Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:


Sayın Genel Başkana, yönetim kurulununu değerli üyelerine, emeğinizden alın terinizden dolayı, şahsım, ülkem ve milletim adına sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bu vesile ile TÜMSİAD'ın tüm mensuplarına şahsıma verdiğiniz güçlü destek için çok çok teşekkür ediyorum. 

Biz aynı davaya inandık, aynı davanın neferleri olduk. Aynı dava için birbirimize yol arkadaşı, kader arkadaşı olarak birbirimize kardeş olduk.

Bizim son olaylarda en başta muhabbetimiz test edildi. Bu sarsılmaz muhabbet olmasaydı bu genel kurul burada olmazdı, ben şahsen bu kürsüde olmazdım. 

Kaleleri zapt ederler, ülkeleri toprakları işgal ederler ama o gönüldeki aşk varya, gönüldeki ateş var ya onu yıkamadıkları sürece inanın asla ve asla mutlak zafer kazanamazlar. Bir fatihler vardır bir de işgalciler. Fatihler kalpleri fetheder, kalpleri açar ve gönüllere girerler. İşgalciler ise toprakları alsalar bile gönüllere giremez onun için tutunamazlar. 

Kimi zaman oldu haksız rekabetle üzerimize geldiler. Yasaklarla, montajlarla, kirli manşetlerle üzerimize geldiler. Muhabbetimizi sarsamadılar. 

"YOLUNU DEĞİŞTİRENLERE, SAPTIRANLARA UĞURLAR OLSUN"

Biz bu kutlu yola her kesimden kardeşlerimizle ve kardeş bildiklerimizle çıktık. Uzun ve ince yolda defalarca dostuluğumuz test edildi. Kimin gerçek dost ve kardeş olduğunu kimin gizli niyetlerin içinde olduğunu gördük, yaşadık. Yolunu değiştirenlere, saptıranlara uğurlar olsun. Bize biz yeteriz. 

Biz birbirlerinin sırtından hançerleyen o hainlerin düştükleri tuzaklara düşmeyeceğiz. Kırşehir'de siyasi hayatımda bugüne kadar yapmış olduğumuz açılışların ve mitinglerin en muhteşemini yaptık. Demek ki halkımız, kardeşlerimiz bütün bu olanları gördükçe birbirine dayanıyor. 

Biz Yeni Türkiye mücadelesine devam edeceğiz. Biz rabbimizden başkasını tanımıyoruz, böyle çıktık yola. Bizim davamız büyük Türkiye oldu. Biz birileri gibi çıkarları peşinde koşanlardan asla olmadık. 

BİZ BUNLARA NİYE HAŞHAŞİLER DEDİK...

Biz bunlara niye Haşhaşiler dedik? Niye? Çünkü Haşhaşiler 11. yüzyılda bugünkü gibi paralel yapı kurarak Büyük Selçuklu Devleti'ne karşı çıkmıştı. Bu yapı sadece benim şahsıma, aileme taarruz eden bir yapı değildir. Bugün bile ürkenler var. Bu yapı benim şahsımdan ziyade öncelikle Türkiye'nin ulusal güvenliğine saldırmıştır.

MİT'in TIR'larının önünü kesmek ve fotoğraflarını dünyaya servis etmek ne demek. Yalan sevgililer sevgilisi o Nebi'nin en çok nefret ettiği şeydir. Bunların yerli olduğunu, bu ülkenin evladı olduğunu hala düşünen varsa, çok büyük bir yanılgı içindeler. 

"PARALEL YAPI'NIN MOSSAD'LA İŞBİRLİĞİNİ GÖREMİYORLARSA YAZIKLAR OLSUN"

Paralel Yapı ile işbirliğine girenler çok yakında büyük bir hüsran yaşayacaklar.  Hala Paralel Yapı'nın Mossad'la işbirliği tuttuğunu göremiyorlarsa yazıklar olsun.

Zarar gören sadece yargımız değil, zarar gören Türkiye'dir. Bu paralel yapı montaj konusunda ustadır. Somali'de çocuklara dağıttığımız boyama kitabının kapağını değiştirmişler yetmemiş bu montajı anamuhalefet liderinin eline tutuşturmuşlar. Sen bunu kürsüde salla dur. Artık seçimler yaklaşıyor, salla tutar demişler. Tabii o da bunlara uymuş .Dün Kırşehir'de de söyledim. Kılavuzu karga olanın...  

