Hayrettin Hacısalihoğlu’nu uyarmak görevim…

Mekanik dünyada, metal yorgunluğu diye bir olay vardır.

Ancak siyasi ve sosyal hayatımıza metal yorgunluğu deyimi ve tespiti, Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın partisinin teşkilatları ile ilgili gündeme getirdiğinde, her kurum kişi içinde aynı yorgunluk bir netice olarak ifade edilmeye başlandı.

Şimdi, metal yorgunluğun ne demek olduğuna bakalım..

Metal Yorgunluğu, Sürekli olarak çalışan veya belirli bir yükün sürekli uygulanması sonucu metal malzemelerin istenilen dayanma özelliğini kaybetmesi olarak açıklanır.

Örnek olarak; Bir tel sürekli olarak aynı noktadan aşağı yukarı eğilir ise tel büküldüğü noktandan ısınır ve bir süre sonra kopar. Kopma metal yorgunluğunun son noktasıdır. Nasıl bir uçak ilk yapıldığında hatasız çalışırken, zaman geçtikçe metal kaplamaların gevşeyip kendini bırakması sonucu iş görmez hale gelebiliyor ise insanları da zamanla “ruh yorgunluğu” sarıyor ve hastalanmadıkları halde eski performanslarını kaybediyorlar.

İşte bu duruma metal yorgunluğu deniyor.

Şu sıralar, benzer tehlike Trabzonspor As Başkanı Hayrettin Hacısalihoğlu için geçerli.

Henüz metal yorgunu değil ama, bu yorgunluğun adayı.

Bu satırın yazarı ben, Hayrettin Hacısalihoğlu için yönetimde yer alması gerektiğini birkaç kez yazdım. Yakın dostları ile yüz yüze telefonla konuşarak yönetime girmesi için ikna edilmesi gerektiğini söyledim.

Çünkü;

Hayrettin Hacısalihoğlu Trabzonspor’u evladı gibi sever, korur zamanını kulübe ayırır delicesine çalışır.

Nitekim, göreve seçildiğinden bu yana, bildiğimiz özellikleri ile çalışıyor.

Öyle ki.

Tesislerdeki bir bitki kuruyorsa, takip ediyor.

Tel örgülerde kopma varsa biliyor.

Mutfakta eksik bir şey varsa anında görüyor.

Tesis mobilyalarındaki kırık dökük onu rahatsız ediyor.

Aracı kullanmıyor anında olaya müdahil oluyor.

Bunların yanı sıra asıl işi takım ile de ilgileniyor.

Yönetiyor

Transfere bakıyor

Kulüp personelinin performansını ölçüyor, gözlemliyor.

Alt yapıdaki futbolcu aileleri ile görüşüyor.

Futbol bilimindeki son gelişmeleri takip ediyor, bilgileniyor.

Camianın diri tutulması için hassas hareketler yapıyor.

Efsane yöneticilerin yaş gününden evlilik günlerine hepsini takip ediyor.

Hasta olan varsa, camianın bilgisine sunuyor.

Gazetecileri izliyor.

Kim ne yazmış ile mesaj ile yazı ile söz ile bilgilendiriyor.

Tesislerdeki en ince ayrıntılara kadar iniyor, sorun varsa çözüyor.

Bekçi kulübesini inceliyor, tesislere gelen misafirlere nasıl davranılacağını anlatıyor.
Yaşayan kurucu üyelerin, personel tarafından mutlaka tanınmasını istiyor, bu kurucu üyelerin fotoğraflarını bile personele dağıtıyor.

Sabah 9’da işe geliyor, akşam ne zaman çıkacağı belli değil.

Kulüp arşivi ile ilgileniyor, arşive girecek belge ve bilgileri topluyor.

Yani anlayacağınız Trabzonspor’u her hali ile yaşıyor.

Her konuda bilgisi olsun istiyor, bu bilgiler onu motive ediyor.

Biz gazeteciler, farz edelim bir yöneticiyi arayıp bir bilgi soruyoruz, Hayrettin Abi bilir cevabını alıyoruz.

İstisnasız, günde 30 gazetecinin telefonla sorularına muhatap kalıyor.

Futbol dünyasından çeşitli insanlarla günde en az 100 kez telefonla konuşuyor.

