İşte ayrıntılar:

Burun, göz damlası, astım hastalarının kullandığı spreyler, dilaltı ilacı gibi ilaçların orucu bozmadığı belirtildi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, “Orucu bozan ve bozmayan muayene ve tedavi yöntemleri” konusunda yaptığı değerlendirmeye göre astım hastalarının kullandığı sprey orucu bozmuyor. Göz ve burun damlası da orucu bozmayan ilaçlar arasında. Kulak tedavisinde de damla kullanmak ve yıkatmak orucu bozmuyor.

Ancak kulak zarının yırtılması ve buradan giren suyun mideye ulaşması halinde oruç bozuluyor. Bazı kalp rahatsızlıklarında kullanılan dil altı ilacı da orucu bozmuyor. Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği karara göre, dil altı ilaç ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmıyor. Bu itibarla, dil altı kullanmak orucu bozmuyor. Endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat veya ferçten ultrason çektirmek ile ilgili ise cihazların kullanımı sırasında sindirim sistemine su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan bir madde girmemesi durumunda oruç bozulmuyor. İdrar kanallarına giren cihazlar veya akıtılan ilaçlar da orucu bozmazken anestezi ile ilgili lokal ve nefes yoluyla verilen anestezinin orucun sıhhatine engel olmadığı, ancak iğne ile vücuda ilaç verilerek yapılan anestezinin orucu bozduğu kaydediliyor.

FİTİL ORUCU BOZMAZ

Fitil kullanmakta oruç tutmaya engel değil. Lavman konusunda ise suyun bağırsaklara verilmesinden sonra bekletilmeyip bağırsakların hemen temizlenmesi durumunda oruç bozulmuyor. Gıda ve keyif verici olmayan iğnelerden vurulmak da orucu bozmaz. Hastaya serum veya kan verilmesi de aynı hükme tabi olarak değerlendiriliyor.Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi ve hemodiyaliz olarak ikiye ayrılıyor. Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmuyor. Merhem ve ilaçlı bant da yeme içme anlamına gelmediğinden orucu bozmuyor…

Müftü Mehmet Barış, kan vermekle orucun bozulmasının söz konusu olmadığını söyledi.dedi….

Mehmet Barış, Türk Kızılayı Adana Şubesi’nde, basın toplantısı düzenledi.

İslam dininin, insana faydalı olmayı önemsediğini vurgulayan Barış, ”Peygamberimiz ‘İnsanların en hayırlısı, insana faydalı olandır’ demiştir. Kan vermek, aç kalmışı doyurmak, açıkta kalmışı giydirmek gibidir. Bu nedenle hastaya vereceğiniz bir ünite kanla büyük sevaba girersiniz” dedi.

Vatandaşların özellikle oruçluyken kan vermekten çekindiğini ifade eden Barış, şöyle devam etti:

” Bunun orucu bozması gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü vücuda beslenmek maksadıyla alınan şeyler orucu bozar, çıkan şey bozmaz. Damara beslenmek maksadıyla iğne batırılırsa oruç bozulur, kan almak için batırılan iğne, orucu bozmaz. Bu nedenle rahatlıkla bağışta bulunulabilir,rahatlıkla tahlil için kan verebilirsiniz. Kan vermek, vücudun zekatıdır.”

GÜNÜN HİKAYESİ

YEMEKTE BESMELE VE ŞEYTAN

"Yemekte Besmele ve Şeytan"





Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor:

Peygamber aleyhisselâm ile beraber yemek etrafında hazır olduğumuz vakit.. Allah'ın Resulü başlamadan önce ellerimizi yemeğe uzatmazdık. Bir defa Resulüllah aleyhisselâm ile beraber yemek etrafında toplanmıştık. Bir cariye, biri tarafından itilircesine gelip elini yemeğe uzatınca, Peygamber aleyhisselâm cariyenin elini tutup onu durdurdu. Ondan sonra bir Arâbî de aynı şekilde itilircesine geldi. Allah'ın Resulü bununda elinden tutup yemeğe başlamasına mani oldu ve şöyle buyurdu:

— Muhakkak ki şeytan, Allah'ın ismi anılmamak, yani besmele çekilmemek suretiyle yemeği kendisine helâl kılmaya gayret eder. Bu sebeple bu cariyeyi getirdi ve besmele çektirmeden yemeğe başlatarak, bunun vasıtasıyla yemeği kendisine helâl kılmak istedi. Bunun için cariyenin elinden tutup yemeğe başlamasını önledim. Sonra, aynı sebeple şu ârâbiyi getirdi. Onun da elinden tutup yemeğe başlamasına mani oldum. Hayatımı kudreti ile tutan Allah'a yemin ederim ki, cariyenin eli ile birlikte şeytanın da eli elimde idi.


(Müslim, Ebû Davud, Neseî)
Hazreti Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:

Resülullah aleyhisselâm sahabîlerinden altı kişi ile beraber yemek yiyordu. Bu arada bu ârâbî geldi ve iki lokma yedi. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm:

— Eğer şu ârâbî besmele ile yemiş olsaydı yemek hepinize yeterdi, buyurdular.