Sözcü gazetesi bugün ilginç bir manşete imza attı. Genelde AKP'ye karşı muhalif çizgisiyle bilinen gazete manşetten bir röportaj yayınladı.

AKP'li bir hukukçu milletvekiline ait olduğu iddia edilen röportajda o milletvekilin kim olduğu belirtilmiyor. Gerekçe olarak da Erdoğan'ın hışmına uğramama gösteriliyor.

Sözcü'nün haberine göre AKP'li vekil, açılımlar konusunda yanlışlar yapıldığını, anadilde savunmanın devlete başkaldırı olduğunu ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın Başbakan Erdoğan'ı yanlış yönlendirdiği iddia ediliyor.

İşte Sözcü Gazetesi'nde bugün manşetten yayınlanan o röportaj;

İktidar partisinin hukukçu vekili, atılan adımlara isyan etti: Bazı kişiler açlık grevine gidiyor diye yasal adım atılıyorsa dikkat etmek lazım. Anadilde savunma istemek, devlete başkaldırıdır…

Anadilde savunmaya olanak tanıyan kanun tasarısı, AKP’de büyük çatlak yarattı. İktidar partisinin son yıllarda yaptığı birçok yasal düzenlemenin mimarı olan hukukçu milletvekili, “Anadilde savunma hakkı için yasa değişikliğine gerek yok. Bu talepler devlete başkaldırı, kalkışmadır” dedi. SÖZCÜ’ye konuşan AKP’li milletvekili, çok önemli açıklamalar yaptı. İşte vekilin o sözleri:

TERCÜMAN VAR: Mahkemelerde Türkçe bilmeyen bir kişi için zaten tercüman uygulaması var. Hangi davada dil bilmediği için insanlar savunma, müdafaa yapamadı? Yıllardır mahkemelerde tercüman uygulaması zaten uygulanıyor.

BAŞKALDIRI, KALKIŞMA: Bazı kişiler ‘hak isteriz’ diye açlık grevine gidiyor ve bunun karşılığında yasal adım atılıyorsa orada dikkat etmek lazım. Yasada engel olmamasına rağmen ana dilde savunma hakkı istemek devlete başkaldırı, kalkışmadır.

ATALAY’I İŞARET ETTİ: Ben bu konuda Başbakan’ın nasıl ikna olduğunu anlayabilmiş değilim. Çünkü Beşir Atalay’ın yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. Bize Habur görüntüsünü yaşatan kişi de kendisi. İstişare yapıldığı zaman bu tür yanlış adımlar atılmıyor.

ARKASI GELEBİLİR: Şimdi açlık grevini bitirmek için bu yasal adım atılıyor. Yarın, 2 ay sonra başka bir hak iddiasıyla yeniden grev başlarsa ne isteyecekler, ne vereceğiz! Başbakanımızın da dediği gibi ‘istekleri hiç bitmiyor’. Türkiye, üç-beş kişinin isteği doğrultusunda hareket etmemelidir. Yoksa geri adım atamayacağımız noktaya götürürler.