Resmi Gazete'de yayımlanan kararda, 16 Nisan 2017'de yapılan halk  oylaması devam ederken, bu konuda gelen şikayetler üzerine YSK tarafından, sandık  kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek  kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verildiği hatırlatıldı.

Buna ilişkin gerekçeli kararın 18 Nisan 2017'de YSK'nın internet  sitesinde yayınlandığı belirtilen kararda, Halkın Kurtuluşu Partisi tarafından 7  Haziran 2017'de YSK'nın kararına karşı bireysel başvuruda bulunulduğu kaydedildi.

Karara göre, başvuru dilekçesinde, YSK'nın kararının, kanuna hukuk  güvenliği ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olduğu, bu sebeple Anayasa'nın  67. maddesinde öngörülen seçme hakkı ve bağlantılı olarak etkili başvuru  haklarının ihlal edildiği ileri sürüldü.

Anayasa Mahkemesi ise başvuruyu "yetkisizlik" nedeniyle kabul edilemez  buldu.

Yüksek Mahkemenin kararında, Anayasa'nın 67. maddesinin birinci  fıkrası uyarınca anayasal bir hak olarak düzenlenen halkoylamasına katılma  hakkının bireysel başvuruya konu olabilmesi için aynı zamanda Avrupa İnsan  Hakları Sözleşmesi (AİHS) veya Türkiye'nin taraf olduğu ek protokoller tarafından  da korunması gerektiği belirtildi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), AİHS'e ek 1 No.lu  Protokol'ün 3. maddesinde yer alan serbest seçim hakkının sunduğu güvencelerin  yalnızca ulusal parlamento seçimlerinde değil, özü itibarıyla yasama yetkisi  kullandığına karar verdiği ulusal ya da uluslararası diğer organların  seçimlerinde de geçerli olması gerektiğini belirttiğine yer verilen kararda,  bununla birlikte AİHM'in yerleşik içtihadı uyarınca söz konusu güvencelerin, özü  itibarıyla yasama yetkisi kullanan organların seçimleriyle sınırlı olduğu  kaydedildi.

Bu bağlamda Sözleşme'ye ek 1 No.lu Protokol'ün 3. maddesi kapsamı  dışında kalan başvuru konusu halkoylamasında serbest seçim hakkının ihlal  edildiği iddiasının, anayasa ve AİHS'in ortak koruma alanında yer alan bir hakka  ilişkin olmadığını vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Öte yandan Yüksek Seçim Kurulu kararları, Anayasa'nın 79. maddesinin  ikinci fıkrası gereği yargı denetimi dışında bırakıldığından, Anayasa'nın yargı  denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvuru konusu olamayacağına dair  6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un  45. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca da başvurucunun iddialarının  bireysel başvuruya konu edilmesi mümkün değildir. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi,  başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu  bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir."