Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

2019-2020 adliye yılının yargı camiamız başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Adalet tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan, tartışılan bir konudur. Adaletin tecellisi için fedakarca çalışan yargı mensuplarımıza milletim adına teşekkür ediyorum. 

Zulüm ve haksızlık ile adaletsizlik eş anlamlıdır. Toplumsal ilişkiler ve devlet uygulamalarıyla ilgili tartışmaların temelinde hep adalet kavramının yattığını görüyoruz. Adalet kavramı üzerinde daha çok durmamız gereken bir dönemden geçtiğimizi düşünüyorum.

İnancımızın temel kaynaklarından olan Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde adalet kavramı sıkça atıfta bulunulmuştur. Tüm insanlık için daima adaletin peşinde koşmalıyız. Zulmün hak ve adalet adı altında yapılıyor olması ağırlığını daha da artırıyor.

Karşımızdan kendi konforu için dünyanın tüm kaynaklarını sömüren bir anlayış bulunuyor. Türkiye tarih boyunca adalet mücadelesi vermiş medeniyetin mirasçısıdır.

Tarihin hiçbir döneminde zalimler eksik olmamıştır.. Ama aynı şekilde zulüm de payidar olmamıştır. Önce kendi devlet ve toplum yapımızda adalet kavramını hak ettiği yere oturtmamız gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı prensibi demokrasi ve cumhuriyetin temelidir.

"TEHDİT DEĞİL KUVVETLİ GÜÇTÜR"

Türkiye darbelerden vesayete kadar pek çok sıkıntılı süreç yaşamış olsa da kuvvetler ayrılığı prensibine hep bağlı kalmıştır. Anayasa'nın hükümleri gereğince Cumhurbaşkanı sadece yürütmenin değil devletin de başıdır. Cumhurbaşkanı'na verilen devletin başı misyonu kuvvetler ayrılığı için tehdit değil birleştirici güçtür. Kuvvetler ayrılığı prensibinin denge yerine çatışma anlayışı ile yorumlanması ülkeye ve millete fayda değil, zarar getirir.

Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan Cumhurbaşkanı'na kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen thamların çoğu temelsizdir. Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir.

Türkiye, halkın iradesini en üstte tutan kuvvetler ayrılığı fikrine ve bunun üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır.

TÖRENE KATILMAYAN BAROLARA TEPKİ

Bir takım barolar adli yıl açılışını sadece mekanından dolayı provoke ediyorlar. Mesnetsiz saldırılarla yaralamaya çalışmak, yargı kurumuna saygısızlıktır. Bu gazi mekan milletimizin dolayısıyla tüm kurumlarımızın evidir.

Yargıtay ve Türkiye Barolar Birliği başkanlarımızı, dayatmalara gösterdikleri duruş için tebrik ediyorum.

Demokrasimizi güçlendirmek için yeni reform hazırlıkları içerisindeyiz. Mevzuat kadar zihniyet değişimine de önem veriyoruz. 

Milli iradenin üstünlüğünü daha da güçlendireceğiz. Kapsamlı bir insan hakları eylem planı hazırlıyoruz.

Avukatlık mesleğinde sorun yaşanan pek çok uygulamayı sadeleştirerek değiştiriyoruz.