Geçmişte, ANAP’ın genel başkanı Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında,  Trabzonlu yerel gazeteciler olarak müthiş nezlinde bir ayrıcalığımız vardı.
Yılmaz, Rize’nin milletvekili olarak Trabzon yerel medyasının kamuoyu oluşturmada ne denli güçlü olduğunu, anketlerle tespit etmiş, o tespitten sonra ayda bir kere Trabzon’un yerel medyası ile başbakanken bile görüşmelerde bulunurdu.
Trabzon ANAP’ın da güçlü bir il başkanı vardı, Azer Benli.
Benli de Mesut Yılmaz’a milletvekilleri hatta bakanlardan bile yakındı. İstediği an hem yüz yüze hem de telefonla görüşürdü.
Bir gün Benli, beni yanına aldı Ankara’ya Mesut Yılmaz’a götürdü. Nene Hatun’daki evinde Yılmaz ile sohbet ettik.
O sohbette tamamen bilinçsiz olarak Yılmaz’a şunu sormuştum.
“İç işleri Bakanı, bir başbakan için ne ifade eder…”
Yılmaz önce Azer Benli’ye baktı. O zaman iç işleri bakanı Sadettin Tantan’dı. Acaba iç işleri bakanı ile ilgili Trabzon’da bir sıkıntı mı var der gibiydi mimikleri.
Oysa hakikatten öylesine sormuştum.

Nereden bilebilirim ki yıllar sonra iç işleri bakanının bir Trabzonlu vekil olabileceğini.

+++

Mesut Bey, iç işleri bakanı ile ilgili Trabzon’un bir sorununun olmadığını Azer Benli’den işaretle aldıktan sonra bana şöyle cevap verdi..
“İç işleri bakanı, bir başbakanın; gözü, dili, kulağı, yüreği, cesareti, mücadelesi, şer güçlere karşı dik duruşu, derin yapılanmalara karşı vereceği mücadelenin en önemli kalesi, bizzat kendisi ve başbakanlığıdır..”

+++

Bu cevaptan sonra dedim ki, iç işleri bakanlığı eşittir başbakan.
Başbakan aynı kendi gibi birini iç işleri bakanlığına atar.
Nitekim, Mesut Bey’den sonraki bütün hükümetlerde özellikle iç işleri bakanlığına atananları takip ettim, her başbakan için Mesut Bey’in dediği kriterleri atanan iç işleri bakanlarında gördüm.

+++

Efkan Ala’nın da atanması öyle değil mi?
17/25 darbe girişimi esnasında müsteşardı, o yapıya dik durdu sonra vekil ve iç işleri bakanı oldu.
Bir kere hemen ifade edelim, Ala’nın görevinden alınması kesinlikle FETÖ örgütüne mücadelede etkisiz kaldığı gerekçesi değil. Metal yorgunluk gerekçedir.

+++

Gelelim bu kritik bakanlığa Süleyman Soylu’nun atanmasına.
Bir kere şunu bilelim, Trabzon tarihinde ilk kez bir vekil İç işleri Bakanı oldu.(Başbakanımız Hasan Saka vardı..)
Soylu’nun  Ak Parti hükümetinin Külliye’den başlayarak Başbakanına kadar uzanan bütün dinamikleri üzerinde özellikle 15 Temmuz darbe girişimine gösterdiği dik duruşu büyük bir etki yaratmıştır.
Biz biliyoruz ki, o gece başbakanlıktan kaçan bakanlar da oldu. Kayıplara karıştı. Hala görevdeler.
Biz biliyoruz ki, evinin sığınağına inip kendisinden haber alınamayan(!) bakanlar da oldu. Görüntüleri var.
Ve biz biliyoruz ki o gece kurşunlar altındaki Ankara sokaklarına inerek, belinde beylik tabancası ile darbecilere direnen biri de vardı; Süleyman Soylu.
Ve biz biliyoruz ki güvendiği Trabzonlular ile TRT’ye gidip, darbecilerden kurumu teslim alanların başında da Soylu vardı.
Ve biz biliyoruz ki, TRT genel müdürünü saklandığı çalılıkların arkasından çıkartarak, kurumunun başına gel diyen de Soylu’ydu.
+++
Şimdi Soylu’nun bakanlığına iki türlü bakacağız.
Ve iki türlü beklentimiz var.
Bir Türkiye için.
İki Trabzon için.
Bakanlık yatırımcı değil.
Ama Türkiye için en kilit bakanlık.
O nedenle Soylu’nun hakikatten işi zor.
Ama Trabzon desteği, Trabzonluların sahiplenmesi Soylu, başarılı kılacaktır.
Artık Soylu daha bir hükümetin ve Külliye’nin şer odakları ile yapacağı mücadelenin en kilit noktasındadır.
Allah yardımcısı olsun.