Taraftarlardan ona ulaşanlara detay bilgiler veriyor.

Menajerlerle muhatap oluyor.

Passo Lig ile ilgili bir sorun varsa adres Hayrettin Hacısalihoğlu olarak gösteriliyor.

Yani nefes alıyor kulüp, veriyor kulüp.

Tabi bu durum Hayrettin Hacısalihoğlu’nu yordu.

O da 10 yıl 15 yıl önceki Hacısalihoğlu değil ki.

Bir metal yorgunluk hastalığına her an yakalanabilir.

Geçenlerde bizim siteden Hasan Tüncel, her zamanki gibi Hayrettin Abi’yi aradı. Bir konu hakkında bilgisine başvuracaktı. Aman Allahım, Hayrettin Abi bir sert. Bir agresif.. Bunun için mi beni arıyon. Bu kadar aramayın.

Eee Hayrettin Abi, yönetimde ilgili kişi aranıyor, seni adres gösteriyorlar.

Hayrettin Abi bilir diyorlar.

Yetki dağıtımı yapılmadı mı?

Niye seni adres gösteriyorlar.

Doğal olarak aranıyorsun ve de patlıyorsun.

Bak Hayrettin Abi, metal yorgunluğu tehlikesi ile karşı karşıyasın.

Belki bu yukarıda saydığımız ince ayrıntılar seni mutlu ediyor ama yoruyor.

Eski gençliğin dinamikliğin yok.

Bir metal yorgunluğu üzerine çökmek üzere.

Bundan sen zarar görebileceğin gibi Trabzonspor da görür.

Azcık geri vitese ver.

Yetkileri dağıt.

Ve gözlemini yap.. Neşteri vur.

Bence keşke pazarlık yapsaydı..!

Ünal Karaman, Trabzonspor ile masaya oturduğunda ücret konusunda pazarlık yapmam demiş.

Bu da bir Trabzonsporluluk olarak taktir ediliyor.

Keşke, Ünal Karaman pazarlık yapsa.

Pazarlığı, Trabzonsporluluğunun ölçüsünden başlasa.

Sonra da nereye inecekse oraya inse.

Tavrı yüreklere hoş geliyor.

Ama profesyonelliği de ters.

Hırvatlara final getiren ikinci gol

Hırvatistan’ın finale kalmasını sağlayan ikinci gol.

İyi izleyin.

Golü atan futbolcu, pozisyonun bittiğine kanaat getirerek, ceza alanının dışına doğru çıkıyor. Ama cezalanın bir köşesinde pozisyon, Hırvatların lehine gelişiyor top penaltı noktasına doğru geliyor. Orta saha koşan futbolcu topu takip edip, buluşuyor ve golü atıyor. İngiltere defansı böyle bir gol yememeliydi. Ama, golün basit bir tanımı var… Topu takip et..

Hasan Saka’dan ve 4 bakan…!

Hasan Saka, Başbakan olduğunda, Trabzon’da davul zurna ile kutlandı. Millet sokağa indi. Hasan Saka’nın Başbakan olarak Trabzon’a vereceği çok şeyleri olur diye umutlandı.

Şehirden bir heyet, Ankara’ya gitti.

Trabzonlular olarak bağlılıklarını bildirdi.

Artık Trabzon’a bir şeyler yaparsın dendi.

O da tarihe mal olan şu lafı etti..

“Ben Trabzon’un değil, Türkiye’nin başbakanıyım…”

Saka böyle dedi ama.

Havaalanını yaptırdı.

Limanı başlattı.

Trabzon için bu iki yatırım önemliydi.

Şimdi, şehrin 4 bakanı var.

Hepsi de kilit görevde.

Hepsi de Türkiye’nin bakanı.

Ama Trabzon’un evladı.

Bu şehir için taşın altına ellerini sokacaktır.

Yeter ki ince hesaplar ile yormayalım

Fitne fesat karıştırmayalım.

Her biri, bu şehir sevdalısıdır.

Önceliğimiz güney çevre yoludur.

Demir yoludur.

Yatırım adasıdır.

Bu üç proje, 4 bakana havada karada vız gelir.

ZAYTUNG

> Türkiye, evden izlediği bir dünya kupasında daha İngiltere'nin finale yükselememesiyle teselli buldu...