61SAAT HABER SERVİSİ
Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği(SGDD) ve Mülteci Destek Derneği (MUDEM) tarafından  Ankara’da Medya ve Mülteciler Basın Buluşması adı altında Ankara’da düzenlenen toplantıda söz alan AB Türkiye delegasyonu Emma Clua Vandellos 61saat.com imtiyaz sahibi Erhan Esaspehlivan’ın  ‘Türkiye’den başka bir ülke var mı böyle mülteciler için yoğun destek verdiğiniz, özel ilgi gösterdiğiniz’ sorusuna ‘Bazı ülkeler var, bunlara Libya ve Lübnan’ı söyleyebiliriz. Fakat Türkiye bu manada çok tecrübeli, güçlü. Kurumları ve sistemi oturmuş olduğu için burada Türkiye’de çok daha sistemli bir şekilde bu iş yürüyor. Türkiye’nin güçlü kurumları var, güçlü bir yapısı var. Yani Suriyeli mültecilere baktığımızda durum böyle.’ İfadelerini kullandı. AB’ye alınma sürecinde 1996 yılından bu yana AB’nin tüm taleplerini yerine getirme çabalarına rağmen özellikle insan hakları ve özgürlükler konusunda sürekli AB tarafından yetersiz bulunan ve AB’ye alınmayan Türkiye ile ilgili Vandellos’un bu açıklaması ‘Katılım sürecinde yetersiz ama mültecilere geldiğinde güçlü Türkiye öyle mi? Yorumları yapılmasına neden oldu.  

Türkiye 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Emma Clua Vandellos konuşmasını şu şekilde sürdürdü; 

''Fonlarla neler yapıyoruz öncelikle size bunu anlatacağım, temel hususlara değineceğim. Mülteciler için mali yardım aracı dediğimiz zaman bu öncelikle büyük resme bakmamız lazım. Türkiye 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu güçlük bir şekilde yapılıyor. Herkes tarafından ciddi çabalar gösteriliyor. Destek olabilmek için. Bunların büyük bir çoğunluğu Suriyeli. Bunları ülkeye entegrasyonu için, ciddi projeler yapılıyor. Türkiye AB anlaşma çerçevesinin bir parçası olarak bunu yapıyoruz. Bu tek bir kaynaktan gelmiyor. Geçmişten önemli planları var. Önümüzdeki günlerde de bu yardım devam edecek gibi görülüyor. Bu ek bir finansman, AB üyesi devletler tarafından, bu geniş bir taahüdün gerçekleşmesi açısından. Mümkün olduğunca hızlı şekilde mültecilerin karşılaştığı sorunların üstesinden gelmesi için. Burada sağlanan katkının miktarı 6 milyar Avro, 3 milyar Avro bugüne kadar sağlandı. 

Bizim Türkiye’ye ek bir 3 milyar Avro sağlama taahhüdümüz var.

''72 program uygulandı bu çerçevede. Temel olarak bu 3 milyar Avro’nun 1.94 Avrosu farklı kurumlara aktarıldı. Bizim Türkiye’ye ek bir 3 milyar Avro sağlama taahhüdümüz var. Bu meblağa 400 bin Avroluk eğitim için ekleme yapmayı düşünüyoruz. Pratik açıdan bakacak olursak, iki farklı katkı türümüz olduğundan bahsettim. Buradaki program gibi, bu 3 milyar Avro’yu iki farklı yönde harcanıyor. Bir tanesi temel olarak insani yardımın sağlanmasına aktarılıyor. Diğer kısmı ise diğer uzun vadeli projelere, ülkeye entegrasyonu ve mevcut sistemlere kabulleri için uygulanıyor. Onların kırılganlıklarını azaltmak için, Türk toplumuna entegrasyonunu sağlamak için çalışıyoruz. Çoğunluğu Suriyeli. Suriyeli olmayanlar da var. Belki burada vurguyu biraz da teknik hususlardan ziyade pratik olarak neler yapıyoruz. Biz burada odağımızı 3 odaktan oluşuyor. En önemlisi temel ihtiyaçlara yönelik destekler ve acil durumlardaki ihtiyaçları için''

Mültecilerin ülkelerine dönmeleri konusunda iki önemli husus var

''Türkiye’de 1.3 milyon faydalananı var. Sosyal uyum yardımı programı. Şartlı eğitim yardımı desteği. Bunun amacı da çocukları okula çekebilmek ve ailelerin çocuklarını okula çekebilmek için kullanılıyor. Temel olarak en kırılgan yapıya sahip insanlar için bunları kullanıyoruz.  Türk makamları, içişleri bakanlığı gibi kurumlarla birlikte önemli çalışmalar yapıyoruz. Sağlık alanında, yaklaşık 600 milyon Avroluk yatırımımız var. Sağlık Bakanlığı ile çok yakın çalışıyoruz. Temel olarak bir müşterek anlayışımız var sağlıkla ilgili konularla. İsmi Sıhhat programı 300 milyon Avroluk program. Bu programı Dünya Sağlık örgütü gibi uluslararası kuruluşlarla ve STK’larla işbirliğimizi arttırmak istiyoruz. Bir taraftan Suriyeli doktorlar ve hemşirelerin eğitimlerini sağlamaya çalışıyoruz, bu en temel sorunlardan bir tanesi.  Dil sorunu en önemli engellerden bir tanesi. Bunun içinde çalışıyoruz. Birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetlerine mültecilerin erişimi için hizmetler veriyoruz. Mültecilerin ülkelerine dönmeleri konusunda iki önemli husus var, sağlıklı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Bu burada eğitim konusunda ciddi yatırımlar var. Bunlar sayesinde geleceğe kazandırılması konusunda çalışmalar yapıyoruz. Kendi ülkeleri yapılandırıldığında ülkelerine getirebilecekleri bir şeyler olmasını istiyoruz''