TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, kadına ve aile bireylerine yönelik şiddetin incelenmesi amacıyla kurulan Alt Komisyon’ca hazırlanan raporun görüşülmesi için toplandı. Ancak komisyonun CHP'li üyelerinin Uludere olayının gündeme alınmasını istemeleri ve Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün gündem dışı söz veremeyeceğini belirtmesi üzerine tartışma yaşandı. Komisyonun CHP’li üyesi Levent Gök ve CHP'li diğer milletvekilleri, başkanın bu tutumunu protesto ettiklerini belirterek, komisyon salonunu terk etti.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve komisyonun diğer CHP’li üyeleri, yaşananların ardından bir basın toplantısı düzenledi. Tanrıkulu, İnsan Hakları Komisyonu’nun bir yılda 10 kez toplanabildiğini belirterek, Türkiye’nin insan hakları gündemi bu kadar yoğunken sadece 10 kez toplanılmasını kınadıklarını söyledi. Komisyonda gündemin Komisyon Başkanlık Divanı tarafından oluşturulması gerektiğini ancak İnsan Hakları Komisyonu’nun başkanlık divanının bir kez bile toplanmadığını belirten Tanrıkulu, Komisyon Başkanının da kendi inisiyatifini kullanarak Meclis geleneklerine aykırı biçimde kendi gündemini komisyona dayattığını söyledi.

İnsan Hakları Komisyonu’nun hükümetin politikalarını meşrulaştıran bir araç olmadığını belirten Tanrıkulu, CHP’li üyeler olarak kendilerinin de hükümetin politikalarını meşrulaştırmak için komisyonda yer almadıklarını söyledi. Komisyonda Türkiye’nin gerçek gündeminin tartışılması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, “İnsan Hakları Komisyonu Başkanı bize maalesef bu fırsatı vermemektedir ve kendisi insan haklarını ihlal etmektedir” dedi.


Uludere’de bir katliam yaşandığını ve bunun insanlığa karşı suç olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, şöyle devam etti:

“Hükümet bundan hukuken ve siyaseten sorumludur, bu sorumluluğunu kimseye atamaz. Siyasi sorumluluk ve hukuki sorumluluk hükümete ve bizzat Başbakana aittir. Başbakan adına hangi bakan bu yetkiyi kullanmışsa siyaseten de, hukuken de sorumludur ve cezai sorumluluğu vardır. İşlenen suç insanlığa karşı suçtur. Başbakan ve bakanları Türkiye’de yargılanacaktır. Bu suçta zaman aşımı yoktur. Umuyoruz bu yargılama sağlıklarında olur.”

“BAŞBAKAN ÖZÜR DİLEYECEKTİR

Tanrıkulu, dün İçişleri Bakanı idris Naim Şahin’in çok vahim açıklamalar yaptığını savunarak, bu açıklamaları yurttaş, insan ve siyasetçi olarak kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Bakan Şahin’in dilinin ayrımcı, ayrıştırıcı bir öfke dili olduğunu ve nefret söylemi içerdiğini belirten Tanrıkulu, “Bu nedenle İçişleri Bakanını burada, kamuoyu önünde kınıyoruz. İçişleri Bakanı bu olayın özür dileyecek mahiyette bir olay olmadığını söylemiştir. Başkasının tavuğu ölse özür dileyecek olan bir hükümet, Başbakan, 34 yurttaşımızın ailesinden ve Türkiye’den özür dilememiştir. Kendi İçişleri Bakanı da özürdileyecek mahiyette bir olay olmadığını ifade etmektedir. Bunu da kınıyoruz ve protesto ediyoruz. İçişleri Bakanı bu gücü de Başbakan’dan almaktadır” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan’da dünyaya öğüt vereceğine kendi bakanlarına öğüt vermesi gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, “Başbakan Pakistan’da ABD askerlerinin Afganistan’da işlediği insanlığa karşı suçlardan dolayı özür dilemesi çağrısı yapıyor. Pakistan’dan ABD’ye çağrı yapıyor. Sanki buradaki olayların faili müsebbibi kendisi değilmiş gibi. Başbakan ABD’ye bu çağrıyı yapacağına kendisi yurttaşlarımızdan özür dilemelidir ve bu özrü de dileyecektir. Bu olay geçiştirilecek bir olay değildir. İnsan Hakları Komisyonu üyeleri ve CHP olarak bu olayın sorumluları ortaya çıkana kadar ve yargılanana kadar siyaseten takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.


“YARGILASALARDI O ZAMAN, NİYE ÖLDÜRDÜLER?”

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Tanrıkulu, komisyon çalışmalarını bugün için terk ettiklerini, sonraki çalışmalara katılacaklarını belirtti. İçişleri Bakanı Şahin’in ‘Ölmeseler de yargılanacaklardı’ sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Tanrıkulu, “İçişleri Bakanının bu zihniyetini protesto ediyorum. Yargılasalardı o zaman, niye öldürdüler?

Bu hükümet on yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Eğer 17 yaşından küçük 17 insanımız harçlık parası için sınır ticareti ya da kaçakçılık yapıyorlarsa bunun sorumlusu 17 yaşındaki çocuklar değil, bu hükümettir, bu devlettir. Böyle görülmesi lazım. Dünyanın en gelişmiş 17. ekonomisi olacaksınız ve çocuklar 40 lira harçlık için ölümü göze alacaklar ve öldüreceksiniz. Demokrasilerde böyle zihniyet olmaz. Bu hükümet de, bu İçişleri Bakanı da Türkiye’ye yakışmıyor” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Şahin hakkında gensoru önergesi verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine Tanrıkulu, “Değerlendireceğiz” yanıtını verdi.