tır. Bağdat'tan gelen talepleri dikkate  alacağız.  Şu anda zaten KDP'nin temsilcisi burada olsaydı 'Ülkeyi terk et' diyecektik. Şu  anda zaten Erbil'de olduğu için telefonla arkadaşlar aradılar, 'Türkiye'ye  gelme kardeşim' dediler. O da 'Ben anladım mesajınızı' dedi. Daha önce KYB'nin temsilcisini, özellikle PKK'ya alan açtığı  için biliyorsunuz gönderdik. Bundan sonra böyleyiz. Bize karşı yanlış yapan  herkese karşı biz de gerekli tedbirlerimizi alırız.

ERBİR KONSOLOSU ÇEKİLECEK Mİ?

Biz Erbil Başkonsolosluğunu açarken  Erbil'den izin almadık, Bağdat'tan izin aldık. Dolayısıyla burada bizim  muhatabımız Bağdat yönetimidir, Irak Dışişleri Bakanlığıdır.

TÜRKMENLERE SALDIRI OLURSA GEREĞİ YAPILIR 

Kerkük'te Türkmenlere saldırı olursa gereği yapılır. Bağdat talep ederse, ortak bir tehdit çıktığı zaman birlikte hareket ederiz. Irak'tan gelecek talepleri değerlendirir ve her türlü desteği veririz. Ortak operasyonda dahil olmak üzere her şey masada.

"HABUR'U KAPATMIYORUZ"

Habur sınır kapısında muhatabımız bölgesel yönetim değil Bağdat yönetimidir. habur'u kapatmıyoruz. Erbil artık Bağdat'ın petrolünü satamaz. Irak'ı bölmeye çalışmazlarsa bizim onlarla bir problemimiz olmaz.

''ATEŞKESİN GARANTÖRÜ RUSYA''

 İdlib'de ateşkesin garantörü Rusya'dır.

''ASKERİ MÜDAHALE İÇİN O ÜLKENİN DAVETİ ŞART''

İhtiyaç duyulduğunda bu tür ortak tatbikatlar önemlidir. Biz ihtiyaç duyduğumuz zaman burada Irak'ın egemenliği önemli. Irak devletinin hükümetinin bizi davet etmesi de önemli. Angajman kurallarımızı uyguladığımız durumlar var. Bize Irak'tan bir tehdit bir saldırı geldiği zaman PKK'nın bulunduğu yerlere biz çok operasyonlar yaptık. Bu uluslararası hukuktan doğan hakkımız. Ama bir ülkenin içerisine askeri olarak girebilmemiz için o ülkeden davet gelmesi gerekiyor. Burada da bizim muhatabımız Bağdat'tır.

SÖZÜNÜ TUTMADI

Onların  bize bir sözü vardı. Özellikle Barzani'nin. 'Diğer ülkelerin ne dediği önemli  değil, burada Türkiye'nin ne dediği önemli, Türkiye'nin tavsiyelerini dinleriz.'  demişti. Ama gördük ki dinlemedi. Referanduma karşıyız, haklarınızın yanındayız"  mesajını yüz yüze yaptığımız görüşmede de birçok kez ilettik.
Referandum yaparlarsa karşı karşıya kalacakları tehditleri de kendilerine izah  ettik. Kim nereden saldıracak, hangi yaptırımlar olur, şu anda anayasa ile elde  ettikleri hakları da kaybedeceklerini, kaos oluşacağını, aynı şekilde Kürt  Bölgesel Yönetimi içinde de siyasi kargaşalar olacağını, hepsini söyledik. Referandumu iptal etseydi Bağdat'a karşı eli çok güçlü olacaktı. Tüm ülkeler, P5  ülkeleri, daimi üyeler, bizler, AB, herkes varsa bunların elde edemediği haklar,  o konuda yardımcı olacaktı. Ama şimdi hiç kimseyi dinlemediler." dedi.
Barzani'nin derdi, kendi başkanlığını sürdürmek. Çünkü bölgesel  yönetimde Barzani gücünü kaybetti. Diğer partiler kendisine karşı. Diğer  partiler, anayasaya meclisin toplanması için seçim kanununu getirme şartını da  koydular. Bu seçim kanunu geldiği zaman başkanın süresi de belli olacak. Şu anda  belli olmayan bir süreç. Uzun zamandır bölgesel yönetimin başkanlığını yürütüyor  ve seçim olsa kaybedeceğini biliyor. Kendi koltuğunu korumak için esasen  Kürtlerin geleceğini tehlikeye attı