Günümüzde her 19 kişiden biri, kalın bağırsak kanserine yakalanıyor. Kalın bağırsak ya da diğer adıyla kolon kanseri, gelişmiş ülkelerde kadınlarda meme ve     erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen tiptir.  
Avrupa’da her yıl yaklaşık     200 bin kişi kolon kanseri     nedeniyle hayatını kaybediyor.  
Türk Gastroenteroloji Derneği, kolon kanserlerinin önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekiyor. Dernek adına açıklama yapan başkan Prof. Dr. Serhat Bor, “Bir kişinin hayatı boyunca kolon kanserine yakalanma riski yüzde 6 civarında. Erkeklerde daha sık görülen bu tümöre, 50 yaşından sonra yakalanma riski daha yüksek” dedi. 
Bor, hastalık hakkında şu önemli açıklamaları yaptı: “Kolon kanserinin en önemli özelliği, yavaş büyüyen bir tümör olması ve erken dönemde yakalandığında tamamen tedavi edilebilmesi. 
Hatta henüz kolon kanseri gelişmeden, yani polip aşamasında yakalanıp çıkarıldığı zaman kanser önleniyor. Çünkü kolon kanserlerinin yüzde 98’i kalın bağırsakta polip denilen ‘selim’ yani iyi huylu urlardan gelişiyor. Polipler, kolon ve rektumun iç duvarındaki iyi huylu tümörlere deniyor. Bunların hepsi kansere dönüşmese de poliplerin görüldüğü yerden     çıkarılmaları gerekiyor.

Fazla kilo risk faktörü
Kolon kanserinin en az yüzde 10’u genetik yatkınlık nedeniyle gelişiyor. Ailede birinci derecede yakında kolon kanseri olması, bireyde kanser riskini 2 - 4 kat artırıyor. 
Ayrıca beslenme alışkanlıkları (fazla miktarda kırmızı et tüketmek ve aşırı yağlı yemek), sigara ve hareketsiz yaşam diğer olumsuz faktörler. Şişmanlığın da kanser gelişimine etkisi var. Örneğin, kişideki beş kiloluk artış, kolon kanseri riskini yüzde 5 artırıyor.

Genetik geçiş gösteriyor
- Genetik geçişi olan ve kalın     bağırsakta çok sayıda poliple     karakterize ‘ailevi polipozis’     hastalığı bulunanlar.
- Kalıtsal polip gelişmeden     kansere ilerleyen kolon kanserine yakalananlar.
- Birinci derece akrabasında     kolon kanseri bulunan kişiler.
- İltihabi bağırsak hastalığı olanlar veya daha önce kalın bağırsak kanseri nedeniyle ameliyat edilenlerin düzenli tarama programına alınması gerekiyor. 
Ortalama risk altında olan kişilerse, 50 yaş üzeri kadın ve erkekler. Bunların yılda bir kez dışkıda gizli kan testi yaptırması, test pozitifse kolonoskopiye alınması gerekiyor. ABD ve Almanya birincil uygulama olarak kolonoskopi öneriliyor.”

Kim, hangı risk altında?
Türk Gastroenteroloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Nurdan Tözün, kalın bağırsak kanserinden korunmak için yapılması gerekenleri sıraladı:   
Dünya sağlık Örgütü, kalın     bağırsak  kanserini önlenebilir     hastalık olarak ilan etti. Çünkü;
- Kolorektal kanser, en sık     görülen dördüncü kanser tipi     olmakla birlikte, kanserden ölümler sıralamasında ikincidir.
- Adenomatöz polipler, kanser öncüleridir ve bunlar erken dönemde genellikle belirti vermezler. 
- Günümüzde kolorektal kanserlerin yüzde 90’ının kalın bağırsakta daha önce varolan poliplerden kaynaklandığı kabul edilir. 
- Kalın bağırsak poliplerinin kansere dönüşümü ortalama 10 yıl gibi bir süreçte gerçekleşir. 
- Kanser geliştikten sonra erken evrede beş yıllık sağ kalım oranları yüzde 90’lardayken, ileri     evrede bu oran yüzde 12’lere düşer. 
- Şikayeti olmayan ve ailede hastalık öyküsü bulunmayan bireylerin de erken kanser taraması     yaptırmasında fayda var. 50 yaşında ilk kolonoskopik tetkik yapılmalı.
- Aile hikayesi olan bireylerin kolorektal kanser açısından riski normal toplumla karşılaştırıldığında 2 - 4 kat daha fazladır. 
- 60 yaşından önce kolorektal kanser tanısı konulan birinci     derece akrabaya sahip kişilere,     40 yaşında ya da yakınına tanı     konulan yaştan 10 yıl önce kolonoskopi uygulanmalı  ve bu her 3 - 5 senede tekrar edilmeli.
- 60 yaşından sonra kolorektal kanser tanısı konulan birinci derece yakını bulunan bireylerde, 40 yaşında kolonoskopi yapılmalı ve her 10 senede bir tekrar edilmeli. 
- 60 yaşından önce adenomatöz polip saptanan birinci derece yakını olan bireylerde, 40 yaşında ya da yakınına tanı konulan yaştan 10 yıl önce kolonoskopi yapılmalı ve her     5 senede bir tekrar edilmeli.
- İkinci ya da üçüncü derece akrabalarında kanser veya polip saptanan bireyler ‘ortalacma riskli’ kabul edilerek izleme programına alınmalı.
- Sonuç olarak kolonoskopik tetkik sayesinde kalın bağırsak kanseri öncüsü polipleri erkenden saptamak, işlem sırasında  polipektomi ile çıkararak tedavisini yapmak ve kansere giden süreci önlemek mümkün!    

Tarama sırasında polip alınıyor

Kolonoskopinin iki amacı var; erken dönemde kanseri yakalamak ve daha sonra kansere dönüşebilecek polipleri polipektomi yöntemiyle ortadan kaldırmak. 
Kolonoskopi ve polipektomi işleminin kolon kanseri sıklığını, hatta kanserden ölümleri azalttığı biliniyor. Polipektomi işlemi; kolonoskopi sırasında yapılan ağrısız ve riski düşük bir girişim. Polipler tamamen çıkarılıp patolojik incelemeye gönderiliyor. 
Ülkemizde ulusal toplum tabanlı kolorektal kanser taramaları Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM) bünyesindeki Kanser Erken Teşhis, Tarama ve eğitim Merkezleri (KETEM) tarafından yürütülüyor. 50 yaş üzeri ya da risk grubundaki kişilerin Aile Sağlığı Merkezleri’ne gidip dışkı örneği vermeleri yeterli. Dışkıda gizli kanı pozitif olanlar, kolonoskopi yapılmak üzere ilgili merkeze sevk ediliyor. Şimdiye kadar yaklaşık 2 milyon kişi bu yöntemle tarandı ve birçok vaka erken dönemde teşhis edilerek tedaviye yönlendirildi. 
Sonuç olarak; kalın bağırsak kanseri önlenebilir bir kanser türüdür. Hastalıktan korunmada dört altın kural akılda tutulmalı:
1. Ailende kalın bağırsak kanseri öyküsü olup olmadığını öğren.
2. Sağlıklı beslen.
3. Düzenli egzersiz yap.
4. 50 yaşına gelince         kolonoskopi yaptır.    

TÜLİN AÇIKBAŞ - [email protected]