Kandilden gelen açıklamalar açılım sürecine yeni bir boyut katacak gibi. Hükümet kamuoyuna  sürecin Kanın durması için yapıldığını, pazarlığın söz konusu olmadığını, bir taviz verilmediğini söylerken  PKK Terör örgütünün silah bırakarak ülkeyi terk edeceğini, etmesi gerektiğini  ilan etmiştir.

Ancak gündemdeki açıklamalardan anladığım, bu sürecin aşama aşama  ilerlediği yönündedir. İlk aşamanın geçildiği çekilmenin 2. aşama olduğu hatta ev ödevleri tamamlanır da Anayasa değişikliği olur ise yani vaat edilen yada pazarlık edilen koşullar anayasal güvence altına alınırsa 3. aşamaya geçilebileceği Kara bir yılan tarafından açıkça dile getirilmiştir. 3. aşama da öyle yenilir yutulur bir durum da olacak gibi gözükmüyor “Önder Apo dahil herkesin özgürlüğe kavuşması” söylenen aynen bu  ve silahsızlanmanın bundan sonra gündeme gelmesini bekleyecekmişiz.

Nasıl buldunuz çok stratejik değil mi? Yani alacaklarını alacaklar, bu işi anayasal sürece bağlayacaklar, silahlarıyla ellerini kollarını sallaya sallaya Kuzey Iraktaki zaten var olan kamplarına çekilecekler yolda başlarına bir şey gelirse misliyle karşılık verecekler içerdeki arkadaşlarının özgür olmasını seyredecekler bunların hepsi olursa ellerindeki silahları bırakmayı gündeme alacaklar!
Bunu dağdaki Yılanın başı söylüyor.

Ama açıklamada benim en çok dikkatimi çeken cümle “Başkan Apo, tarihsel süreçte yapması gerekeni yaptı, şimdi sıra hükümette ve bize kalmıştır” İşte burada adamlar diyor ki Artık süreç Kandilden yönetilecek, yani silahların susup susmayacağına pazarlıkların yapıldığı İmralı değil KANDİL karar verecek.Yani Habur, Oslo, İmralı derken birde Kandil süreci başlayacak gibi gözüküyor.

Bu olayın terör örgütü PKK yı silahsızlandırmaya değil de PKK yı siyasallaştırmaya doğru gittiği anlaşılıyor. AKİLLİ adamlar PKK bir terör örgütüdür dememiş, dağdakiler teröristtir , nasıl tasfiye edilir diye konuşmayı bırakmış. akan kandan dem vuruyor, analar ağlamasın diyorlar. Sonra Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine uymak, Hak ve Özgürlükler nasıl geliştirir,  Türkiye Nasıl Demokratikleşir, gibi kavramlar üzerinden halkın nabzını yokluyorlar. 

Sonuçta bu süreç bir takvim dahilinde işliyor, vaat edilen bir şeylerin varlığı dağdan taştan yankılanıyor, beklentilerin ve  gerçekleşenler arasında tarafların bir birinden çekincelerinin olduğu gözüküyor.Ve ulusalcı kesimin gazı yavaş yavaş alınıyor. 

MHP sürece taraf, öyle ki halkı bilgilendirmek yerine aşırı çıkışlarla Akil Adamlar toplantılarında attıkları ezberlenmiş sloganlarla yapabildiği sadece ses kirliliği .  

CHP bir taraf, çözüm süreci belki başarıya ulaşır diye kapıyı aralamış ama kimseye görünmeden içerde bekliyor.

Halk Başbakanın sonunu görmediği bir vakanın peşinden gitmeyeceği, kanımızı yerde bırakmayacağı, onurumuza dokunacak bir çözüme onay vermeyeceğini düşünerek bu lider kısırlığında Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın yanında duruyor, yada aynı umutlarla karşısında durmuyor.

Ne diyeyim daha KANDİL DİBİNİ AYDINLATTI etraf karanlık.