Bazı değişikliklerle birlikte yayınlanan “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkındaki Yönetmelik” başlığını taşıyan taslak, RTÜK’ün bu hafta içinde yaptığı toplantıda oy çokluğuyla kabul edilmişti.

BBC Türkçe’nin haberine göre; İkisi geçici toplam 26 maddeden oluşan yönetmelik, Mart ayında yapılan yasal değişikliklerin uygulama çerçevesini belirliyor ve internet üzerinden yapılan radyo ve televizyon yayını yapan kuruluşları ile isteğe bağlı (on demand) olarak tanımlanan izleyicinin istediği içeriği istediği zaman izleyebildiği platformlarla ilgili düzenlemeleri içeriyor.

Ancak, yönetmeliğin RTÜK’ün internet sitesine konulan taslağında, bu hafta başındaki toplantıda kabul edilen versiyona kıyasla bazı değişiklikler yapıldığı görülüyor.

Bu değişikliklerin başında da medya hizmet sağlayıcı kuruluşların ve internet yayın platfom işletmecilerin yükümlülükleri arasında yer alan “abonelerine ilişkin istenilen her türlü bilgi ve belgeyi vermesi” bölümünün çıkarılması geliyor.

RTÜK’ün internet sitesine konulan taslakta ise bu ifade “varsa koşullu erişim sağladığı kullanıcı sayısına ilişkin Üst Kurul tarafından istenilen her türlü bilgi ve belge” olarak değiştirildi.

Bir başka deyişle, internet üzerinden yayın yapan ve içeriğe erişimi için abone ya da kayıt sistemine sahip olan platformlar, aboneleriyle ilgili bilgileri değil, abone sayılarını iletmekle yükümlü olacaklar.

İlk taslağın eleştirilen kısımları içerisinde yer alan bu maddenin, abonelerin ve izleme alışkanlıklarının kayıt altına alınabileceği kaygısı yarattığı belirtiliyordu.

Taslakta yapılan bir diğer değişiklik de lisans ücretlerinde indirime gidilmesi oldu. Yeni düzenlemeyle internet üzerinden radyo yayını için belirlenen lisans ücreti 25 bin TL’den 10 bin TL’ye ve isteğe bağlı yayın için lisans ücreti de 200 bin TL’den 100 bin TL’ye indirilirken, internetten televizyon yayını lisans ücreti ise değiştirilmeyerek, 100 bin TL olarak bırakıldı.

Taslakta başka hangi ayrıntılar var?

Mart ayında RTÜK Kanunu’na yapılan eklemelerle internet yayıncılığı da Kurul’un denetim alanına dahil edilmişti. RTÜK yönetmeliğinin kısa bir süre içinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Taslak yönetmelikte, radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınlarını sadece internet üzerinden yapmak isteyen hizmet sağlayıcıların RTÜK’ten lisans alması gerektiği ve lisans başvurusunda sunulması gereken belgeler ile sürece dair ayrıntılar yer alıyor.

Ayrıca radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınları kendilerine ait bir internet adresi ve mobil uygulama üzerinden izleyiciler sunan kuruluşların da internet ortamından yayın iletim yetkisi alması şartı getiriliyor.

Yönetmeliğe yönelik ifadelerin muğlak ve ucu açık olduğu eleştirisi yapılıyor. Yönetmeliği savunanlar ise bunun Avrupa Birliği’nin (AB) internet yayınlarıyla ilgili kısa bir süre önce yaptığı düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirildiğini ve amacın interneti değil, içeriği denetlemek olduğunu savunuyor.

RTÜK üyesi Taşcı: Bazı ifadeler belirsiz, yoruma açık

Yönetmeliği eleştirenler arasında yer alan RTÜK üyesi İlhan Taşcı, kullanılan bazı ifadelerin belirsiz ve yoruma açık olduğunu ancak bunun özellikle böyle tercih edildiğini düşündüğünü söyledi.

BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Taşcı, “Yönetmeliğin iki boyutu var: İlki yayınlar için lisans alınması, ikincisi de denetim aşaması. İlk kez internet mecrasından televizyon, radyo ve isteğe bağlı yayınlar denetim altına alıyor. Muhalefet etme nedenlerimizin birisi bazı ifadelerin belirsiz ve yoruma açık olması. Kişisel olarak bunun ileride bir baskı aracı kullanılmak üzere bir enstrüman olması için bir tercih olduğunu düşünüyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi kontenjanından 2017 yılında RTÜK üyeliğine seçilen Taşcı, 2007 yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un çocuk pornografisi, şiddet gibi katalog suçların denetimi için yeterli olduğunu da sözlerine ekledi.

Medya hizmet sağlayıcısı kuruluşlardan abonelere ilişkin bilgi ve belge istemesi yönündeki bir önceki taslakta yer alan ifade, Taşcı’nın itiraz ettiği konular arasında yer alıyordu.

Taslakta değişiklik yapılmasından önce BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Taşcı, bu maddenin özel hayata dair verilerin toplanması sonucunu doğurabileceğini ve “Türkiye’de bir dijital fişleme ve kayıt altına alma çağının yaşanmaya başlayacağını” söylemişti.