Güneş Herkes İçin Doğarken TRABZON’da Kamu ve KTÜ Neden Gölgede Kalıyor?

Dünya hızla güneş enerjisine yöneliyor. Enerji krizleri, iklim değişikliği ve artan maliyetler ülkeleri yenilenebilir kaynaklara mecbur bırakmış durumda. Ancak Türkiye’de ciddi bir çelişki var: En geniş alanlara, en büyük çatılara ve en yüksek bütçelere sahip kamu kurumları, güneş enerjisi kullanımında hâlâ geride.

Bu çelişkinin en somut örneklerinden biri Karadeniz Teknik Üniversitesi.
Makine Mühendisliği, Elektrik-Elektronik Mühendisliği… ve özellikle Enerji Sistemleri Mühendisliği gibi doğrudan bu alanın uzmanlığını temsil eden bölümlerin bulunduğu bir üniversiteden söz ediyoruz. Yüzlerce dönüm kampüs alanı, onlarca bina ve geniş çatı yüzeyleri mevcut. Buna rağmen kampüs genelinde kayda değer bir güneş enerjisi yatırımı göze çarpmıyor.

Daha da düşündürücü olan, üniversitenin enerji ihtiyacının önemli bir bölümünün hâlâ kömür gibi çevreye ciddi zarar veren kaynaklarla karşılanması. Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümü olan bir üniversitenin, karbon salınımı yüksek yöntemlerle ısınmaya devam etmesi sadece çevresel değil, akademik ve etik bir çelişki değil mi?

Üstelik bu durum yalnızca KTÜ ile sınırlı değil.
Belediyeler, valilikler, kamu hastaneleri ve diğer üniversiteler… Hepsinin geniş çatıları, otopark üstleri ve uygun alanları var. Buna rağmen güneş panelleri hâlâ istisna.

Konu binalarla da bitmiyor.
Kamu kurumlarının şehir içinde kullandığı yüzlerce araç bulunuyor. Bu araçların büyük çoğunluğu kısa mesafelerde, rutin görevler için kullanılıyor. O hâlde neden bu araçlar elektrikli değil?

Türkiye’nin yerli ve milli markası TOGG, neden kamu kurumlarında yeterince yer bulamıyor?
Belediyeler, valilikler ve üniversiteler; hizmet ve makam araçlarını elektrikli araç kiralama modeliyle temin edebilir. Bu araçların enerjisi de yine kurum çatılarında ve otopark üstlerinde kurulacak güneş panellerinden sağlanabilir.

Böyle bir model:
• Yakıt ve bakım maliyetlerini düşürür
• Karbon salınımını azaltır
• Yerli üretimi destekler
• Öğrencilere ve topluma uygulamalı bir örnek sunar

Özellikle Enerji Sistemleri Mühendisliği öğrencileri için bu kampüsler, adeta canlı bir laboratuvar hâline gelir. Teori kitaplarda kalmaz, sahada karşılık bulur.

Peki neden hâlâ atılmıyor bu adımlar?
Teknik bilgi eksikliği mi? Hayır.
İnsan kaynağı mı? Hayır.
Alan mı? Hayır.

Geriye tek bir sebep kalıyor: irade ve vizyon eksikliği.

Güneş artık bir tercih değil, bir zorunluluk.
Kamu kurumları bu dönüşümün öncüsü olmak zorunda. Aksi hâlde “sürdürülebilirlik” söylemleri yalnızca broşürlerde ve strateji belgelerinde kalır.

Bu konu artık kulislerde değil, gündemin merkezinde yer almalı. Çünkü mesele yalnızca enerji değil; mesele gelecek.

{ "vars": { "account": "UA-28164355-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-DQTZ4JSXP4" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }