Şemdin Sakık’ın PKK içinde faaliyette bulunduğu dönemlerde kendisiyle görüşen ve röportaj yapan tek gazeteci olan DHA muhabiri Ferit Demir o dönem yaşadıklarını ve şahit olduklarını DHA.COM.TR için anlattı.

Bir dönem PKK’nın en önemli adamlarından olan Şemdin Sakık’ın Ergenekon Davası'nda gizli tanık olduğunu açıklamasından sonra yaptığı açıklamalar gündeme bomba gibi düştü. Ancak özellikle Diyarbakır Jandarma bölge komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesi ile ilgili yaptığı açıklamalar çelişkiler ile dolu.

'BAHTİYAR AYDIN'I DEVLET ÖLDÜRDÜ' DEDİ


Sakık, Ergenekon duruşmasındaki ifadesinde, "Bahtiyar Aydın cinayetini örgütün üzerine attılar. Bir tuğgenerali vursak bunu dünyaya yayınlarız. ’Örgütün burada herhangi bir rolü yoktur’, dedim. Paşayı devletin içinde bir ekip vurdu. Şüphem yok. Paşayı devlet vurdu. Hatta duyduğuma göre vuran asker de öldürüldü" demişti. Oysa yıllar önce 'Biz öldürdük. Acayip güzel bir eylem oldu' diyordu.

Şemdin Sakık’ın PKK içinde faaliyette bulunduğu dönemlerde kendisiyle görüşen ve röportaj yapan tek gazeteci olan DHA muhabiri Ferit Demir o dönem yaşadıklarını ve şahit olduklarını DHA.COM.TR için anlattı.

1993 yılının sonbahar aylarında PKK’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan gazetecileri tehdit etmesinden sonra bölgede gazetecileri hedef alacağını açıklaması ile birlikte özellikle Diyarbakır'da bulunan bütün gazetelerin büroları kapatmış, bölgedeki birçok ilde de gazeteciler görev yapamamıştı.

1993 yılında Tunceli’de Milliyet gazetesi için muhabirlik yapan Ferit Demir, Tunceli’yi terk etmeyerek gazetecilik yapmaya devam etmesi üzerine PKK’lılar tarafından 19 Ekim 1993 yılında Pertek ilçesinde kaçırılmıştı.

O ZAMANLAR 'BİZ ÖLDÜRDÜK' DİYORDU

19 Ekim günü PKK’lılar tarafından Pertek ilçesi yakınlarında kaçırıldıktan sonra Ovacık ilçesi kırsal alanına götürülen Ferit Demir o dönem PKK’lıların telsiz ile kendi aralarında yaptığı bir konuşmayı şöyle aktırdı;

“Bölgede gazetecilerin çalışmasını PKK yasaklamıştı, o dönem bölgemizde hiçbir gazeteci kalmamıştı ancak ben Tunceli’yi terk etmeyerek Milliyet gazetesi için çalışmaya devam ettim. PKK’lılar da beni takip ederek 19 ekim günü Pertek ilçesi yakınlarında kaçırdılar. 2 günlük yürümeden sonra Ovacık ilçesine kadar gittik. Burada o dönem örgütün Tunceli sorumlusu olan Dr. Baran kod isimli Müslüm Durgun ile görüştürülecektim ama bir aksilik çıktığı için örgütün iki numaralı ismi olan ve daha sonra örgütün sözde Dersim eyalet komutan yardımcısı olan Ekrem kod isimli Hıdır Sarıkaya ile görüştürüldüm. Ovacık ilçesi dağlık alanında Ekrem Kod isimli PKK yöneticisi Hıdır Sarakıya’nın yanında yaklaşık 170 örgüt militanı bulunuyordu. 22 Ekim günü Ekrem kod isimli PKKlı ve yanındakiler radyodan Diyarbakır Jandarma bölge komutanının PKK’lılar tarafından öldürüldüğünü duyunca birgün sonra saat 11.00 sularında büyük telsiz ile Diyarbakır sorumlusu olan sözde Amed eyalet komutanı Şemdin Sakık ile telsiz görüşmesi yaptı. Telsiz görüşmesi hemen yanımda yapıldı ve konuşmaları duydum. Şemdin Sakık PKK’nın sözde dersim eyalet komutan yardımcısı olan Ekrem kod isimli Hıdır Sarıkaya’ya şunları söyledi; Lice’de çok büyük bir eylem gerçekleştirdik, Kanasçı arkadaş Tuğgeneral

