Gençlik yıllarımızda sinemada izledik; Malkoçoğlu filmlerini.

Bizans’ın burnuna kadar gelen Türk Beylerinin mücadelesi anlatan filim, gurumuzu okşardı.

+++

Türk boylarını basan Bizans askerleri, kadınları kılıçtan geçirip erkekleri esir aldıklarında, “Malkoçoğlu kim..? Kimdir Malkoçoğlu, kimse bir adım öne çıksın yoksa hepinizi öldürürüz” tehdidi ile korku salanlardı.

Türk boylarının soylu cesur erkekleri de Malkoçoğlu kim dendiğinde, hep birlikte bir adım öne çıkar…”Malkoçoğlu” benim derdi.

+++

O sahne tüylerimi diken diken ederdi.

Elbette sizinkileri de etmiştir.

Şimdi, bugün şu günlerde, hepimiz Malkoçoğlu olmak gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.

+++

Niye mi?

Trabzonspor’un bir önceki başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu severseniz sevmezsiniz o başka.

Nefret de edebilirsiniz.

O da başka.

İyi ki takımın başından gitti de diyebilirsiniz.

Ve tüm bunlarda haklı da olabilirsiniz.

Ama, İHO; A.Aker’de hakem alı koydu gerekçesi ile 7 yıl hapsi istenen bir suçlama ile karşı karşıya. Yakında mahkemesi görülecek. Mahkeme tarihi yer ve saatini ilerde açıklayacağız.

O gün mahkeme anında, Kaşüstü’deki mahkeme salonunda ve etrafında; Trabzonspor taraftarları olarak İHO’nun değil Trabzonspor’un yanında olmalıyız.

Ve mahkeme başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu kim dediğinde, hep birlikte “Ben” demeliyiz.

+++

Tıpkı Malkoçoğlu benim diyenler gibi.

+++

Başta ifade ettim. Mesele İHO meselesi değil, Trabzonspor.

Sarı inek hikayesi vardır. 

Buradan yazmamayım, Google amcaya sorun hikayeyi okuyun.

Hacıosmanoğlu’nun yargılanması esnasında tepkisiz kalırsak, bilin ki sarı inek hikayesinin sonu gibi olur sonumuz.

O nedenle, hepimiz Malkoçoğlu olacağız.

Trabzonspor için.

Başka kimse için değil.