Bakan Yazıcı, Rize'de düzenlenen ''Yeşil Altın, Türk
Çayının Markalaştırılması ve Uluslararası Tanıtımı 2023 Vizyonu Çalıştayı''nda
yaptığı konuşmada, çayın dünya pazarlarında bir marka değeri kazanması için çay
üretiminin tüm aşamalarını ve pazarlanmasının önemli olduğunu ifade etti.Kalitenin
markalaşmanın ilk adımı olduğunu anlatan Yazıcı, ''Her kaliteli ürün marka
değildir. Markalaşma, kaliteyi pazarlama stratejisidir. Önce tüm bu
süreçlerdeki aksayan yönleri doğru tespit edip, mükemmel üretim ve pazarlama
sistemini oluşturmalıyız. Günümüz dünyasının ekonomik ilişkilerinde bu durumun
birçok örneği mevcuttur. Doğru pazarlama stratejilerini kullanan bir firma
Afrika'nın, Güney Amerika'nın yoksul bölgelerinin yegane zenginliği olan kahve
çekirdeğini uluslararası bir marka haline getirerek yüksek kar marjıyla
pazarlayabilmektedir. Bu güç de o ürünü bir marka haline getirebilme
yeteneğidir'' dedi.
MARKA OLARAK TANITACAĞIZ
Bakan Yazıcı, ''hedeflerinin hem üretiminde hem de dünya pazarlarına sunumunda
Türk çayını alternatifi olmayan bir içecek haline getirmek olduğunu'' vurgulayarak,
''Ülkemizde sudan sonra en çok içilen, sağlık yönünden bilimsel olarak
yararları kanıtlanan organik Türk çayını bir marka olarak dünyaya tanıtmak
hepimizin ortak gayesidir. Hükümet olarak 2023 yılına kadar dünya çapında en az
10 marka üretme hedefi koyduk. Bu 10 markadan biri mutlaka 'Rize Çayı-Türk
Çayı' olmalıdır. Türkiye'nin en önemli endüstriyel değerlerinden biri olan
çayımızı, bir marka değer haline getirmek, yeşil altını hak ettiği konuma
ulaştırmak hepimizin üzerine düşen sorumluluktur'' şeklinde konuştu.
ORGANİK ÇAY PAZARI
Son yıllarda hızla büyüyen organik çay pazarında daha fazla yer almak için
organik çay alanlarının genişletilmesi gerektiğini, bunun yanında senede sadece
90 gün çalışan çay fabrikalarının atıl dönemde başka faaliyetlerde
bulunabilmesi için de düzenlemeler yapılması gerektiğini anlatan Yazıcı,
''Markanın amacı çayı daha rekabetçi bir duruma getirmek, kısacası çayı dış
pazarlara daha fazla açabilmektir. Ancak çay pazarında dış pazara açılmanın
önünde yüksek maliyet ve ürün çeşitliliğinin olmaması gibi yapısal ve ciddi
sorunlarımız var. İç pazarımızda demleme çay yaygınken, Avrupa pazarında poşet
çay talebi daha fazladır. Dolayısıyla pazara uygun ürün geliştirilmesi bir
ihtiyaçtır'' dedi.
TÜRKİYE DÜNYADA HEKTAR BAŞINA BİRİNCİ
Bakan Yazıcı, dünya genelindeki çay üretimine bakıldığında 2009 yılı itibariyle
3 milyon 14 bin hektar olarak ölçülen çay ekim alanlarının yüzde 47'sinin
Çin'de bulunduğunu, Türkiye'de 75 bin 851 hektar olan çay ekim alanlarının ise
dünya çay ekim alanlarının yüzde 2.51'ini oluşturduğunu anlatarak, şunları
ifade etti: ''Çay üretim miktarı bakımından ise 3 milyon 950 bin ton olarak
ölçülen 2009 dünya üretiminin yüzde 34.82'sini Çin üretmektedir. Bunu sırasıyla
Hindistan, Kenya, Sri Lanka ve yüzde 5.02 ile Türkiye takip etmektedir. Geçen
yıl ülkemizin çay ithalatında ilk üç sırayı yüzde 56 ile Sri Lanka, yüzde 13
ile Kenya ve yüzde 11 ile İran almıştır. Bu yılın Ocak-ağustos döneminde ise en
fazla ihracat gerçekleştirilen ilk üç ülke sırasıyla Belçika, Hollanda ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmuştur. Türkiye, 2009 yılı itibariyle 198 bin 601
tonluk net kuru çay üretimi yaparak dünya üretiminde 5. sırada yer almıştır.
