Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alın kişidir gazeteci...
 
Bunu neden yazdım diye sorarsanız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğunda bu bakanlığı küçümseyen bazı zatlar, Soylu’nun Türkiye’nin en önemli bakanlığının başına getirilmesi ile ilgili moral verici, destek olucu, şehrin büyüklüğünü, Trabzonlu olmanın gururunu yazılarına yansıtan bazı meslektaşlarımıza karşı yine hakaret içerikli cümleler sarf ediyor..
 
Bu yazıları okurken kendi kendime ‘İşte bunlar yüzünden bu meslekte bir adım ileri gidemiyor ve her geçen gün bu meslek değer kaybediyor ’ dedim.
 
Soylu’ya kabinede görev verilmese ‘Vay efendim Trabzon’u yok saydılar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilse ‘Vay efendim neye yarar’, İçişleri bakanlığı verildi, ‘İşi çok zor nasıl yapacak...’
 
Burada gerçek bir Trabzonlunun gurur duyması gereken bir olayda, gurur duyanları, tebrik edenleri; yalaka, yardakçı gibi benzetmelerle üslupsuz bir şekilde azarlamak isteyenleri bir kez daha doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
 
Bu şehre katkı veren kim ise,  bu şehrin değeri kim ise bizim ona sahip çıkmamız doğruları ile sahip çıkmamız boynumuzun borcudur. Artık birbirimizi aşağı çekmekten iyi olanı başarılı olanı görmezden gelmekten vazgeçelim.
 
Yanlışı söylemek de en asli görevimiz olsun.
 
Gelelim neden Soylu sorusuna.  
 
Hep örnek veririm benim gibi doğuda askerlik yapan herkes bilir... Komutanlar önce bölükte Trabzonlu olup olmadığını sorarlar. Yazıcılar, haberciler, emir erleri, şoförler, revirciler, dikkat edin genelde Trabzonlu olur.

Çünkü:
 
Trabzonlular farklıdır. Doğruya doğrudur. Vatanı milleti uğruna, askeri polisi uğruna önce kendini siper eder her tehlikeye. Hiç tereddüt etmeden atar kendini bombanın merminin önüne. Önce kendi koşar, yeri gelir polisini askerini o korur. Yeni güvenilir insanlardır.
 
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bunu yapmıştır.

Her çıkışıyla Türkiye’nin gündemine oturan Paralel ve PKK gibi tüm terör unsurlarına karşı kabinede en dik duruşu gösteren, Trabzonluluğunu her yerde her zaman herkese hissettiren, Soysuzlara karşı Soylu bir duruş sergileyen en güvenilir isme Türkiye’nin içişlerini, güveliğini, yönetimlerini yani kalbini emanet etmiştir.
 
Onur ve gurur duydum. Evet İçişleri bakanlığı en riskli bakanlıktır, genelde siyaseten sonu iyi olmayan bakanlıktır.
 
Zaten Sayın Soylu’da vatanım ve milletim için sonumu düşünmeden gerekeni yaparım sözleriyle de düşüncesini netçe ifade ediyor...
 
Bakan Soylu’nun 2012 yılından sonraki haritasına, hamlesine, gidişatına dikkat edin..
 
Hepsi ülkenin geleceği açısından ayrı ayrı öneme sahip...
 
MKYK’ya girmesinden ARGE biriminde yaptığı çalışmalara, teşkilatı dizayn etmesine, 17-25 Aralık sonrası hiç tavizsiz Paralel çetelere karşı duruşuna ve sert ithamlarına bakın.
 
Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olduğu genel kurulu hatırlayın. Listede sıkıntı olmuştu hani. RTE’nin istediği bazı isimler tırpanlanıyordu. Binali Yıldırım için anında 900 imza toplandı, burada görev üstlenici, Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile Davutoğlu’na bir nevi uyarıcı hamleyi yapan da Soylu idi.
 
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu halde ülkesi için HDP’li vekillere sert çıktı, Birliğimizi bozdurmayız dedi. Hatırlayın o Toplantıyı. KANDİLİ BAŞINIZA YIKARIZ...
 
Tüm Türkiye ‘Helal olsun ama  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak bu cesaret nereden geliyor’ dedi.
 
Geldiği yer belliydi. Oflu damarı... Trabzonlu damarı tuttu mu tutuyordu işte.
 
Söz konusu vatanda gerisi teferruat deyip saldırıyordu.  
 
15 Temmuz gecesi TRT’yi darbeci askerlerden halk ile kurtardığında yine ülkenin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu.
 
Tüm bakanlar sus pus otururken o Kelime-i Şahadet getirip sokağa indi.
 
İçişleri Bakanlığı görevine başladığından itibaren Güneydoğu’da çoğu şehre gitti. Ankara oturup emir yağdırabilirdi. Ama öyle yapmadı. İşin başında olmaz dedi. Orada Mehmetçik, polis çarpışırken ben makamında oturamam dedi.
 
Terörle mücadeleyi yerinde yürüttü.
 
Teröre destek verdiği kesinleşmiş olan 28 belediyeye kayyum atayarak  Güneydoğu’da yıllardır 1 tane Türk Bayrağının asılamadığı belediyeleri Türk bayraklarıyla donattı.
 
Bunu yaparken de bölgedeki hassasiyetlere dikkat etti.
 
Kayyum ekibi tarafından ilk günden sökülen Kürtçe Belediye tabelalarını tekrar yerine taktırarak bölgeye ne kadar hakim olduğunu gösterdi.
Bu hareketiyle bölge halkı tarafından büyük bir sevgi kazandı...
 
Gittiği her ilde sabah polisle kahvaltı yaptıysa,
 
Öğle yemeğini askerle yedi...
 
Böylece darbe sonrası Türkiye’de belli kesimlerce karşı karşıya getirilmek ve halkın onlara olan güvenini tartıştırmak isteyenlere bu denge ile en iyi dersi verdi...
 
Bakan Soylu geçtiğimiz gün Muş’ta ziyaretler yaparken Van’daki patlamayı duyunca hiç beklemeden, düşünmeden, korkmadan, çekinmeden ekibine ‘Hazırlanın Van’a gidiyoruz’ dedi.
Ak Parti il binası önüne giderek toplantı gerçekleştirdi ve yaralı vatandaşları hastanede ziyaret etti.
Aynı 15 Temmuz gecesi darbeci askerlerin bulunduğu TRT’yi basması gibi...
 
Yani kısasa kısas, ya herro ye merro...
 
Artık belediyeler PKK’ye değil millete hizmet etmeye başlamıştır güneydoğuda.
 
Tüm Türkiye’nin canına tak eden, Elektronik Trafik Denetleme sistemi soygununa bir hamleyle dur demiştir.
Kötü şeyler mi bunlar, nasıl yaptı yerine iyi ki yaptın, helal olsun demek suç mu? Bir Trabzonlu olarak, Trabzon’un evladına destek vermek suç mu?
Hayır bence olmamalı.
 
Bence Bir Trabzonlu olarak Sayın Bakan’a ve Trabzonlu ekibine öncekinden daha fazla güç vermeliyiz. Elimizden geldiğince, çünkü düşündüklerini yaparsa ben eminim sadece Trabzon değil Türkiye’nin gelecek yarınlarına da güzel bir sayfa açacaktır.
 
Güçlü Türkiye için Trabzonlu tüm vekillerimize, yerel yöneticilerimize, bürokratlarımıza, STK Başkanlarımıza, esnafımıza, memurlarımıza, milletimize her zaman ama her zaman bu ülkenin 1 milim daha ileriye gitmesi adına destek olacağımızı belirtmek isterim.
 
Özellikle ve özellikle ülkemizin güveliği için şehit olan Mehmetçiklerimiz ve askerlerimize, sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet dilerken onların analarının anamız, babalarının babamız evlatlarının evladımız kardeşlerimiz olduğunu belirterek asla yalnız olmadıklarını ifade etmek istiyor hepsinin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.