8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hayatını kaybettiği gün GATA'da yaşanan olayları anlatan notlar yayınlandı. Aksiyon Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy'un ulaştığı günlüklerde, Özal'ın ölümünden önce yaşanan gelişmeler, Özal'ın GATA'ya getirilmesi,  vücuduna formaldehit enjekte edilmesi, kefenlenmesi ve yıkanması ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor.

Özal'ın ölümü sırasında nöbetçi subay olduğu için bu notları tutan Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, şu anda Şifa Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekanı olarak görev yapıyor.  Turgut Özal'ın vefatını araştıran Devlet Denetleme Kurulu, çok sayıda tanık gibi Prof. Mustafa Sarsılmaz'ı da dinledi. Sarsılmaz, o ana kadar kimse ile paylaşmadığı notları Devlet Denetleme Kurulu'na sundu.  Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, Aksiyon'un sorularını da cevapladı. Sarsılmaz'ın sorulara verdiği cevaplardan bazıları şöyle:
ÖLÜMÜNDE KESİNLİKLE BİR OLUMSUZLUK VAR
-Özal GATA'ya getirildiğinde göreviniz neydi?
Gülhane'de binbaşı rütbesinde doktorum. Nöbetçi amirliği diye bir görev var, komutan adına nöbetçi olmak demek.
-Neden size gelmesi gerekirken Hacettepe'ye gidiyor?
Anormallik burada başlıyor. Bize gelmesi gerekirken yönü değiştiriliyor. Yön değiştirildiği bize 11.00'de haber veriliyor.
-Ne gördünüz? Şüphe çeken bir durum var mıydı? Darbe mi, itme mi, yumruklama mı var?
Neden dolayı vefat tetiklenmiş düşüncesiyle inceledim. Bundan çıkardığım sonuç şu; kesinlikle bir darbe yok. İtekleme yok. Güzel, pembe, tombul bir insan. El parmaklarından ayak parmaklarına kadar hepsini tek tek yazmışım.
-Neden vücuttan bir kan, kıl örneği almadınız?
Basiretimiz bağlandı, birkaç saç teli çekebilirdim.
-Vücutta darbe olmaması ölümün normal olduğunu gösterir mi? Bir problem var mı?
Fiziki anlamda yok ama ben diyorum ki, kesinlikle bir olumsuzluk var. Çünkü durup dururken neden aniden vefat ediyor. Çok hızlı. Bu anlamda yapılmayanlar beni rahatsız ediyor. Niçin otopsi yapılmıyor? Hacattepe'de yok, GATA'da kesinlikle yok.
-Otopsi olsaydı ne olurdu?
Kıl köklerine, derisine, karaciğerine bakıp zehirlenme var mı ortaya çıkarılırdı. Uzun süreli zehirlenmeler olabiliyor.
-Sizin kanaatiniz ne?
Devlete, millete çok hızlı hizmet etmiş bir insanın ortadan kaldırılmasına yönelik bir faaliyet gibi duruyor, bu devletler arası da olabilir. Profesyonellik içinde ortadan kaldırmış olabilirler. Zamana vabeste olan zehirlenmeler var.
NÖBETÇİ SUBAYIN TUTTUĞU NOTLAR
GATA nöbetçi subayı Prof. Mustafa Sarsılmaz'ın el yazısıyla tuttuğu notlardan bazıları ise şu şekilde:
"14.30 civarında bir telefon aldık ve birinin bize Turgut Özal öldü demesini işittik. Bir anda çok şaşırmış ve inanamamıştım. Hemen TV kanallarını dolaştım. Gerçekten haber doğruydu ama ben inanmak istemiyordum.
Kur. Bşk. telefonla Özal'ın naaşının GATA'ya nakledileceğini, bu haberin duyulmamasını istedi. Ben de imamı evinden aldırdım, tek. hizmetlere boya-badana yaptırdım. Elektrikleri gözden geçirttim.
22.30 civarı GATA'ya merhumun naaşı getirildi, morga aldık. Ahmet Hoca yıkama ve dua işlemlerini yaptı. Sadece ailesinden akrabaları GATA Komutanı, F. Kocabalkan ve iki hoca yıkanma esnasında mevtanın yanı başında bulundular. Dualar yapılarak morga kondu.
GATA'da yıkama esnasında bulunanlardan tanıyabildiklerim, Kemal Yamak, Aslan Güner, Yusuf Bozkurt Özal, Korkut Özal, Garnizon Komutanı, Dr. Mustafa Özer, Şarlak, Fikri Kocabalkan, Hocalar, Koruma, Özel Kalem, ihtiram nöbeti tutan askerler v.s. vardı. Basından (Kanal 6) Can Okanar da oradaydı.
Bizim anladığımız anlamda tahnit yapılmasına ailesinin müsaade etmediğini, yüzünün veya vücudunun yaralanmasına razı olmayacaklarını söyledi. Bu nedenle patologlar intratorakal, intraabdominal ve intramuskuler formalin enjeksiyonlarını yaptılar. Cerrahlar, bilhassa F. Alpaslan nasogastrik sonda ile aspirasyon yaptı ve ardından formalin verdi. Mesaneden sokulan sonda ile formalin verdi. Bizim vakum aletini çalıştırdık. Nasogastrik bölgeden aspirasyon yapıldı. Sırtından da formalin verildi. Rektal yol temizlenmeye çalışıldı ama muvaffak olunamadı."