Teröre en anlamlı yanıt... PKK'nın Güngören saldırısında hamile eşini yitiren Kürt işadamı, aynı patlamada kızı ölen Amasyalı babaya sahip çıktı. Hem iş verdi, hem evini açtı. İki terör mağduru, 'sivil şehitler' için mücadele ediyor...

2008'den, 2012'ye...Türk-Kürt çatışması ve vatandaşların birbirine düşmesi için saldırılarını artırtan, sivil-asker gözetmeyen terör örgütüne tokat gibi cevap. İşte teröre inat, kardeşliğin zaferi...

İŞTE KARDEŞLİK EVİ

28 Temmuz 2008 günü, Türkiye, Güngören'den gelen haberle sarsıldı. Terör kalleş yüzünü bir kez daha göstermiş, patlayan bombalar 17 masumun canını almıştı. Kürt işadamı İlhan İlkiz o saldırıda eşi Filiz İlkiz ve karnındaki 8.5 aylık bebeğini kaybetti. Bir diğer mağdur Günsar Çelik'ti. Çelik'in kızı Aleyna 4 yaşında terör kurbanı oldu. Acılar üst üste eklendi, yuvalar dağıldı. İlkiz ile Çelik olayın şokuyla uzun süre bir iş yapamadı. Yaşamları 4 yıl boyunca süren mahkemelerde geçti. İlkiz geçtiğimiz aylarda bir yemek şirketi kurdu. Amasyalı Günsar Çelik'i de yanına aldı. Çelik, şirkette şoförlük yapmaya başladı. Çelik'in sorunlar nedeniyle eşi Melike Çelik'le de arası bozuldu, çift ayrıldı. İlkiz, bu kez evinin kapılarını da ona açtı. Terör mağduru iki adam, aynı işyerinde çalışıyor, aynı evi paylaşıp hayata tutunuyor.

YASADAN ÇOK MEMNUNUZ

İlkiz, 'biz kader ortağıyız' diyor: 'Zaman zaman bir araya gelerek sohbetlerle Günsar'ı hayata bağlamaya çalıştım. Acımız bir. En sevdiklerimizi kaybettik. 'Sivil Şehit Yasası' nedeniyle mutluyuz. Terörün bir an önce bitmesini istiyoruz. Başbakanımıza insani yaklaşımı için teşekkür ediyorum. İnsanımız mağdur oluyordu. Sokaklarda insanlar aileleriyle geziyor. Nereden bilecekler ki bomba konulduğunu. Orada ikinci bombanın olduğunu bilseydim kendimi feda edip eşimin üzerine atlar, iki canı kurtarırdım. Güngören mağdurları olarak yasa kapsamına sivil terör mağdurlarının girmesi için büyük çaba gösterdik. Dilekçeler, mektuplar yazdık. Başbakanımıza iletilmek üzere Abdülkadir Aksu'ya dilekçe iletmiştik.'

GAZİANTEP BİZİ YIKTI

İlkiz, sivilleri hedef alan Gaziantep saldırısı için de şunları söyledi: 'Görüntüler kahretti. Yetim kalan çocukları, yalnız kalan kadınları, sosyal güvencesi olmayan insanları görüyordum. Gaziantep'teki olayı izlemek istemedim. Günler sonra Günsar izletti. Yüreğim bir daha sızladı. Acım tazelendi. Kendim için bir şey istemiyorum. İhtiyacı olan insanlar var. Bu acıyı çeken bilir'. İlkiz, Uludere'de kaza yapan askerin yardımına koşan Uludereliler içinse 'İnsanlık budur işte. Et ve tırnak birbirinden ayrılmaz' dedi.

İlhan Ağabey bir devlet gibi

4 yaşına basacak kızı Aleyna'yı kaybeden Günsar Çelik ise şöyle konuştu: "Saldırıdan sonra çalıştığım işlerden 'dalıp dalıp gittiğim' için kovuluyordum. Benim için İlhan ağabeyin devletten farkı yok. Benim için büyük bir devlet. Sahip çıktı, iş verdi, evine aldı. Bunun anlamını kimse bilemez. Aleyna'yı kaybettikten sonra eşimle psikolojik sorunlar yaşadık. Kızımı kaybedince her şey bitmişti. İlhan ağabey ile zaman zaman bir araya geliyorduk. Şimdi yanında şoförlük yapıyorum. Hayata bağlanmamda büyük rol oynadı. Yeni bir sayfa açtım."

O GÜN NELER YAŞANDI?

Kalleş tuzakta, 2 ayrı bomba patlatılmıştı. Saldırıda 5'i çocuk, biri doğmamış bebek 18 can yitirildi. Terör kurbamlarının yakınları 'sivil şehitlik' statüsünün tanınması için mücadele başlattı. Çalışmalar sonuç verdi. Ramazan Bayramı öncesi Gaziantep'te meydana gelen patlamada hayatını kaybeden siviller de yasal düzenlemeyle şehit olarak kabul edildi.