CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "2002'de devraldıklarında Türkiye'de terör mü vardı? 2012'de dönemin başbakanına terör bitirilmesi için yol haritası verdim. Biz bildiğimizi yapacağız dediler. Buyur, bildiğinizi yaptınız. Şimdi diyorlar ki biz bunu önledik veya önleyeceğiz. Hiçbir şey de yapmadılar. Oturdunuz masaya pazarlık yaptınız, yüzünüze gözüne bulaştırdınız" dedi.
Kılıçdaroğlu, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Ordu'nun Fatsa ilçesinde vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasında, "bir birimize selam veremez hale geldik" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir birimizi düşman olarak görmeye başladık. Ayrılık olmaya başladı. Yollarımızı değiştiriyoruz. Birbirimize selam vermiyoruz. Bu güzel ülkede, dünyanın en güzel ülkesinde neden kavga ediyoruz. Neden birbirimizi yiyoruz. Biz yeni bir siyasi anlayışı Türkiye'ye getirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Hakça, düzgünce ve kul hakkı yemeyen bir siyaset anlayışını bu memlekete getirmek istediklerini belirtenKılıçdaroğlu, "Bunun için sizden yetki istiyorum. Eski anlayışlarımızı hepimiz bir tarafa bırakalım. Türkiye kan kaybediyor. Yazık günah bu memlekete. Bir yönetim boşluğu var. Üniversiteyi bitiren her 4 gencimizden birisi işsiz. 22 milyon fakir aile var. Bizim bunu düzeltmemiz lazım. Bakın biz dünyanın her alanında söz sahibiyiz. Dünya çapında doktorlarımız, mimarlarımız, sanatçılarımız, çiftçilerimiz ve üreticilerimiz var ama bir türlü dikiş tutturamıyoruz. Çünkü samimi söylüyorum kendini düşünen, vatandaşı düşünmeyen bir siyaset anlayışımız var" değerlendirmesinde bulundu.

Kendisini değil, vatandaşı düşünen siyaset anlayışını getirmek istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"7 Haziran'da bir seçim yapıldı. Milli irade ortaya çıktı, Gayet güzel. Diyor ki vatandaşlarımız, bir parti tek başına iktidar olmasın, oturun adam gibi uzlaşın, memleketin dünya kadar sorunu var, çözün. Yetki verdiler sayın Davutoğlu'na. Bize geldi, ziyaret etti. Koalisyon kurmak istiyoruz dediler. Bizde söyledik Türkiye'nin 5 temel sorunu var diye. Eğer bu sorunları çözeceksek biz koalisyondan çekinmeyiz, korkmayız. Ekonomi dibe vurmuş vaziyette. İşsizlik var. Dış politika, dünyada soyutlanmışız. Yazık günah değil mi bu memlekete. Eğitim sistemimiz, 13 yılda 12 kez değişti eğitim sistemimiz. Anneler çocuklarını hangi okula göndereceklerini bilmiyorlar. Bunların tamamını Sayın Davutoğlu'na anlattım. Hemen kapalı kapılar ardından CHP gelince imam hatip okullarını kapatacak. Niye kapatalım ki imam hatipleri, kuran parti biziz. Bir parti kurduğunu kapatır mı? Koalisyon görüşmelerinin sonunda dediler ki biz 4 yıllık hükümet kurmak istemiyoruz. Siz bilirsiniz. Görev sizde dedik."
Kılıçdaroğlu, 3 aylık seçim hükümetinin milli iradeye karşı çıkmak olduğunu savunarak, "Niye 3 aylık seçim hükümeti. Neden bir daha seçime gidiyoruz. Birisi kalktı dedi ki, '400 milletvekili vermezseniz ben sizi seçime götüreceğim.' Arkadaş bu millet 400 milletvekilini vermiyor sana. Sen vermiyorsan seçime götüreceğim, terör tırmanacak. Kaos tırmanacak, faizler, dolar her şey artacak. Arttı zaten. Şantajla milletin oyu mu istenir. Yazık günah değil mi bu ülkeye" diye konuştu.

Rahmetli Ecevit'in geleneğinden geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bunu da övünerek söylüyorum. Bir dönem Ecevit'in milliyetçiliğini de tartışma konusu yaptılar. Rahmetli Ecevit ne diyordu, 'Ne ezen, ne ezilen. insanca hakça bir düzen.' Aynısını savunuyorum. Ne ezen olsun, ne ezilen olsun. İnsanca, hakça bir düzen olsun. Şimdi siyasete bakın. Bir grup geliyor, etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyor.
Yanlış. Toplumu ayrıştırıyorlar. Yazık günahtır, ayrışmayacağız" dedi.

Dönemin Başbakanına dış politikayla ilgili olarak, 'Suriye'nin iç işlerine karışmayalım' şeklinde mektup yazdığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Siz anlamazsınız dedi. Bugün geldiğimiz noktaya bakın, Türkiye'de 2,5 milyon Suriyeli var. Resmi rakamı kimse bilmiyor. Şimdi onlara iş bulmaya çalışıyorlar. Senin çocuğun işsiz. Bu ülkenin vatandaşının çocuğu işsiz. Sen önce ona iş bul. Hani meşhur bir söz var ya, ayranı yok içmeye gibi. Aynı noktaya geldik. Dış politikanın önemi şudur. Dış politikada bir hata yaparsanız bu hatayı 78 milyon vatandaş öder. İç politikada hata yaparsanız bütün vatandaşlar ödemez. Bu hatayı düzeltirsiniz ama dış politikada ki bir hatayı bütün millet öder, o hata kuşaktan kuşağa da devir eder. Dış politikayı böyle yaptılar. Diyorlar ki turist gelmiyor. Turist niye gelsin. Her tarafta bomba patlıyor. Terör azmış, almış başını gidiyor. Eskiden bir PKK belası vardı şimdi de IŞİD belası çıktı. Ne oldu bu güzelim ülkeye. 2002'de devraldıklarında Türkiye'de terör mü vardı? 2012'de dönemin başbakanına terör bitirilmesi için yol haritası verdim. Biz bildiğimizi yapacağız dediler. Buyur, bildiğinizi yaptınız. Şimdi diyorlar ki biz bunu önledik veya önleyeceğiz. Hiçbir şey de yapmadılar. Oturdunuz masaya pazarlık yaptınız, yüzünüze gözüne bulaştırdınız. Arkasında da çıktınız, 'PKK bizi kandırdı' dediniz. Siz çocuk musunuz? Şu anda Türkiye'de ciddi bir yönetim boşluğu var. Memleketi kim yönetiyor belli değil. Bunun düzelmesi lazım."
Sosyal yardımları artıracaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Onlar ceplerini düşünüyorlar, ben vatandaşımı düşünüyorum. Şunu da sakın unutmayın, Davutoğlu, saray için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır. Benim cebimi düşünme gibi bir alışkanlığım yok. Aldığım maaşla çok şükür geçinip gidiyorum. Lüks bir hayatım da yok. Ben sizden birisiyim. Ben halktan birisiyim. Sizin yaşantınız neyse benim yaşantım da 3 aşağı 5 yukarı aynı. Ben yoksulluğun ne olduğunu bilirim. Yoksul bir Anadolu köyünde doğup bugün CHP'nin genel başkanlığını yapıyorum. Ben bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyet'e borçluyum" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından ilçedeki esnafı ziyaret etti.