ahil boyunca dolaşan zabıtalar ise yetki alanlarının kısıtlı olmasından yakınıyor:

“Mangal yakmak yasak değil ama yeşil alanları tehlikeye atacak kadar çok ateş yakılıyor. Yeşil alanlar üzerinde saymaya kalksanız en az 100 tane mangal, bir o kadar da nargile görürsünüz. Aynı dili konuşamadığımız için gerekli uyarıları yapamıyoruz. Örneğin bir süredir deniz, girilmeyecek kadar kirli ama bunu insanlara anlatamıyoruz.”Yeşilköy sakinleri ise denizden uzak gölgelikleri tercih ediyor. 50 yıldır Yeşilköy’de yaşayan Çakır Tok, “Eskiden hafta sonları birkaç saatliğine gelen yerli turistlerden şikâyet ederdik, şimdi o günleri mumla arıyoruz çünkü artık haftanın yedi günü sahiller bu halde. Kirlilik, is, koku, gürültü...Gayrimenkul fiyatları da düştü. Çünkü kimse perdesini araladığında bu manzarayla karşılaşmak istemiyor. İki yıldır bu derdimiz git gide büyüyor” dedi.İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise sahil boyunca birçok noktada plaj hizmeti veriyor. Ancak temizlik ekiplerinin mücadelesi çöp dağlarını eritmekte yetersiz kalıyor. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, halkın Suriyelilere yönelik bir tepkisi olmadığını ancak sahillerin daha titiz ve temiz kullanılması gerektiğini savunuyor: "Biz o sahilleri kendi özel mülkiyet alanımız olarak değil bütün insanların kullanabileceği bir alan olarak görüyoruz. Bizim kırgınlığımız sadece Suriyeli mültecilere değil, kötü kullanan, çöp atan, mangal yakan, bölgede yaşayan insanları rahatsız eden, başka ilçelerden gelen ve hatta Bakırköy'den ama temizliğine özen göstermeyenlere. Yoksa sadece Suriyeli ya da dışarıdan gelenlere yönelik bir öfke değil".