Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin çözüm sürecine yönelik yaptıkları çalışmalara ilişkin hazırlanan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bakanlara sunulan raporlarda, sürece desteğin giderek arttığına, sivil anayasa beklentisine, silahsız ortamın ve çözüm sürecinde izlenen demokratik yöntemin önemine dikkat çekilerek toplumda, barış sürecinin kesintiye uğramasından endişe duyulduğu vurgulandı.

Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu'nca hazırlanan raporda,  sorunun tarihsel arka planının yanı sıra görüşülen kişi ve kuruluşlarca heyete aktarılan talepler ile sorunun çözümü için yapılması gerekenlere dair heyetin önerilerine yer verildi.

7 bölüm ve 38 sayfadan oluşan raporda Türkiye'nin yıllardır süren ve yakın zamana kadar izlenen politikalar nedeniyle çözümü gittikçe zorlaşan bir sorununu, demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözmeye çalıştığı belirtilerek, toplumda büyük bir heyecan yaratan bu sürecin, sadece ilgili aktörlerin değil, tüm toplumun gündemini en fazla işgal eden konu başlıklarından birini oluşturduğu kaydedildi.

Birtakım kaygılı çevrelere rağmen, toplumun büyük çoğunluğunun, daha önce hiç olmadığı kadar umutlu olduğu bir sürecin yaşandığı bildirilen raporda, Kürt meselesinin barışçıl çözümünün, Türkiye'nin demokratik düzeyini ve ekonomik performansını doğrudan etkileyeceğinin düşünüldüğü belirtildi.

Farklı ideolojik kimliklerin çok benzer bir dille konuştuğu ve haklar konusunda aynı değerlendirmeleri yaparak aynı talepleri öne sürdüğü bildirilen raporda, "Bölgedeki Kürtlerde, eşit ve özgür vatandaşlar olarak Türkiye ortak vatanında barış içerisinde birlikte yaşamadan yana çok güçlü bir irade mevcuttur. Bu eğilim, kalıcı barışın temini için önemli bir veri oluşturmaktadır." ifadesine yer verildi.

Raporda, sürece toplumsal desteğin yüzde 100'e yakın olduğuna değinilerek şu görüşlere yer verildi:
''Dile getirilen endişeler, sürecin varlığından ziyade sürecin durma ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Ortak hissiyatlardan biri sabırsızlıktır. Sürecin hızlı ilerlemesi konusunda ortak bir heyecan ve acelecilik her yerde gözlenmektedir. Hükümetin iyileştirici adımlarının bürokratik dirençle saptırıldığı ve engellendiği inancı çok yaygın olup bu alanda herkesin anlatacağı örnekler bulunmaktadır.''

"Büyük bir umut ve coşku ile karşılanmaktadır"

TBMM Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu'nun kurulmasının, çözüm sürecinin başarısı açısından çok önemli bir adım olduğu vurgulanan raporda, şöyle denildi:
"Güneydoğu'da hangi kimlikten veya ideolojiden olursa olsun, herkes barış sürecinden yanadır ve bunu zihniyet olarak desteklemektedir. Güneydoğu için barış, günlük hayatı yeni baştan kurgulayacak reel ve radikal bir dönüşüm anlamına gelmekte, büyük bir umut ve coşku ile karşılanmaktadır. Dolayısıyla Kürtler, ülkenin batısında yaşanan 'ayrılma ve bölünme' tartışmalarını yadırgamaktadırlar. Nitekim uzun toplantılarımızda konuşulmayan belki de tek şey bayrak, sınır, bölünme ve benzeri konular olmuştur."

Ege Bölgesi Grubunca hazırlanan rapor

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu'nca hazırlanan raporda, çözüm sürecine desteğin giderek arttığı belirtildi.

Asıl hedefe gidecek yola adım atmak için ilk hedefin, "silahsız ortam" olarak gösterildiği raporda, ''Bu süreç gerçekte bütün Türkiye'nin demokratikleşme sürecidir" denildi.

"Silahsız ortam"ın sağlanmasının ardından hükümetin söyleyecekleri değil, atacağı adımların belirleyici olacağına işaret edilen raporda, ilk demokratikleşme adımından sonra, sürece ilişkin her direncin kırılıp azalacağı, toplumda güvenin hızla yaygınlaşacağına değinildi.

Çözüm sürecine, AK Parti'nin siyasal öncelik kazanacağı ön yargısıyla karşı çıkanların çoğunlukta bulunduğu tespitinin kaydedildiği raporda, "Kürt kökenliler"in, çatışmasızlık ortamından sonra gerçekleştirilecek hukuki reformların yanında, hem Kürt hem de Türk kökenli vatandaşlar için rehabilitasyon sürecinin başlamasını beklediği bildirildi.

Raporda, 8 il ve 10 ilçede temaslarda bulunan heyetin, 5 şehit ailesini ziyaret ettiği, toplantılarda yaklaşık 2 bin kişiyle bir araya gelindiği kaydedildi.

Doğu Anadolu Bölgesi Grubu'nca hazırlanan rapor

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu'nun hazırladığı raporda, "Doğu Anadolu Bölgesi halkının çözüm sürecine desteğinin çok yüksek olduğu gözlendi. Bununla birlikte geçmişte yaşananlar sebebiyle devlete ve kurumlara karşı bir aidiyet zaafiyeti ve kırgınlık olduğu tespit edildi" denildi.

Çalışmanın kendisinin tek başına dahi verilen mesajlardan ve yapılan müzakerelerden bağımsız olarak çözüm sürecine çok büyük bir katkı yaptığına değinilen raporda şu görüşlere yer verildi:
''Doğu Anadolu Bölgesi halkının çözüm sürecine desteğinin çok yüksek olduğu gözlendi. Bununla birlikte geçmişte yaşananlar sebebiyle devlete ve kurumlara karşı bir aidiyet zaafiyeti ve kırgınlık olduğu tespit edildi. Neredeyse toplumun tamamında bu sorunun askeri ve silahlı yöntemlerle çözülemeyeceği konusunda bir mutabakat olduğu tespit edildi. Protestolar çözüm sürecine destek verenlerin hem kararlılığını artırdı hem de tabanını genişletti. Diğer deyişle, protestolar karşı çıkanlara güç kazandırmadı tam tersine güç kaybettirdi."

Saha çalışmasından edinilen izlenimlerle gelen öneriler ve taleplerin değerlendirmesi çerçevesinde, yeni anayasa konusunda çok önemli sonuçlar çıktığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Sivil ve yeni anayasa ihtiyacının karşılanması için parti siyasetini aşan bir siyaset tercih edilmelidir. Sivil bir anayasa için parti politikaları üzerinden uzlaşma arayışları değil, toplumdan gelen görüş ve önerilere dayanan bir uzlaşma arayışı seçilmelidir. Sivil ve yeni bir anayasa toplum, birey ve doğa merkezli bir felsefeye dayanmalıdır. Nihai olarak yeni Türkiye'nin yeni anayasası hedefinden asla vazgeçilmemelidir."