Ben de çok dava kazandım. Biz de artık büyük bir meydanda böyle bir dağıtım mı yaparız, fakir fukaranın olduğu ortamda bir çalışma mı organize ederiz, edeceğiz. 

Twitter’dan, gazete sayfalarından, adliye önlerinden hakimler savcılar keyfice açıklama yapıyor. Dünyanın neresinde bu var. Sen anarşist misin? Sen bir savcı olarak nasıl adliye önünde broşür dağıtırsın. Burada da zihinsel bir rahatsızlığın içine girdiği belli. Adam mı kalmadı, ver de birileri yapsın o işi, sen niye yapıyorsun
Rafa kaldırılmış bazı dosyalar raftan indiriliyor. Ortaya sadece cinayetler, kumpaslar çıkmıyor. Ortaya aynı zamanda hukuk cinayetleri çıkıyor.

"BELKİ ONUN DA BİR MONTAJI VARDIR"

Parale yapı ile iş tutan başka çevreler de var. İşte Türkiye'nin en büyük işveren derneği durumunda olan ve kısa zaman önce görevi bırakan başkanı kısa süre önce çıktı ben bir paralel devlet göremiyorum dedi. Aslında bal gibi görüyor ama itiraf edemiyor. Kimbilir belki onun da bir montajı vardır. 

Kalkıp sen bu ülkenin Cumhurbaşkanına, Başbakanına saygısızlık yaparsan bunun cevabını öyle ya da böyle alırsın. Bunlar işine geleni görürler, işine gelmeyeni görmezler. 

Faizlerin düşmesi gereken en düşük noktaya gelmesi gerekiyor. İnşaat sektörü olmadan bu ülkede kalkınma olmaz. Ne inşaat sektörünü terk edeceksin ne sanayi sektörünü terk edeceksin. Bu ülke büyüyor, gelişiyor. 

Biz siyasette tekelleri alt üst ettik siz ekonomide tekelleri sarstınız. Aynı karenin içinde Esed'i görürsünüz, CHP'nin temsilcilerini görürsünüz, diğer muhalifleri görürsünüz, sözüm ona insan hakları örgütlerini, gazetecilik örgütlerini görürsünüz.

"SEN BENİ MUHATAP GÖRMESEN NE YAZAR, GÖRMESEN NE YAZAR"
 
Yerli olanı, milli olanı görürler, gayri milli olanı görmezden gelirler. Kendi çarkları dönüyorsa Türkiye batmış umurunda olmaz.  Paralel yapı konusunda şaşırtmadılar. Muhatapları cumhurbaşkanı değilmiş. Sen kimsin ya, sen kimsin. Bu fakiri milleti muhatap görmüş. Sen beni muhatap görsen ne yazar, görmesen ne yazar.. 

Bizim şu anda cezaevlerinde 7 gazeteci var. Bunlar da ya terör örgütü DHKP-C mensubu, adam öldürmüş. Biraz dürüst olun be, samimi olun be. İftira at, tutmasa iz bırakır. Düşünce bu. 16-17 ay içeride yatırdılar. 14 yaşında Yakup kardeşimizi içeri aldınız. Adam mı öldürmüştü, çocuk yaşta içeri aldınız şimdi de çocuklarından ayrı olarak tekrar içeri alıyorsunuz. Zulüm aynen bu şekilde devam etti. Boşuna çırpınıyorlar, boşuna nefes tüketiyorlar. Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece. Gideceğiz gündüz gece.

Bir sistem değişikliğine ihtiyaç vardır. Haziran 7 kırılma noktasıdır. Bu seçimlerde 400 alan iktidar yeni anayasayı kuracaktır. Bunu böyle görmek lazım. Bunun için birçok sivil toplum kuruluşlarına çok büyük görev düşüyor.

Yeni anayasayı artık yapalım, Başkanlık sistemini etraflıca konulmaya başlayalım. Muhalefet başkanlık sistemini istiyor mu? İstemiyor. O zaman çok doğru bir iş bu.