Hektar başına elde edilen çay ürünü bazında Türkiye, 2 bin 618 kilogram ile
dünya birincisi konumunda bulunmaktadır. Kişi başına çay tüketiminde de yine
dünyada ilk sıradayız.''
GELECEKTE TARIM ÖNEMLİ OLACAK
Gelecekte tarım ve tarımsal faaliyetlerin çok daha önemli olacağını, organik
tarımın çok daha öne çıkacağını ve insanların organik ürünlerin üretim
alanlarını arar duruma geleceğini belirten Yazıcı, bu bakımdan Rize ve bölgenin
organik çay yetiştirme bakımından sahip olduğu avantajları çok iyi değerlendirmesi
gerektiğini söyledi.
15 MADDELİK EYLEM PLANI
Bakan Yazıcı, Ekim ayının ilk haftasında Rize'de yapılan ''Çay Sorunları Çözüm
Toplantısı''nda 15 maddelik eylem planı hazırladıklarını ve bu konularda
çalışmalar başlattıklarını anımsatarak, özellikle çayın DNA'sının belirlenmesi
amacıyla gerçek çayın, piyasaya sürülen diğer çaylardan laboratuvar ortamında
kolaylıkla ayırt edilmesi yönündeki çalışmaların Türk çayının geleceğini
garanti altına alacağını kaydetti.
BAKANLIĞIN ÇAYLA İLGİLİ ÇALIŞMALARI
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bakanlığı bünyesinde bazı çalışmalar
yapıldığını anlatarak, şöyle konuştu: ''Çay üretiminde ülkemizin en önemli
sorunlarından birisi, çay üretiminin 4-5 ay gibi bir sürede yapılmasıdır. Bu
nedenle üreticimiz çoğu zaman ürününü satarken beklediği değerlere ulaşamıyor.
Hükümetlerimiz döneminde bu konu üzerinde hassasiyetle durduk. Yaş çay üretici
fiyatları ortalaması 2003 yılında 0.36 kilogram/TL iken, 2010 yılında 0.85
kilogram/TL oldu. Siyah çay üretici fiyatları ortalaması ise 2003'te 6.13 TL
iken, 2010'da 10.67 TL olarak gerçekleşti. Yaş çay üretici fiyatları ortalaması
2003-2010 yılları arasında yüzde 135 artış gösterirken, siyah çay üretici
fiyatları ortalamasında aynı dönemde yüzde 75 artış olmuştur. Üreticimizi daha
da güçlendirmek için Bakanlık olarak ürün ihtisas borsacılığı kapsamında, çayın
mülkiyetini temsil eden ürün senetleri ile alınıp satılabilmesine yönelik
çalışmaları yürütüyoruz. Bakanlık olarak yasal ticareti kolaylaştırmak için
gerekli tedbirleri alıyoruz''
ÇAY KAÇAKÇILIĞI
Bakan Yazıcı, çalışmalar çerçevesinde çay
kaçakçılığını da önlemeye çalıştıklarını ifade ederek, şunları anlattı: ''Yasa
dışı ticareti önlemek için de yoğun çaba sarf ediyoruz. Gümrük Muhafaza Genel
Müdürlüğümüz gümrük kapılarında, girişlerde aldığı tedbirlerle kaçak çay
faaliyetlerini önlemeye çalışmaktadır. Çay kaçakçılığı ile mücadele kapsamında
2010 yılında gümrük muhafaza ekiplerimiz ve diğer kolluk kuvvetlerince 3 bin
200 ton kaçak çay yakalanmıştır. Son 3 yılda ise toplam 8 bin 400 ton kaçak çay
yakalanmıştır.
EKONOMİNİN ÖNÜNDEKİ ENGEL
Ülke ekonomisinin geliştirilmesinin önündeki en önemli engellerden birisinin
çay kaçakçılığı olması bakımından 'Çay Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı'
hazırladık. Bakanlığımız ile ÇAYKUR arasında 'Sahte ve Kaçak Çay Ticareti ile
Mücadelede İşbirliği Protokolü' imzaladık. Bu kapsamda Mersin, İskenderun,
Gaziantep, Habur, Hakkari, Gürbulak, Hopa, İstanbul, Edirne, Ankara Gümrük ve
Muhafaza Başmüdürlüklerinde görevli 20 muhafaza memuruna çay kaçakçılığının
önlenmesi konulu eğitim verildi. Çay kaçakçılığı ile mücadelede faydalanılmak
üzere çay kokusuna duyarlı 3 çay detektör köpeği kullanılmaya başlandı. Ayrıca
kaçakçılıkla mücadele için pek çok teknik çalışma yaptık.''
Bakan Yazıcı, hükümetinin, çay markalaşmasının takipçisi ve destekleyicisi
olacağını da sözlerine ekledi.