Başbakan Erdoğan, “Bugün artık demokrasi başta olmak üzere tüm bu kavramlar konusunda yeni bir muhasebeye ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Çünkü küreselleşme olgusu ekonomiden siyasete, sosyal hayattan kültüre kadar her alanda oyunun kurallarını kökten değiştirdi. Bu değişimin dinamiklerini doğru bir şekilde kavrayarak demokratik sistemlerimizi buna uyarlamak mecburiyetindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu. Gelişmiş Batılı ekonomilerin ve sosyal devlet modellerinin, küresel kriz karşısında ciddi şekilde sarsıldığının altını çizen Erdoğan, “Demokratik yapılara duyulan güvensizliğin artması ve seçimlere katılım oranlarının düşmesi, aşırılık yanlılarının giderek tüm siyasi sistemleri etkileyecek güce ulaşmalarına yol açıyor. Bunun bir değerler krizine dönüşmemesi ve demokratik dokunun korunabilmesi için toplumların demokrasiye olan inancının yükseltilmesi gerekiyor. Küresel değerlerden taviz vermeyen; ancak ülkenin toplumların gerçek sorunlarına çözümler üretebilen etkin ve adil bir demokrasi anlayışına ihtiyaç var. Bu değişim uluslararası sistem açısından da gerekli.” dedi. "21. YÜZYIL ASYA YÜZYILI OLACAK"

Bali Demokrasi Forumu’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki yüzyılda küresel ekonomik ve stratejik dengenin Asya eksenli olacağını düşündüğünü belirterek, “21 yüzyılın Asya yüzyılı olacağı düşünülüyor.” diye ekledi. Demokrasi konusunda Asya’da gerçekleştirilen tartışmaların küresel düzeyde yansımalarının mutlaka olacağını ifade eden Erdoğan, “Bali Demokrasi Forumu işte bu özelliği ile Asya dışına da taşan bir çekim gücüne sahip. Bali Demokrasi Forumu geçiş dönemindeki ülkeler yanında köklü demokrasiler için kapsayıcı ve çoğulcu toplum modellerinin dünyamızdaki hızlı dönüşüm sürecinde yeniden tartışılmasına imkan veriyor.” dedi.

"ÇOKLUK İÇİNDE BİRLİK VURGUSU"

Endonezya’nın yüzlerce farklı dilin konuşulduğu çok sayıda etnik grubun bir arada yaşadığı bir ülke olarak özellikle son 10 yılda demokratik kurumların inşası konusunda, demokrasi konusunda son 10 yılda başarılı performans gösteren bir ülke olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Demokrasi konusunda bölgedeki liderlerliğini de takdirle izliyoruz. Endenozya’nın milli idealinin bizim de tarihi tecrübelerimizden süzülüp gelen bir ilkeyi ifade eden ‘çokluk içinde birlik olması’ elbette rastlantı değildir. Bu esasında ülkedeki farklılıkları bir zenginlik olarak görüp, buradan doğan dinamizmi ekonominin kalkınmayla demokrasinin inşasına başarıyla yönlendirme iradesine işaret ediyor. Dünyanın en yoğun Müslüman nüfusuna sahip olan Endonezya; etnik ayrılıkçılık, fanatizm ve terörizm gibi günümüzün önemli meydan okumalarına en iyi cevabın daha fazla demokrasi ve daha çoğulcu bir toplum idealiyle verilebileceğini gösteren iyi bir örnek olmuştur.” ifadelerini kullandı.

"DEMOKRATİK SİSTEMLER KÜRESELLEŞMEYE UYARLANMALI"

Demokrasi insan hakları hukukun üstünlüğü gibi kavramlar artık belirli bir bölge ve belirli bir gruba değil bütün dünyaya ait ortak değerler haline geldiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Bugün artık demokrasi başta olmak üzere tüm bu kavramlar konusunda yeni bir muhasebeye ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Çünkü küreselleşme olgusu ekonomiden siyasete, sosyal hayattan kültüre kadar her alanda oyunun kurallarını kökten değiştirdi. Değiştirmeye de devam ediyor. Bu değişimin dinamiklerini doğru bir şekilde kavrayarak demokratik sistemlerimizi buna uyarlamak mecburiyetindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Geniş katılımlı çoğulcu toplum modelleri için yönetenlerle yönetilenler arasında yeni sosyal anlaşmalara ihtiyaç olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Günümüzde demokratik süreçlerin kapsayıcı, şeffaf, hesap verebilir, hukukun üstünlüğünü esas alan ve azınlıkların haklarını gözten bir şekilde oluşturulmaları kaçınılmaz bir gereklilik hale geldi. Bu şu demek değildir. Azınlıkların çoğunluklara tahakküm etmesi değildir. Çünkü demokrasinin tanımı bu olamaz. Ancak çoğunluğun da azınlığa tahakkümü hakkını vermez. Bugün artık demokratik işleyişte aktörlerin çok çeşitlendiği, sosyal hareketliliğin yükseldiği, çıkar gruplarının demokratik işleyişi etikileme kapasitelerinin arttığı, bireyin tek başına dahi önemli bir siyasi aktör haline geldiği bir demokratik düzenden bahsediyoruz. Bu gerçekler bizi demokratik yapılarımızı daha eşitlikçi, çoğulcu ve insanı temel alan bir niteliğe kavuşturmaya yöneltiyor.”

"ETKİN VE ADİL BİR DEMOKRASİ ANLAYIŞINA İHTİYAÇ VAR"

“Mevcut sistemlerin bu yeni ihtiyaçlara ne kadar uyumlu olduğu önemli bir soru olarak karşımızda duruyor.” diye konuşmasına devam eden Erdoğan, buna örnek olarak da küresel ekonomik krizin, yerleşik demokrasileri önemli bir sınava tabi tutmasını gösterdi. Gelişmiş batılı ekonomilerin ve sosyal devlet modellerinin, küresel kriz karşısında ciddi şekilde sarsıldığının altını çizen Erdoğan, “Demokratik yapılara duyulan güvensizliğin artması ve seçimlere katılım oranlarının düşmesi, aşırılık yanlılarının giderek tüm siyasi sistemleri etkileyecek güce ulaşmalarına yol açıyor. Bunun bir değerler krizine dönüşmemesi ve demokratik dokunun korunabilmesi için toplumların demokrasiye olan inancının yükseltilmesi gerekiyor. Küresel değerlerden taviz vermeyen; ancak ülkenin toplumların gerçek sorunlarına çözümler üretebilen etkin ve adil bir demokrasi anlayışına ihtiyaç var. Bu değişim uluslararası sistem açısından da gerekli.” dedi.

Sınırların önenini anlamsız kılan yeni dünya düzeninde insanların demokrasiye sadece kendi sınırları içinde değil uluslararası düzeyde de ihtiyacı olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “İşte bu süreçte dünyada gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelere güçlere büyük görevler düşüyor. Bu ülkelerin dünya ekonomisindeki artan paylarına paralel, bölgesel düzeyde belirginleşen öncü konumlarına paralel şekilde küresel meselelerde de daha fazla sorumluluk almaları gerekiyor. Endonezya’nın bölgesinde demokrasi konusunda üslenmiş olduğu liderliği bu anlamda başarılı bir örnek olarak ifade edebiliriz. Biz de Türkiye olarak aynı sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Demokratik, eşitlikçi, kapsayıcı ve en önemlisi adil bir küresel düzenin oluşturulması için bölgemizde ve dünyada yoğun gayret içerisindeyiz.” şeklinde konuştu.