Dile kolay.

Son 1,5 yılda 3 seçim.

Yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri derken, 25.dönem milletvekili seçimleri de güzel ülkemde büyük bir katılımla gerçekleşti.

53 milyondan fazla seçmen “son söz benim”  diyerek gitti oyunu kullandı.

Türkiye’de var olup olmadığı sürekli olarak tartışılan demokrasi, seçim sonrası ortaya çıkan fotoğrafla yeniden şekillendi.

*

Dediğim gibi son 1,5 yılda 3. kez sandığa gitti yorgun vatandaş.

Lakin, en ilginç seçim kampanyalarına dün yapılan bu son seçimde şahit olduk.

İktidara karşı olan partiler, kırmızı çizgilerini yeniden belirledi.

Sazını eline alan çıktı meydana.

Kimi emekliye koştu, kimi de çalışana.

Onlar bunu yaparken iktidar boş durur mu?

Durmaz tabi.

Başbakan bir yandan, Cumhurbaşkanı bir yandan sahip çıktılar partilerine.

Muhalefetin sürdürdüğü ekonomik politikaların aksine,  içerisinde yeni anayasa ve başkanlık sisteminin bulunduğu Yeni Türkiye vizyonlarını anlattılar miting alanlarında.

“Bizim boş vaatlerle işimiz olmaz” deyip, kaynak aradılar karşı cepheden.

Onlar da anlattı kendilerince.

İktidar partisi tarafından popülist olarak değerlendirilen bu vaatlerin az da olsa seçim sonuçlarını etkilemesi bekleniyordu.

Nitekim durum beklenilenin çok aksine gelişti.

Yüzde 10 ‘luk barajı aşamayacağı düşünülen HDP bütün hesapları alt-üst etti.

Baraj falan yıktı geçti.

Öyle ki; oylarını neredeyse iki katına çıkardı.

Asıl sorun da bu ya.

Bugün, koalisyonda hangi partilerin yer alacağının konuşulmasından daha çok, HDP ’nin bu kadar oyu nereden aldığı konuşuluyor.

Aslında sandıkların açılmasından hemen sonra sorunun cevabını  Eş Başkan Demirtaş verdi.

Aldıkları oyların büyük bir kısmını “emanet oylar” olarak adlandırdı.

Konuşmasını dinledim.

Bu oylara sahip çıkacakmış.

Öyle dedi,  Öcalan’a ettiği teşekkürün ardından.

*

Vallahi ne yalan söyleyeyim.

Bu kadarını ben de beklemiyordum.

Meğer,  memleket te ne çok HDP ’li varmış.

Meğer,  Kürtler herkesten daha çok milliyetçiymiş.

Meğer,  Ak Parti’nin Kürtlere yönelik sürdürdüğü politikaların hiçbir karşılığı yokmuş.

Meğer,  bu memlekette sağcı solcu falan da yokmuş.

Meğer, bu ülkenin işçisi memuru ne kadar mutluymuş.

Meğer, eski Türkiye ne çok seviliyormuş.

Hadi Hayırlısı…