Üst üste alınan başarısız sonuçlar, toplumu Milli Takımdan o kadar uzaklaştırdı ki, Fransa galibiyetinin ne anlama geldiğinden çoğu kimseler haberdar değil. Şenol Güneş’in başında olduğu Türkiye, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemelerinde şuan grup lideri. 2’si hazırlık, 3’ü resmi olmak üzere 5 müsabakada alınan 5 galibiyet, rakip kaleye bırakılan 21 gole karşın kalede görülen tek gol… 

‘Milli Takım ve futbol’ umurumda değil’ diyenler için bunların bir anlamı olmayabilir ancak, Hıncal Uluç gibi büyük futbol adamı(!) ve Milli Takım aşığı(!) kişiler için bu başarılar önem taşır…

2002 Dünya Şampiyonasındaki Dünya Üçüncülüğü ve 2008 Avrupa Şampiyonasındaki yarı final başarılarının ardından;
2010 Dünya Şampiyonası Elemelerinde 3’üncü,
2012 Avrupa Şampiyonası Elemelerinde 2’nci,
2014 Dünya Şampiyonası Elemelerinde 4’üncü, 
2016 Avrupa Şampiyonası Elemelerinde 3’üncü, 
2018 Dünya Şampiyonası Elemelerinde 4’üncü olan Türkiye, 

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemelerinde şuan itibariyle, son dünya şampiyonu Fransa’nın önünde grup lideri… 

Boğazında fuları, omzunda kazağı ve bitmeyen kahkahası ile televizyon ekranlarında görmeye aşina olduğumuz ünlü spor(!), sanat(!), siyaset(!), magazin(!) yorumcusu Hıncal Uluç’un Fransa zaferi sonrası neler söyleyeceği en çok merak ettiğim konuydu. 

Türkiye, Dünya Futbol Şampiyonasına tarihinde ilk kez 1954 yılında kura ile katılmaya hak kazanmıştı. Bu tarihten sonra ülkemizi Dünya Şampiyonasına taşıyan ilk ve tek isim Şenol Güneş oldu. Güneş’in başında olduğu Türkiye, Dünya Şampiyonasına katılmakla kalmayıp Dünya Üçüncüsü olduğunda Hıncal, “Dünya Üçüncülüğünü kazanmadık. Şenol'un korkaklığından Dünya Şampiyonluğunu kaybettik" demişti. Oysa o turnuvada Türkiye’nin mağlup olduğu tek takım Brezilya’ydı. O Brezilya da zaten turnuvayı Dünya Şampiyonu olarak tamamlamıştı. 

Yazılarında, gazetecilik terbiyesi gereği ünlü futbol adamına ‘Güneş’ ya da ‘Şenol Güneş’ diye hitap etmesi gereken Hıncal, yıllar boyunca ‘Şenol’ diye hitap etmeyi tercih etti.

Hıncal’ın zamanında; “Karizması yok”, “Konuşmayı beceremiyor”, “Giyinmeyi bilmiyor”, “Tıraşı kötü” gibi akıl dışı ifadelerle saldırdığı Güneş’in aslında bir futbol filozofu olduğunu çok geçmeden tüm dünya kabul etti.

Şenol Güneş 2004’te milli takımdan ayrıldığında zafer naraları atan Hıncal, 1996, 2005 ve 2011’de Trabzonspor ile elde ettiği başarıları da (Trabzonspor’un çalılan şampiyonlukları) karalayabilmek için elinden geleni yaptı.
    
Güneş’e, Beşiktaş’ın başında şampiyonluklar yaşadığında da eleştirilerini sıralayan Hıncal, Lucescu’nun Milli Takım Teknik Direktörlüğünden gönderilip yerine Güneş’in getirileceği konuşulmaya başlandığında, “Güneş gelecekse Lucescu kalsın” diye yazmıştı. Oysa o vakte kadar Luvescu’nun derhal gönderilmesi gerektiğini savunmuştu. Bu senaryo gerçekleştiğinde ise “Şenol Güneş yanlış seçim!” başlıklı yazısını gururla yayımlamıştı. 

..Ve Türkiye, Fransa’ya karşı tarihteki ilk galibiyetini aldı. Son Dünya Şampiyonu Fransa’yı yenip grup liderliğine yükseldi. Gözüm, kulağım Hıncal’ı aradı. Halen sesi çıkmadı Hıncal’ın! Galiba köşesine çekilmiş, eleştiri oklarını sıralayabilmek için olası bir İzlanda mağlubiyetini bekliyor. 

Şenol Güneş, Hıncal Uluç’u ilk kez bozguna uğratmıyor! Güneş’in defalarca haksız çıkardığı Hıncal, her defasında önce sessizliğe büründü, sonrasında biriktirdiği kini ile ortaya çıktı. Belli ki, yine aynısını yapabilmek için pusuda bekliyor! 

Konuşmak için İzlanda maçını bekleme, hadi Güneş’e şimdi saldır Hıncal!..