Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:

Sanayi üretimindeki tırmanışın devam etmesi büyümenin üretime dayalı olduğunu gösteriyor. İstihdamda başlattığımız seferberlikle işsizliğin bir puan düşmesi önemli. İş gücüne katılım oranı yükseldiği için fark yavaş yavaş azalmaktadır. İstihdam artışı devam edecek ve işsizlikte tek haneli rakamları yakalayacağımızdan eminim. Tabi bu gelişmelerin karşısında içeride ve dışarıda ülkemizde olumsuz hava estiği algısını yaratmalarına rağmen gerçekleşmesi önemli.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye yönelik kumpas yaptıkları ortada. Türkiye satın alma gücü bakımından dünyanın en büyük 13. ülkesidir. Aynı şekilde kişi başına düşen milli gelir bakımından bulunduğumuz 64. Sıranın da gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum. AB üye ülkeleri ile ülkemin bulunduğu konumun aynı olması mümkün değil. Öyle lafta kişi başına düşen milli gelir bu demekle olmaz. Gidip oraları gördüğünüzde fark ediyorsunuz. Yakında olmamız gereken sıralara geleceğiz. Onun için kayıt dışı ve yastık altı.. Bunların hepsini piyasaya sokmanın gayreti içinde olmalıyız.

Yaşadığımız onca badireye rağmen 14 yılda 3 kat büyüttüğümüz ülkemizi 3 kat daha büyütmek bizlerin elindedir. Bu başarıyı inşallah hep birlikte yakalayacağız.

BİR SORUN BİTMEDEN DİĞERİ İLE...

Kurulmaya çalışılan yeni düzende bir sorun bitmeden diğeri ile karşılaşıyor onunla mücadele ederken bir başkasının kapımıza dayandığını görüyoruz.

Katar meselesi son örneğidir. Katar'a yönelik ithamların doğru olmadığını açıkça söyledik Körfezdeki kardeşlerimizin daha güçlü bir dayanışma içinde olması gerektiğini söyledik. Temennimiz bu meselenin bayrama kadar çözülmesidir. Türkiye körfezdeki bütün kardeşlerimizin ikinci evi olmayı sürdürecektir. Gönlümüzde kapımızda açıktır.

BİZ ÖYLE BİR MÜDAHALE YAPARIZ Kİ BUNA TATLI GEÇİŞ DENİR...

Hükümetimiz ekonomiyi destekleyen çok önemli tedbirler aldı, almaya devam edecek. Yatırımlar için açıklanan tedbirler, faizler konusunda sayın Başkan ile aynı şeyi düşünüyorum, bu konuda müdahalemizi sürdüreceğiz. Biz öyle bir müdahale yaparız ki buna tatlı bir geçiş denir, o tatlı geçişle de biz yatırımcıların önünü açmış oluruz. Yüksek faizlerle yatırımcıyı köşeye sıkıştırırsak, üretim de istihdam da durur. Biz netice almaya kararlıyız, bu işi başaracağız.

"YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ"

Burada bir şeyi daha söylemem lazım. Dayanışmamız çok önemli... Biz bir beraber iri ve diri olursak Türkiye'yi kimse yakalayamaz. Ama bakıyorsunuz biz hukuka saygı duyuyorum deyip anayasanın hükümlerini aşağı alacak şekilde vatandaşı sokağa çağırmak ne kendilerinin ne ülkelerinin yararına olacaktır. Rahmetli Demirel'i anmadan geçemeyeceğim: Yollar yürümekle aşınmaz. Eğer yürümekle aşınacağını sanıyorlarsa bu mümkün değil. Zira ortada bir vaka var. Nedir o? Meşhur MİT tırlarının, FETÖ'cü yargı mensupları tarafından durdurularak dünyaya servis edilmesi ve bu işin içinde rol alan kişinin bu rolünü başka meslektaşı ile paylaşarak attığı adımlar ve ülkede ciddi bir skandalın yaşandığı bir süreç var. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz Kusura bakmayın, öyle elde adalet pankartı taşımak adaleti getirmek. Parlamentoda kürsüde adalet için ne diyeceksen de! Başında olduğun kurumda ne kadar adalet var? Unutmayın 138. madde sadece siyasetçiler için değil A'dan Z'ye herkes için çalışır. Yargı yarın sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın! Böyle bir Ramazan ayı içinde milleti sokağa dökmek suretiyle bu yürüyüşe başlamak doğru değil. 15 Temmuz'da Atatürk Havalimanı'ndan belediye başkanının evine sığınan kişinin tankların önünde duran kişinin o gece neyin üzerine çıktığı belli olmuştur.