Haber7.com yazarı Ömer Vehbi Hatipoğlu bugünkü köşe yazısında 2. Darbe planının Ekim'de olacağına dair çıkan haberlerle alakalı önemli tespitlerde bulundu. Hatipoğlu bunu dile getirenlerin bilgi ve belge paylaşmak zorunda olduğunu da sözlerine ekledi.

NASIL BİR TEHLİKE?

Türkiye kamuoyu son günlerde yeni bir darbe girişimi senaryosuna ilişkin haber ve yorumlar ile çalkalanıyor. Gerçekten de böyle bir tehlike var mı? Varsa ne zaman eyleme geçilecek ve nasıl bir tehditle karşı karşıya geleceğiz?

SAPIK VE SAPKIN BİR MECZUP

15 Temmuz’da muhatap olduğumuz alçak girişim elbette hepimizin zihin dünyasında derin etkiler bıraktı. Bu ülkenin düşmanlarına karşı kullanılmak üzere orduya emanet edilen silahlar millete doğrultuldu. Adice,alçakça ve namertçe tezgahlanmış bir küresel komplo ile karşı karşıya geldik. Sapık ve sapkın bir meczubun iradesine teslim olmuş FETÖ’cu caniler masum ve mazlum vatan evlatlarını şehit ettiler.

ULUSLARARASI BİR PLAN

Bu ihaneti yalnızca bir hükümet darbesi girişimi olarak değerlendirecek olursak ciddi şekilde yanılgıya düşeriz. Bu bir hükümet darbesi girişimi değil, doğrudan doğruya Türkiye’yi kaosa sürükleyip bir iç çatışma zemini hazırlamak, toplumsal fay hatlarını harekete geçirerek bölünmeye kadar gidecek bir süreci başlatmak hamlesiydi. Bu alçak tezgah uluslararası karargahlarda inceden inceye hazırlanmış, FETÖ’ye ihale edilmiş ve düğmeye basılmıştır.

MİLLET ŞEHADETE KOŞTU

Büyük Beyaz Şeytan’ın gönüllü uşakları başaramadılar. Hesap ve planları, hesapları altüst eden mutlak Hesap sahibinin yardımı ile boşa çıktı. Menderes’i, Özal’ı, Erbakan’ı zamanında koruyamamış olmanın mahcubiyetini yaşayan milletimiz, bu defa bir paratöner gibi, bir darbe savar gibi cuntacılara ve onların patronlarına gereken dersi verdi. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile meydana dökülen milyonlar,aslında cesur bir lidere sahip olmanın huzur ve güveni ile; kendi iradelerine, namus belledikleri ülkelerine, bağımsızlıklarına sahip çıktıklarının bilinci ile şehadete koştular.

BİZANS OYUNLARI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Şimdi gelelim 2. Darbe girişimi ne zaman başlayacak sorusuna : Eğer buraya kadar özetlediğimiz değerlendirme doğru ise, biten bir şey yok ki ikincisi başlasın. Bu bir süreçtir. Bu süreç devam  etmektedir. Mesele Ordu’nun içinde kümelenmiş bir terörist gurubun darbe hevesi olsaydı, bu iş bitti, ikincisi de artık söz konusu değil demek mümkün olabilirdi. Oysa olay bu kadar basit değil. Şu anda süreç devam ediyor ve safha safha yeni Bizans Oyunları ile karşı karşıya geleceğiz.

TARİH VERMEK DE NEYİN NESİ?

Son günlerde bazı emekli subayların yaptıkları açıklamaları bu nedenle talihsiz ve tehlikeli beyanlar olarak değerlendiriyorum. Elbette asla rehavete kapılmayacağız. Ama 2.dalga başladı başlayacak  diye korku ve panik havası oluşturmak, üstelik tarih vermek de neyin nesi?

AŞİRETLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ PKK'YA KARŞI OLMUŞKEN...

2. Dalga diye ifade edilen senaryo zaten şu anda yaşanıyor. Türkiye’yi kuşatmak, ekonomik kaos oluşturmak, etnisite ve mezheb temelinde bir çatışma ortamı kotarmak, ülkeyi giderek şiddetini arttıracak bir terör ve suikast sarmalına mahkum etmek gibi adımların atıldığını ve atılacağını biliyoruz.

Bir yandan Kürt kökenli vatandaşlarımızın bu süreçte provake edileceğini söyleyip hemen ardından bazı aşiretlerin İngilizler tarafından satın alındığını iddia etmek nasıl bir zihnin ürünüdür. Malum emekli subay bu iddianın bile yeterince provakatif bir ifade olduğunun farkında değil midir? Tam da aşiretlerin büyük bir bölümünün PKK’ya karşı devletin yanında yer almaya başladığı bir zamana denk gelen bu açıklama Kürtler arasında yeni bir kırılmaya yol açmayacak mıdır? Bu iddia gerçek ise; sorumlu bir vatandaş olarak bildiklerini devletin ilgili kuruluşları ile paylaşmış mıdır? Elinde somut  bilgi ve belge var mıdır? Madem ki bu bilgiyi kamuoyu ile paylaşmıştır, o zaman somut belge ve bilgileri de açıklamak zorundadır.

İngilizlerin para ile satın aldığı şerefsiz ve satılık bir aşiret varsa bunu herkesin, özellikle de Kürtlerin bilmeye hakkı vardır. Bu kesin  bilgi değil de duyum ve  varsayıma dayanıyorsa, geçmişte Şeyh Sait hareketini İngilizlere mal eden resmi devlet tezinin günümüz versiyonu ile karşı karşıyayız demektir.

BU ZAFERİ ULUSALCILARA ÇALDIRMAYIZ

15 Temmuz’da milletin şehadete koşarak kazandığı büyük ve şerefli zaferi ulusalcılara çaldırmak niyetinde değiliz. Bu zafer, bu duruş topyekun millete aittir. Parti, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin her düşüncedeki vatansever bu kazanımda paydaştır.

Ama durumdan vazife çıkarmakta mahir olan bir kadronun bu milli zaferden, iktidara ortak olma neticesini devşirme çabasını da görmüyor değiliz.
                                                                                               
KAYNAK HABER 7