Bahtiyar Aydın’ı tek kurşun ile öldürdü, acayip güzel bir eylem oldu. Biz bölgeden uzaklaştık şu an güvenli noktadayız, Amed’den Dersim’deki arkadaşlara selam ve sevgiler yolluyoruz başarılar diliyoruz” Telsiz konuşması bittikten sonra Ekrem kod isimli PKK’lı yakınında bulunan bütün PKK’lıları yaklaşık 170 kişiyi bir araya toplayarak Bahtiyar aydının PKK’lılar tarafından Kanas marka silah ile öldürüldüğünü ve Parmaksız Zeki'nin herkese selamı olduğunu söyledikten sonra bütün PKK’lılar alkış çalarak bu durumu kendilerince kutladı.

1995 Yılında Tunceli bölgesine gelen Şemdin Sakık o dönem hem Türkiye içindeki PKK’lıların komutanı hem de sözde Dersim eyalet komutanı olarak görev yaptı. Ben de o dönem Tunceli’de BBC Türkçe servisi, Reuters ve Milliyet için haberler yapıyordum. Semdin Sakık’ın vurulduğuna ve yaralandığını dair duyumları gelmişti, ben de bunları haberleştirdiğim için Sakık beni takip ettirerek gönderdiği silahlı adamlarıyla kaçırttı. 30 Nisan günü PKK’lılar tarafından kaçırıldım ve Tunceli il merkezi yakınlarındaki Kırmızı dağ bölgesine götürüldükten kısa bir süre sonra büyük bir çatışma çıktı. Kırmızı dağ bölgesinde 24 saat yaşanan çatışma alanında Şemdin Sakık ve 100 civarında PKK’lı vardı. Çatışmada 1 Mayıs sabahına kadar sürmüş ve 2 PKK’lı ölmüştü. Çatışma sonrası 1 Mayıs akşamı yaklaşık 5 saatlik bir yürüyüşten sonra Çiçekli köyü yakınlarındaki Zergavut ormanları bölgesine gittikten sonra 3 Nisan sabahı Semdin Sakık beni yanına çağırtarak, beni neden kaçırdığını anlattı ve şunları söyledi; “ Kaç zamandır basında benimle ilgili haberler çıkıyor, hatta öldürüldüğümü söylüyorlar işte yaşıyorum, ben buradayım savaşmaya devam ediyorum. Benimle röportaj yapacaksın dedi ve bana soracağın soruları yaz ve yarın gönder bana” dedi. 6 Mayıs günü Şemdin Sakık ile Zergavut ormanları bölgesinde röportaj yaptıktan sonra 8 Mayıs günü beni serbest bıraktılar Serbest kaldıktan sonra Sakık ile yaptığım röportaj 13 Mayıs günü Milliyet gazetesinde manşetten yayınlandı.

Sakık ile röportaj yaptığım sırada bana yaptığı açıklamalarda aklımda kalan önemli bilgilerden bazıları şöyle;

“ Bu devlet hala PKK’nin gücünün farkında değil, PKK güçlü bir örgüttür, biz Türkiye içinde istediğimiz eylemi yapabiliriz, bak bir örnek vereyim Bahtiyar Aydın’ı Diyarbakır’da vuran grubun içinde ben vardım, Bahtiyar Aydın'ı biz tek kurşunla öldürdük, hem de kanas ile vurduk, istersek başka generalleri de vururuz. Ben zaman zaman telsiz ile generallere de söylüyorum, PKK’nin her istediği eylemi yapabileceğini açıkça belirteyim, istersek vali de vururuz, kimse bizi küçümsemesin”