Ankara’da üniversiteli Şule Çet cinayetine benzer bir olay İstanbul’da yaşandı. 10 yıla yakın bir süredir Ataşehir Belediyesi’nde çalışan Şeyda Yılmaz geçen 17 Eylül akşamı, belediye binasının yakınındaki bir rezidansa gitti. Yılmaz’ın gittiği ofis, nargile kafe ve magazin sitesi bulunan M.A.D.’ye aitti. Yılmaz’ın cesedi ise, aynı akşam 23.30 sıralarında rezidansın toprak zemininde bulundu. Üzerinde herhangi bir giysi bulunmayan Yılmaz’ın olay yerinde can verdiği öğrenildi.

''Cinayet olduğu açık”: Şeyda Yılmaz, 18 Eylül günü defnedilirken olayla ilgili gözaltına alınan ofis sahibi M.A.D. ise bir gün sonra adli kontrolle serbest kaldı. Yılmaz’ın yakınları olayın “cinayet” olduğu iddiasında. Yılmaz ile çocukluk arkadaşı olduklarını söyleyen T.T. “Şeyda intihar edecek biri değildi. Oğlu bu yıl fen lisesine girdi. Eşi ile sorunlu bir evliliği oldu ve ayrıldılar. Belediyeden önce özel bir şirkette yönetici olarak çalıştı. Kendi başına ayakları üzerinde durabilen, çocuğunu okutan bir kadındı. Kesinlikle intihar olduğunu düşünmüyorum. Cinayet olduğu açık” dedi.

Yönetim tarafından uyarılmış: Şeyda Yılmaz’ın ölümü ile ilgili gözaltına alınan M.A.D.’nin olayın yaşandığı rezidansa geçen mart ayında taşındığı öğrenildi. Rezidansta yaşayan başka kişilerin bir süre önce M.A.D. ile ilgili yönetimi uyardıkları bildirildi. Yönetime gönderilen e-posta mesajında M.A.D.’nin çevreye rahatsızlık verdiği, gerekli önlemin alınmasının talep edildiği öğrenildi. M.A.D.’nin sosyal medya hesaplarında ise elinde silahlı çok sayıda fotoğrafı bulunuyor.

Aşağı atlaması çok zor: Şeyda Yılmaz’ın hayatını kaybettiği rezidans 20 kattan oluşan 480 daireli bir rezidans. Büyük bir kısmı işyeri olarak kullanılan ofislerin olduğu rezidans Ataşehir Belediyesi’ne 500 metre mesafede. Yılmaz’ın 17 Eylül akşamı bulunduğu ofis ise rezidansın 8’inci katında bulunuyor. Anılan kattaki pencere de dışa doğru açılıyor. Yaklaşık 30-35 santim açılabilen camdan bir kişinin aşağı atlamasının ise güç olduğu değerlendiriliyor.

Akıllara Şule Çet olayı geldi: Şule Çet, 23 yaşındaydı. Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı bölümü 2’nci sınıf öğrencisiydi. Eğitim masraflarının bir bölümünü karşılamak için Çağatay Aksu’nun da ortak olduğu işyerinde yarı zamanlı çalışmaya başladı. İşyerine sonradan ortak olan kişi, Çet’in işine son verdi. Aynı zamanda asistanlığını da yaptığı Çağatay Aksu ise Çet’i arayarak, “Yeni ortağımızla konuşuruz, yeniden işe dönersin, ofiste buluşup, konuşuruz” diyerek 28 Mayıs tarihine randevu verdi. Çağatay Aksu ile Şule Çet, o gün Çankaya’daki bir plazanın 20’nci katındaki ofiste buluştu. Sabah saat 04.00 sıralarında ise Çet, 20’nci kattan düşerek öldü. Şule Çet’in öldürüldüğü mü yoksa intihar mı ettiği sorularının ardından, Şule Çet’in tecavüz edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Çağatay Aksu müebbet ve 12 yıl 6 ay hapis, Berk Akand ise 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı.