Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerince TBMM Başkanlığına sunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 2. maddesiyle  Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu 28. maddesinde düzenlenen “Aleniyet ilkesi” ile ilgili iki istisnaya “… yahut yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, ilgilinin talebi …” ibaresiyle üçüncü bir istisnanın eklenmesi konusunda eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, aşağıdaki değerlendirmeyi yaptı:

“Hukuk ve ceza davalarında duruşmaların ‘alenî’, –eş anlamlı diğer terimle– ‘açık’ olması,  Anayasa’mızın 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının gereği, hukuk ve ceza yargılamaları usulünün temel ilkesidir. O nedenle sınırlı sayıda istisnası vardır. Anayasa’nın 141. maddesine göre; 

“Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde karar verilebilir. 

Küçüklerin yargılanması hakkında özel hükümler konulur.”

Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre kanun hükmünde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘Adil yargılanma hakkı’ ile ilgili 6. maddesi uyarınca herkes, gerek medenî hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklar, gerek ceza  alanındaki suçlamalarla ilgili davaların ‘açık olarak görülmesini’, hükmün ‘açık oturumda verilmesini isteme hakkına sahiptir’. Bu kuralın istisnası olarak ‘demokratik bir toplumda genel ahlâk, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selâmetine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde’ duruşmaların 'dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak’ sürdürülebileceği öngörülmüştür. 

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Aleniyet ilkesi’ kenar başlıklı 28. maddesinin 2. fıkrası, ilkenin iki istisnasını Anayasa’nın 141. maddesi doğrultusunda düzenlemiştir. Bu fıkraya göre; ‘Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut mahkemece resen karar verilebilir.’

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘Duruşmanın açıklığı’ kenar başlıklı 182. maddesinin 2. fıkrasında da Anayasa’nın 141. maddesi doğrultusunda aynı iki istisnaya yer verilmiştir: ‘Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.’

AKP milletvekillerinin  Kanun Teklifi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 28. maddesinde aleniyet ilkesine aykırı iki istisnaya üçüncü bir istisna eklenmesini öngörmektedir. Yapılmak istenen değişiklik, aleniyet ilkesi istisnalarının Anayasa’nın 141. maddesine açıkça aykırı bir  şekilde genişletilmesinden başka bir şey değildir. Bu değişiklik, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamında da değerlendirilemez. Ayrıca böyle bir değişiklik, hukuk ve ceza yargılamaları arasındaki paralelliği de bozar. 

Üstelik Kanun Teklifine göre duruşmanın ‘gizli’ yapılmasına gerekçe olacak ‘yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaati’ ibaresi, yargı önünde davacı ve davalının eşit koşullarda iddia ve savunma hakkına sahip olması ilkesine ters düşebileceği gibi, onları da aşabilecek, dolayısıyla sınırları ‘kesin olarak’ belirlenemeyecek genişliktedir. 

Bu nedenlerle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 28. maddesine Anayasa’nın 141. maddesine aykırı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi kapsamına girmeyen, Anayasa’nın 10. maddesi anlamında çocuklar için alınmış bir tedbir niteliği taşımayan,  41. maddesinde düzenlenen çocuk hakları ile ilgili olmayan bir değişiklik getiren 2. maddenin Kanun Teklifinden çıkarılması gerekir.”